EKONOMİ

İşsiz ordusu büyüyecek: İzmir'de son bir ayda 50 fabrika satışa çıktı

İzmir’de son bir ayda 50 adet ikinci el fabrikanın satışa çıkarılmasını değerlendiren İZSİAD YK Başkanı Cengiz, “Fabrika bacası tütmezse evdeki ocak da tütmez. İşsizliğin artması evdeki ocağın tütmesini zorlaştıracak” dedi

Abone Ol

İkinci el ve sıfır satış ilan siteleri üzerinden paylaşılan verilere göre, İzmir’de son bir ayda 50 civarı ikinci el fabrika ve üretim tesisi satışa çıkarıldı. İzmir’de ikinci el en yüksek fabrika satış fiyatı 975 milyon TL ile Torbalı’daki çelik döküm fabrikası iken en düşük ikinci el fabrika satış fiyatı 8 milyon 250 bin TL ile Torbalı’daki tarihi zeytinyağı fabrikası oldu. Fabrikaların satışa çıkarıldığı ilçeler arasında Aliağa, Bornova, Bergama, Buca, Çiğli, Torbalı, Tire, Menemen, Menderes, Kemalpaşa, Gaziemir yer aldı.

İzmir Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İZSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Cengiz, fabrikaların kapanıp satılığa çıkarılmasının gençlerin işsizler ordusuna katılmasına yol açtığını anlattı. Ülke genelinde satılığa çıkarılan fabrika sayısının İzmir’deki sayının beş katı olduğunun altını çizen Cengiz, “Fabrikaların kapanması ve satışa çıkarılması önemli bir konu. Bir kentte 50 civarı ikinci el fabrikanın satılması binlerce yeni genç işsiz demek. Gençleri üretimden, eğitimden uzaklaştırırsak, ülkeden gelecek beklemek çok da gerçekçi olmuyor. Bunun dışında satış ilanı verilmeyen ve kapalı pazarlıkla satılmaya itilen 5 katı fabrika var” dedi.

Sanayi bitmek üzere

Fabrikaların satışa çıkarılmasının İzmir sanayisine etkisi üzerine konuşan Cengiz, yeni bir teşvik yasasından bahsetti. Cengiz, “Her fabrikanın kapanması tabii ki kendisini etkiler. Öte yandan da istihdam açığına yol açacak. Ülkedeki duruma baktığımızda ise gereken müdahaleler edilmezse sanayi üretimi bitmek üzere. Konkordato ilan ediliyor, insanlar finansmanda zorlanıyor. Henüz uygulanmayan bir yeni teşvik yasası çıktı. Bakalım oradan ne çıkacak. Umarım o teşvik yasasında üretici ve ihracatçıya destek verilir de fabrika bacaları tütmeye devam eder. Fabrika bacası tütmezse evdeki ocak da tütmeyecektir. Çünkü işsizlik ordusunun artması da yine evdeki ocağın tütmesini zorlaştıracak. Bir yandan istihdama dayalı teşvikler uygulanabilir ücretten alınan vergileri devlet karşılayabilir, düşük faizli kredi olanakları sağlanabilir, kur desteği sağlanabilir. Kur artışı uluslararası pazarda rekabete uygun değil. Yüzde ikiydi, üçe çıktı” ifadelerini ekledi.

İşsiz ordusu büyür

Emeğin yoğunlukta olduğu sektörlerde dünyayla yapılan rekabetin düştüğüne değinerek, asgari ücretin etkilerini aktaran Cengiz, “Emeğin yoğun olduğu sektörlerde maalesef rekabette dünya genelinde uzaklaşmaya başladık. Bir yandan 600 dolar gibi bir asgari ücret açlık sınırının altında kalıyor. Çalışan için bu düşük bir rakamken diğer taraftan da dünya genelindeki asgari ücret uygulamalarına bakınca tekstil ve tarım gibi emeğin yoğun olduğu sektörlerde düşük maaşların verildiğini görüyoruz. Hal böyle olunca da kötü bir denklem var. Çalışan memnun değil, hak ettiği parayı alamıyor, üreten de ihracat yapmaya çalıştığında rekabetten uzaklaşıyor. Bunun için ücretlere uygulanan vergi devlet tarafından karşılanabilir. İstihdama göre teşvikler verilebilir. Düşük faizli ve faizsiz odaklı istihdam yaratılabilir, bunun önüne geçilemezse işsiz ordusu büyüyecek” şeklinde konuştu.

Barınma krizine yol açar

Derin Yoksulluk Ağı Kurucusu Hacer Foggo, fabrika satışının işsizlik ordusunu daha da artıracağına dikkati çekerek, gençlerin bu sebeple evine kapandığına, ‘ne istihdamda ne eğitimde’ oranlarıyla dikkati çekti. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2024 Yılı Gençlik İstatistiklerine göre, ‘ne eğitimde ne istihdamda’ bulunan gençlerin oranının 2023 yılında yüzde 22,5 iken 2024 yılında yüzde 22,9’a yükseldiğini belirten Foggo, “Fabrikaların satışa çıkarılması veya kapatılması gençlerin ‘ne eğitimde ne istihdamda’ oranının birkaç puan daha artmasına yol açacaktır. Gençler, bu durum karşısında umutsuzluğa ve belirsizliğe girip eve kapanıyor. Fabrikada çalışan bir gencin yurt dışına gitme imkânı da yüzde sıfır. O yüzden daha fazla umutsuzluğa yol açıyor. Ya da iş güvencesi olmayan, kayıt dışı, mesaisi belli olmayan, maaşının verilip verilmediği belirsiz olan merdiven altı işlerde çalışmaya başlıyorlar. Başka şehirlere gidip farklı işlere yönelmek zorunda kalan bir genç ordusu da yaratıyor. Fabrikaların kapanması demek, gençlerin eve kapanmasına yol açacaktır. Bu da yeni bir barınma krizine yol açacaktır” dedi.