AZİZ KOCAOĞLU * (İZ DERGİ SAYI:30)

2011 yılında, bugün neredeyse tamamı FETÖ yapılanmasının içinde olduğu anlaşılan bir ekibin imza attığı iki ayrı operasyona maruz kalan, üst düzey yöneticilerinin çoğu tutuklu-tutuksuz yargılanan, aklanabilmek uğruna yıllarını mahkeme salonlarında geçiren bir belediye başkanı olarak elbette adaletin ve adaletsizliğin ne demek olduğunu çok iyi biliyorum.

Devleti kuşatan kumpas çetelerinin üzerinden silindir gibi geçtiği Büyükşehir Belediyesi’ne destek olmak için Torbalı'da toplanan binlerce İzmirliye "Aç yatabilirsiniz, işsiz kalabilirsiniz ama adaletsiz yaşayamazsınız” diye seslendiğimde takvimler henüz 2011'in Kasım ayını gösteriyordu. 

Adalete olan susuzluğumuzu dindirebilmek için ne yazık ki 6 yıl daha beklemek zorunda kaldık. Nihayet 2017 yılına gelindiğinde bunun bir kumpas davası olduğu kanıtlandı. Ben ve çalışma arkadaşlarım, hakkımızdaki tüm suçlamalardan beraat ettik.

Bağımsız ve tarafsız bir yargının önemini, adaletin bir toplum için ekmek kadar,  su kadar vazgeçilmez olduğunu bu süreçte bir kez daha anladık.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na Temmuz sıcağında asfalt üzerinde Ankara'dan İstanbul'a kadar 450 km yürüme azim ve direncini veren de,  Maltepe'de 1,5 milyon kişiyi bir araya getiren de, işte adalete olan bu susamışlık duygusuydu.

Adalet isteyen on binlerle birlikte gerçekleşen ve benim de 5 günlük bölümüne katıldığım bu anlamlı yürüyüş, aynı zamanda Türk siyasi yaşamının en uzun,  en haklı, en barışçıl ve en renkli eylemi olarak da tarihteki yerini aldı. Sadece Mustafa Kemal Atatürk posterleri ve Türk bayraklarıyla yürüyüşe katılan yurttaşların dilinde yine tek bir slogan vardı:  "Hak, hukuk, adalet."

Siyasi tarihimiz adına bir dönüm noktası olacağı düşünülen bu yürüyüş inanıyorum ki, yakın bir zamanda bir adalet koşusuna dönüşecek. Adalet Yürüyüşü'nün yarattığı etkiyle siyasette de, toplumsal yaşamda da birçok şey değişip, dönüşecek.

*İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı

Editör: Haber Merkezi