Cihan Başakçıoğlu - Türkiye metropollerinde hemen her sokakta görülen geri dönüşüm işçilerin yaşlarında bir hayli düşüş söz konusu. Çoğunluğu mülteci çocuklardan oluşmak üzere yaşları 7 ile 17 arasında değişen çocuklar günde ortalama 13-14 saat İzmir sokaklarında çöplerden topladıkları malzemeleri satarak geçinmeye çalışıyor.

Türkiye metropollerinde belki de hemen hemen tüm sokaklarda defalarca karşılaşılan ve birçok birey için sıradan hale gelen insanlar onlar. Bazen bir çöpün başında, bazen yorgun düşüp sokaklarda uyurken bazen de arkalarında arabaları umarsızca yürürken görülüyor geri dönüşüm işçileri. Bir çok kişinin "çöpçü", "hurdacı" veya "eskici" olarak nitelendirdiği ve yanından sessizce geçip gittiği İzmir sokaklarında, gecenin yarısından sabah gün ışıyana ve akşam olana kadar sokakların tamamını dolaşarak, cam şişe, kağıt atık ve demir topluyorlar.

ARTIK ÇOCUKLAR BU İŞİ YÜKLENİYOR

Bir araya geldikleri Basmane'nin arka sokaklarında ise alışılanın aksine son dönemde yeni bir durumun ortaya çıktığı görülüyor. Türkiye'de artan işsizlik ve Ortadoğu'daki savaş ile beraber geri dönüşüm işçilerinin yaşlarında bir hayli düşüş söz konusu. Sokaklardaki konteynırların içerisine dalan veya "eskici-hurdacı" diye bağıran yaşlıların yanı sıra artık çoğunluğu mülteci olmakla beraber yaşları 7 ile 15 arasında değişen çocuklar sırtlarındaki arabalarıyla birlikte hayatını çöpten kazanmaya çalışıyor.

İNSANLARIN BAKIŞLARI

İnsanların "değersiz" gördükleri eşyalarını attıkları çöplüklerde yaşamı ve geleceği arayan geri dönüşüm işçisi çocukların birçoğu, Çevre Şehircilik Bakanlığı'ndan gelen son yasakla birlikte geceleri kağıt toplamaya çıkmayı tercih etselerde aslında onlara daha ağır gelen bir şey var, "insanların bakışları". Onların tabiriyle "kalbur üstü" olarak nitelendirilen semtlerde kimileri tarafından "insan" yerine dahi koyulmayan bu çocuklar, devlet için ise potansiyel tehlike olarak görülüyor. Bu nedenle bir çoğu yaşlarını ve başına gelebilecekleri umursamadan gece geç saatlerde işe çıkmayı daha uygun buluyor.

İNSANLIĞINDAN SIYRILANLARIN YERİNE KÖPEKLER

İnsanların bakışlarının ve yaşanan tüm olumsuzlukların aksine onlara göre ise "insan"  görece bir kavram değil. Herkese olduğu gibi davranan ve nefret duygusu barındırmayan bu çocukların diğer bir özelliği de sokaklarda tanıştıkları ve yanlarından hiçbir zaman eksik olmayan sokak köpekleri. Köpekleri yanlarından hiç eksik olmuyor çünkü insanlığından sıyrılmış olanlardan korkan bu çocukların tek güvencesi köpek dostları. Aynı zamanda da kendileri gibi "sahipsiz" gördükleri tek arkadaşları da köpekleri.

40 KİLO İLE 20 KİLOMETRE !

Sırtlarında günde ortalama otuz kilo ağırlıkla ortalama sekiz kilometre yol yürüyen geri dönüşüm işçisi çocuklar, bunun karşılığında ayda altı yüz milyon civarı bir para kazanıyorlar. Arabaları yer yer 40 kiloya dayanan geri dönüşüm işçilerinin günde yürüdükleri  yol ise zaman zaman 20 kilometreye çıkabiliyor. Bir çoğu hayatında hiç eğitim görememiş iken okumayı sokaklarda öğrenen bu çocukların, bir kısmı ise maddi zorluklar ve savaş nedeniyle eğitimlerini yarıda bırakmış. İzmir'de toplanma yerleri Basmane'nin arka sokakları olan geri dönüşüm işçisi çocuklar, genellikle Kadifekale'de ve Hilal Mahallesi'nde yaşıyor. Barınma sıkıntısı yaşayan bazıları ise yaz aylarında sokaklarda kalırken, kış aylarında ise zorluklarla yaptıkları kulübelerde yaşıyor.

