TUNÇ SOYER* (İZ DERGİ SAYI: 30)

"Düşünme gücünde denge hikmet, arzu gücünde denge iffet, öfke gücünde denge cesaret, üç gücün üçünde denge adalettir. İnsan “adalet için yaşar" diyor Dücane Cündioğlu. Böyle bir tanımlama varken üzerine söylenecek sözüm yok. Adalet, ekmek kadar, hava kadar, su kadar insanoğlunun temel ihtiyaçlarından biridir. Belki de diğer canlılardan bizi ayıran en temel farklılık da adalet duygusuna olan ihtiyaçtadır. İnsanlığın ilk çağlarından beri adalet arayışı hiç bitmemiştir. Hititler kölelerin hak ve hukukunu düzenleyerek, Anadolu'da Birliğini sağlamıştır, Spartacüs'ten Şeyh Bedrettin'e, Gandi'den Kılıçdaroğlu'na bu arayış her daim var olmuştur.

HERKES İÇİN ADALET İSTİYORUZ

Adalet sadece CHP'nin sorunu değildir, Adalet sadece hukukla da ilgili değildir. Herhangi bir toplumsal ilişkide insanların vicdanlarında ortaya çıkan duygudur adalet. Yani eğitimde, sağlıkta, karakolda, vergi dairesinde, işyerinde, sokakta, evde bitmek bilmez bir arayıştır ve bu nedenle toplumsal hayatın en geniş ortak paydasıdır. Hatta özgürlüklerden, demokrasiden bile önde gelen bir ihtiyaçtır ve adil yaşam özlemi bu nedenle insanlığın en temel sorunudur. Adalet, vicdan ve ahlak sahibi her insanın önceliğidir ve adalet için atılan her adım, yapılan her girişim, adaletsizlikler nedeniyle ortaya çıkan yaraların tedavisine bir ilaç, bir merhem demektir.

Herkes için adalet istiyoruz. Toplumsal hayatımız esnasında ortaya çıkan tüm adaletsizliklere dikkat çekmek ve ortadan kaldırılmalarına katkı vermek istiyoruz. Mahkemelerde hakkı gasp edilen, alın teri döken ve emeği sömürülen, işsiz kalıp evine ekmek götüremeyen, KHK'larla hukuksuz bir şekilde mağdur edilen, işsiz kalan akademisyenler, öğretmenler ve tüm şiddet mağdurları için yürüdük.

Genel Başkanın yürüyüşü ile ilgili sevgili Rutkay Aziz "tarihi adımlıyorsunuz" demişti. Gerçekten yürüyüşe katılan herkes bu kutlu yürüyüşün içinde olmanın gururu, heyecanı ve coşkusu ile yürüdü. Bu atmosfer herkesi sımsıkı sarmış kucaklamış vaziyette. Ne 50 derece sıcaklık ne bardaktan boşanırcasına yağan yağmur kimseyi yavaşlatamadı.

YÜRÜYÜŞ HAKSA PROTESTODA HAK

Bu yürüyüşün tek sloganı vardı; "Hak, hukuk adalet" Bu slogan aslında yürüyüşün amacını, hedefini de ifade ediyor. Genel Başkan, Türkiye'de adalet olmadığını, ülkenin bir yarı açık cezaevine döndüğünü ve bu ülkenin insanlarının bunu hak etmediğini söylüyor. Bu nedenle tek başına başlattığı bu tarihi direnişte her gün sayı arttı ve dünyanın gündemine oturdu.  Yol boyunca, destek alkışları kadar protestolarla da karşılaştık elbette. Genel Başkan Kılıçdaroğlu bu protestolarla ilgili diyor ki; "Bizim nasıl adalet için yürüme hakkımız varsa onların da bizi protesto etme hakları var. Demokrasilerde bunun olması lazım.  Evet, bize gübre döküldü, taş atıldı ama buna rağmen sadece alkışladık. Biz hepimiz bu yürüyüşün üzerine titredik, bebeğimiz gibi baktık. Umarım bu yürüyüş Türkiye'de yeni bir siyasi anlayışın doğuşuna izin verir." Bu tespitler ve değerlendirmeler Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun Türkiye’de zamanın ruhunu yakaladığını ve ona uygun cesur ve vizyoner bir liderlik ortaya koyduğunu kanıtladı. Böyle bir liderimiz olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum. O nedenle ben de onun gibi bu yürüyüşün üzerine titriyor ve herkes gibi gelecek adına büyük umutlar taşımamıza imkân verdiği için ona minnettar olduğumu söylemek istiyorum.

KORKU DUVARLARI YIKILDI, UMUDUMUZ ARTTI

Son olarak belirtmek isterim ki, Tarihin en büyük eylemlerinden biri olan bu 400 kilometrelik yürüyüş, olağanüstü bir başarıyla organize edildi. Genel başkandan sonra, CHP grup başkan vekilleri, tüm genel başkan yardımcıları, parti meclisi üyeleri, milletvekilleri, Türkiye'nin birçok bölgesinden Belediyeler, farklı siyasi partilerden katılımcılar ve en önemlisi gönüllüler, gençler, kadınlar büyük bir imeceyle bu muazzam başarıya imza attı. 24 gün, 430 km süren yolculukta, kimsenin burnu kanamadı ve tarihin en iddialı ama en barışçı eylemi gerçekleştirildi. 80 yaşındaki başörtülü teyzemiz bastonuyla, engelli kardeşimiz tekerlekli sandalyesiyle, babalar çocukları omuzlarında, solcu, sağcı, liberal, ülkücü, kürt, vs. bir arada adalet için yürüdü. Yürüyenler 100 binleri geçti ve 9 Temmuz Pazar günkü Maltepe Mitingi’ne 2 milyondan fazla insan katıldı. Bu ülkenin büyük bir bölümü Cumhuriyetin koruyucusunun kendisi olduğunu kavradı, Kılıçdaroğlu’yla birlikte yıkılan korku duvarları bir cesaret ve umut iklimi yarattı ve tüm duyarlı yurttaşlar, “taşın altına elini koyma zamanı geldi” dedi. Adalet yürüyüşü yeni bir tarihin adımlanması ve artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının bir göstergesidir. Adil bir düzen ve adaletli bir ülke için yürüdük ve kimse çıkıp zaten bu ülkede adalet var diyemedi.80 milyon için adalet istiyor ve bu ülkeye adalet gelene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.
Güzel günler yakın…

*Seferihisar Belediye Başkanı ve SODEM YK Başkanı

Editör: Haber Merkezi