İşçi, memur, emekli, açlığa mahkûm…

Emeğin, emekçinin açlığa mahkûm edildiği, sosyal devletin yok sayıldığı ekonomik ve sosyal politika uygulamalarıyla karşı karşıyayız.

Abone Ol

6 milyon memur, 2 buçuk milyon emekli; etkili ve sonuç alıcı bir örgütlenme, toplu sözleşme ve grev hakkını kullanma olanağına sahip değildir.
Toplu pazarlık sürecinde, hükümetin önerdiği 2026-2027 yılları için ‘’iki yılı kapsayan’’ zam oranı; enflasyonun üçte biri olmayan, açlık sınırının altında ‘’ SEFALET’’ ücretidir.
Ülkemizin en acıklı bir durumda olan kesimi; emeğinden başka sermayesi olmayan, ancak emeğinin de karşılığını alamadığı için ‘’AÇLIK SINIRI’’nın altında yaşam mücadelesi veren kesimdir.

Bu arada; sosyal devlet felsefesinin temeli, vatandaşı sosyal risklere karşı koruma altına almaktır. Çağdaş bir devlet; vatandaşını sadece ‘’DIŞ TEHDİT’’lere karşı korumaz aynı zamanda ekonomik risklere karşı da koruma altına alır.

Öte yandan; gelir dağılımı dengesizliği, düşük maaş, düşük ücret, işsizlik, yoksulluk, pahalılık, yüksek enflasyon; uygulanan ekonomi politikalarını ‘’TOPLUMSAL DESTEK’’ten yoksun bırakarak etkisiz hale getirir.

Gıda harcamaları azalıyor

İşsizlik yaygınlaşıyor, çalışan kesimin gelir düzeyi düşüyor, ekonomideki ‘’olumsuz’’ gidişin yükü, çalışan kesime ve emekliye yükleniyor.

Bu süreçte ekonomi daralıyor, tüketim ve özellikle de ‘’GIDA HARCAMALARI’’ azalıyor. Tüketimin ve ‘’gıda harcamaları’’nın azalması emeğiyle geçinenlerin, emeklilerin yoksullaştığını gösteriyor.

Açlık ve yoksulluk sınırının genişlediği, gıda harcamalarının azaldığı, beslenme krizinin ‘’ALARM’’ verdiği bir ortamda bireylerin ve toplumun, özellikle okula aç giden, yatağa aç giren çocukların sağlığı; ülkenin de, ülkeyi yönetenlerin de öncelikli gündemini oluşturmalı.
Bu arada; unutmayalım ki tüketimin olmadığı yerde üretim, üretimin olmadığı ortamda da istihdam olmaz, işsizlik olur. Tüketimin özellikle de gıda tüketiminin azalması; işçinin, memurun, emeklinin, dar ve sabit gelirlilerin fakirleştiğini, gelir dağılımı adaletsizliğinin derinleştiğinin göstergesidir.

SONUÇ OLARAK:

Tüketim; toplumun refah düzeyini gösterir. Tüketim ve gıda tüketimi azalıyorsa; halk fakirleşiyor.