'BİRBİRLERİNDEN BAŞKA TUTUNACAK KİMSELERİ YOK'

İbrahim ve Ali savaş nedeniyle Halep'ten Türkiye'ye göç etmek zorunda kalan iki kardeş. İkisi de çok fazla  Türkçe bilmiyor.  Biri 17 diğeri ise 13 yaşında olan İbrahim ve Ali sabah evlerinden çıkarak her gün 14 saatini İzmir'in dört bir yanındaki sokaklarda geçiriyor. Onlar hayatlarını idame ettirebirmek için karton, şişe veya geri dönüşüme uygun tüm malzemeleri toplamak zorunda. Birbirlerinden başka tutunabilecekleri kimseleri olmadığını söyleyen İbrahim, "Sabah 06.00'da çıkıyorum 14 saat çalışıyorum. Kağıt ve şişe topluyoruz. Orada okula devam ediyordum. Anne ve babam Suriye'de. Burada bir evimiz var. Zorluklar içerisinde yaşamaya çalışıyoruz" diyor.

'DENİZ BİZE YASAK'

1 yıl önce Halep'ten İzmir'e gelen 20 yaşındaki Muhammed ise 8 yaşındaki kardeşi Basri ile birlikte gece yarısı çöplerin yolunu tutuyor. Halep'te öğrenciyken savaş nedeniyle eğitiminin yarıda kaldığını söyleyen Muhammed, "Güzel bir hayatımız vardı en azından mutluyduk. Hepsi havaya uçtu. Evimde havaya uçtu. Annem babam Suriye'de kaldı herşeyimiz bitti" dedi. Kardeşi ile birlikte Türkiye'ye göç etmek zorunda kaldıklarını ve burada geri dönüşüm işçiliği yaptıklarını söyleyen Muhammed, 12-13 saat boyunca topladıkları malzemeleri Basmane'deki depolara götürdüklerini ve 100 kilo için 20 lira kazandıklarını söyledi. Kardeşi ile birlikte günlük ortalama 30-40 lira kazanabildiklerini söyleyen Muhammed, İzmir'de yaşamalarına rağmen geri dönüşüm işçisi olmaları nedeniyle zabıtalar tarafından sahile sokulmadıklarını söyledi. "Deniz ve Alsancak bize yasak" diyen Muhammed, "Kaç defa arabamıza el koydular. Bir de dövüyorlar" diye konuştu.

'ÇÖPTEN OYUNCAK YARATABİLİYORUM'

Muhammed'in 8 yaşındaki Basri ise ağabeyi gibi 20 kiloluk arabasını sırtalayarak sokaklarda çalışıyor. Yaşanan bir çok şeyin farkında olmayan ve anlamakta zorlanan Basri, memleketinde en çok "bombalanan oyuncaklarını" özlediğini söylüyor. Türkiye'ye geldiği günden bu yana oyuncaklarını çöpten yarattığını söyleyen Basri, çöplerde bulduğu, tahta, demir, şişe gibi malzemelerle oynuyor. İlkokul eğitimine yeni adım attığı sırada zorla terk ettiği memleketinde eğitimini de yarıda bırakan Basri'nin, atık kağıt ve karton toplamaya gittiği Sevgi Yolu kitapçılarının kitaplarına ise ilgisi büyük. Okumayı tam anlamıyla sökemeyen Basri Türkçe kitapları anlamasa da resimlerine bakarak anlatılanı çözmeye çalışıyor. Geri dönüşüm deposuna göndereceği her kitabı ise depoya teslim etmeden kendisi inceliyor.

'YAŞITLARIM GİBİ EĞİTİMİME DEVAM ETMEK İSTİYORUM'

Halep'ten gelen 14 yaşındaki Aziz'in de durumu diğerlerinden farksız. "Hurda, karton toplayıp yaşamaya çalışıyoruz" diyen Aziz de günde ortalama 12-13 saat çalıştığını söyledi.  Alsancak, Çankaya, Basmane başta olmak üzere her bölgeye gittiklerini söyleyen Aziz'in en büyük korkusu ise zabıtalar.  "Arabamı alıyorlardı. Bir de dövüyorlar tabi" diyen Aziz, yaşıtları gibi eğitimine devam etmek istediğini söyledi.  

 

KASIM SAYISI SUNU YAZISI İÇİN TIKLAYIN

İZMİR'DEN YA DA ŞEHİR DIŞINDAN NASIL ABONE OLUNUR? TIKLAYIN

Editör: Haber Merkezi