DUYGU KAYA/ İZ GAZETE- Yaklaşık 2 yıldır devam eden koronavirüs pandemisi, birçok ülkede yoksul insanları daha çok yoksullaştırdı. Türkiye’de ise hükümet tarafından verilen yetersiz sosyal destekler vatandaşın ihtiyacını karşılamıyor, çoğu kişi tarafından hor görülen ‘öteki’ler göz ardı ediliyor. Biz de İz Gazete olarak farkındalık yaratmak için Yeryüzü Dayanışma İnisiyatifi’nin kurucularından Mutlu Şahin ile şehrin arka sokaklarında ayakta kalmaya çabalayan insanları konuştuk.

Yeryüzü Dayanışma İnisiyatifi nedir, ne zaman ve nasıl kuruldu?

Yeryüzü Dayanışma İnisiyatifi, adından da belirtildiği gibi İzmir’in yerel sivil bir inisiyatifi, bir nevi sivil toplum kuruluşudur. Bu inisiyatif, koronavirüs salgınının başladığı dönem kuruldu. Salgının ilk zamanlarında sokağa çıkma yasakları, iş yerlerinin kapanması, kültürel, sanatsal ve her türlü sosyal faaliyetlerin kısıtlanmasıyla birlikte işsizlikler arttı, ekonomik kriz yoğun bir şekilde hissedilmeye başladı. İnsanlar kiralarını ödeyemedi, zaten ilk zamanlarda en çok karşılaştığımız kriz insanların kiralarını ödeyememesiydi. Yoksul ve emekçi kitleler en temel ihtiyaçlara erişmekte zorluk çekiyordu.

“SOSYAL MESELENİ KORU”

Pandeminin ilk döneminin sloganı vardı: ‘’Sosyal Mesafeni Koru’’. Ama bir şey unutulmuştu, yoksullar sosyal mesafeyle nasıl yaşayacaktı ki? İşte biz, ‘’Sosyal Meseleni Koru’ sloganıyla yoksul mahallelerde kapı kapı dolaşıp sosyal meselelerini dinlemeye başladık ve gördük ki yoksullar sosyal meselelerini kimseye duyuramıyordu. Evlerinde büyük bir tecrit halindeydiler, hapishane hayatına mahkûm edilmişlerdi. Bu tecridi ve yalnızlaşmayı kırıp sosyal meselelerine ses olmaya karar verdik. İşte Yeryüzü Dayanışma İnisiyatifinin İzmir’deki yolculuğu böyle başladı.

‘BU ÜLKENİN EN ÖNCELİKLİ SORUNU…’

Peki, bu inisiyatifin amacı ne? Ne yapmak istiyorsunuz?

Biz şehrin şatafatlı caddelerinin arka sokaklarındaki banklarda yatan evsizlere yardımcı olmak, onların barınma sorununu çözmek istiyoruz. Pandemi zaten evsiz sayısını anormal bir şekilde arttırdı. İnsanlar ev kiralarını ödeyemiyor artık. Bu ülkenin en öncelikli sorunu yüksek ev kiralarıdır.

‘İZMİR HATIRI SAYILIR BİR MÜLTECİYE EV SAHİPLİĞİ YAPIYOR’

İzmir aynı zamanda hatırı sayılır bir mülteciye de ev sahipliği yapıyor. Görünürde çok ön plana çıkmıyor ama bu mültecilerin de ciddi sorunları var. İş bulmakta zorlanıyor, iş bulmayı başaranlarsa kayıt dışı ve asgari ücretin üçte biri maaşa çalıştırılıyor. Ekonomik kriz onları da çok etkiliyor. Barınma sorunu yaşıyorlar, her semtte ev kiralayamıyorlar. Şehrin en varoşlarında ev bulabiliyorlar fakat ev sahipleri harabe evleri fahiş fiyata kiraya veriyor. Haliyle en temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çekiyorlar. Onlara da yalnız olmadıklarını, olanaklarımız ölçüsünde dertlerine ortak olmak istediğimizi hissettirdik.

“ŞEHRİN TÜM YOKSUL ÖTEKİLERİ İÇİN VARIZ”

Sokak çocuklarından, erkek şiddetine uğrayıp da açlıkla itaat ettirilmeye çalışılan kadınlara, kirasını ödeyemediği için ev sahibinden zorbalık gören kiracılara, çocuğuna mama alamayan anne babalardan garibanlara kadar şehrin tüm yoksul ötekileri için varız…

Gönüllü mü çalışıyorsunuz? Eğer gönüllü çalışıyorsanız ekibiniz kaç kişiden oluşuyor?

Evet, gönüllülük esasına göre çalışıyoruz. Yeryüzü Dayanışma İnisiyatifi, Mutlu Şahin ve Mehmet Dayık tarafından kuruldu. Sahada aktif gönüllü sayımız 10 kişi fakat bu sayı sahada dönem dönem artabiliyor.

Şu zamana kadar yaptığınız çalışmalardan biraz söz edebilir misiniz?

Pandeminin ilk dönemlerinde kadınlara binlerce ped dağıtımı yaptık. Bebeği olan ailelere mama, bebek bezi ve çocuklara da kıyafet dağıtımı yaptık. Maddi durumu iyi olmayan ailelere düzenli olarak gıda ve hijyen ürünleri dağıtımı yapıyoruz. Kirasını ödeyemeyen ailelere kiralarını ödeme konusunda yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ev eşyası olmayan ve eksik olan ailelere ev eşyası temin etme konusunda destek oluyoruz. Ev eşyası ve mobilya fazlalığı olan ailelerden eksiği olan ailelere bağış yapma konusunda aracı oluyoruz, taşıma masrafını karşılıyoruz. Fazlalık ev eşyası bulamadığımız zamanlarda spotçulardan temin ediyoruz. Elektrik, su faturalarına yardımcı olmaya çalışıyoruz.

‘BİZİ ARAYIP İKİ EKMEK İSTEYEN AİLELER VAR’

Bu şehirde ‘öteki’lerinin sorunları çığ gibi büyüyor. Ülkenin siyasi ve ekonomik şartları en çok da yoksul, emekçi kitleleri etkiliyor. Bazen bizi arayıp iki ekmek isteyen aileler bile var, öyle ki yoksulların ekmek alacak parası bile olmuyor. Ocak tüpü bitmiş bir aile, bir ay boyunca sıcak yemek yiyememiş, çay demleyip içememişler. Tesadüfen haberimiz oldu, hemen gidip ocak tüpünü değiştirdik. Aslında şehrin merkezlerindeki ışıltılı, şatafatlı hayatlar sizi yanıltmasın, arka sokaklarında büyük dramlar yaşanıyor. İşte bizim meselemiz şehrin arka sokaklarıdır.

‘BÜYÜKŞEHİR İLE İRTİBAT KURUYORUZ’

İzmir Büyükşehir'le iletişim halinde misiniz? Size yardımcı oluyorlar mı?

Sahada çözemediğimiz veya şartlarımızı zorlayan meselelerde Büyükşehir ile irtibat kuruyoruz. Sağ olsunlar, şu ana kadar olumsuz bir tavırla karşılaşmadık, olanakları ölçüsünde yardımcı oldular. En son çocuk esirgemede yetişmiş ve sokaklarda hasta vaziyette yatan Kadir için Büyükşehir ile irtibat kurduk. Hemen olaya müdahil oldular, İzmir Büyükşehir Sosyal Destek ekibi gelip Kadir’i sokaktan aldı, onu önce hastaneye, oradan da Belediye Güçsüzler evine yerleştirdi.

‘TÜM YARDIM ÇAĞRIMIZA KARŞILIK BULABİLDİK, İZMİR DUYARSIZ KALMADI’

Peki, İzmir’in bu konuda tavrı nasıl? İzmirliler yardımsever mi? Sizi takip eden yurttaşlardan destekler geliyor mu?

İzmir ve İzmir halkı için toptan bir kanıda bulunamam ama genel olarak tüm yardım çağrımıza şehirde karşılık bulabildik, destek bulabildik, İzmir bu konularda kayıtsız ve duyarsız kalmadı. Özellikle pandemi döneminde ve İzmir depremi meydana geldiğinde İzmirlilerin birbirleriyle dayanışması takdire şayandır.

‘O MUTLU BİZ MUTLUYUZ’

Şu zamana kadar yardımcı olduğunuz insanlarda sizi çok etkileyen bir hikaye var mı? Varsa isim vermeden bizimle paylaşabilir misiniz?

Şehre çok önceden gelmiş ve sürekli yardım götürdüğümüz Afgan bir aile var. Bir gün bu Afgan ailenin çocuğu bizi aradı, ‘’Buca Hasanağa Parkı’nda İranlı genç bir kız banklarda yatıyor’’ dedi. Hızlıca parka gittik, genç kadınla konuşarak sorununu anlamaya çalıştık. İzmir’de sığınmacı 23 yaşında genç bir kadın, mesleği baristalık. Pandemi döneminde tüm kafeler kapalı olduğu için işsiz kalmış. Oda kirasını ödeyemediği için ev sahibi tarafından cinsel tacize uğramış ve evden atılmış. Onu hemen geçici olarak güvenli bir eve yerleştirdik ve sonrasında kendisine iş bulduk, kalıcı bir eve yerleştirdik. Şimdi işi var, güvenle uyuyabildiği bir evi var, o mutlu, biz mutluyuz…

‘YALNIZLAŞMAYIN, YALNIZLAŞMAYALIM’

İzmirlilere ne söylemek isterdiniz?

İzmir’de ‘Sosyal Meseleni Koru’’ bilincini geliştirmek ve dayanışma ağını büyütelim. İzmirlilere diyoruz ki, dertlerinizi içinize atmayın, paylaşın, yalnızlaşmayın, yalnızlaşmayalım.

‘SOKAKTA GÖRDÜĞÜNÜZ EVSİZ VATANDAŞLARDAN KORKMAYIN’

Büyükşehir’den ve yurttaşlardan talepleriniz var mı?

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden sahada bize destek olmasını bekliyoruz. Bazen yardım çağrılarına yetişemiyoruz. İzmirli yurttaşlardan da ön yargılarını yıkmalarını rica ediyoruz. Sokakta gördükleri evsiz vatandaşlardan ve çocuklardan korkmasınlar, onların sevgiye ve sosyal dayanışmaya, kalıcı çözümlere ihtiyacı var.

Editör: Haber Merkezi