YAĞIZ BARUT / İZ GAZETE - Konak’ta tarihi Kardıçalı Hanı'nda 22 Eylül tarihinde elektrik aksamından kaynaklı çıkan yangında sanat atölyelerine ait eşyaların yanı sıra, Devlet Tiyatrosu Opera ve Balesi Çalışanları Yardımlaşma Vakfı’na (TOBAV) ait piyanolar, dans ve bale salonu ile sanat eğitiminde kullanılan çeşitli eşyalar çok büyük zarar görmüştü. Aradan geçen 3 aylık dönemde yaşadıkları zorlukları ve kendilerine destek olanları TOBAV Yönetim Kurulu Başkanı Hale Gökalpsezer ile konuştuk.

‘MEKAN BULAMADIK’

Çocuklara ve gençlere yönelik orff, bale, tiyatro, koro ve çalgı eğitimleri veren TOBAV’ın eğitimleri, bu süre içinde mekan bulamamaları sebebiyle aksamıştı. Alternatif mekanlar bulmakta zorlandıklarını ifade eden Gökalpsezer, “Bu konuda Mektebim Koleji imdadımıza yetişti diyebilirim. Orff eğitimlerimizin hepsini onların yardımı ile yaptık. Kendilerine çok teşekkür ediyoruz. Büyükşehir ve Konak Belediyesi de destek çıktı ancak onların da kendi faaliyetleri olduğu için mekan tahsis etmekte zorlandılar. Yanan kapılarımızın onarımında destek oldular. Tarihi bir han olduğu için orijinaline uygun bir tadilat gerekiyordu ve bu yüzden masraflı bir şeydi, o anlamda yaralarımızı sardılar. Onlara da çok teşekkür ediyoruz. En büyük teşekkürü ise ailelerimiz hak ediyor. Çünkü bu zorlu dönemde bizi terk etmediler” dedi.

‘AKUSTİK PİYANOYA İHTİYACIMIZ VAR’

Yangın sonrasında bir hayli yıprandıklarını dile getiren Başkan Gökalpsezer, “Zararımız çok oldu. Klimalarımız, piyanolarımız, büyük salonumuz ve çokça sandalyemiz zarar gördü. Tadilat başladı ama Han’ın genelinde olduğu için bir süre daha beklemek zorundayız. Şuanda elektrik yok, havalar da soğudu. Şimdiye kadar Filiz Özmen ve Cengiz Özmen’den bir elektronik piyano, Tansu Soyöz’den bir elektronik piyano aldık. En önemli ihtiyaçlarımızdan birisi ise akustik piyano ama onun da maliyeti yüksek. Bu eksikleri de zaman içerisinde yapacağımız konserlerden sağlanan gelirlerle ayarlamaya çalışıyoruz. Yardım konserlerinde ise CHP Konak İlçe Başkanı Çağrı Gruşçu çok yardımcı oldu. Folkart ve Pergamon Lions kulübü de destek çıktı. El uzatan herkese çok teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

DESTEK ÇAĞRISI

İzmir Gazeteciler Cemiyeti ile bir protokol imzaladıklarını ve protokol gereği sanatsal faaliyetleri birlikte yürüteceklerini söyleyen Gökalpsezer, “Aya Vukla (Aziz Vukolos)  Kilisesi’nde sıkça konserler verip, orayı bir cazibe merkezi yapmak istiyoruz. Aynı zamanda konser gelirleriyle yaralarımızı sarmak istiyoruz. Çok güzel konserlerimiz olacak ve bunları zamanla duyuracağız. TOBAV’ın şuan yaptığı her etkinlikte ses getirmesi, alkışlanması çok önemli. Bu konuda herkesin destek olmasını istiyoruz. Biz de bunu bir sorumluluk bilerek güzel ve alkışlanabilir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Kendimizi bu anlamda sürekli geliştiriyoruz.” ifadelerini kullandı.

‘TAVİZ VERMEDİK’

Tamamen Atatürk ruhuyla hareket eden bir kurum olduklarını ve bu zamana kadar hiç taviz vermediklerini vurgulayan Gökalpsezer, “Taviz vermeyince de sesiniz kolay kolay duyulmuyor. Kimseye göbekten bağlı olmak istemedik. Bundan sonra da elimizden geldiğince öyle devam edeceğiz. Bizimle yol almak isteyenler de o yolda dik yürüyenler olacak. Kimse kimseye eğilmesin istiyoruz. Bunun sonucunda insanlar bizi bilmeyebilir, olabilir! Doğru işbirliği yapmak çok önemli ve bu yüzden İzmir Gazeteciler Cemiyeti’ni tercih ettik. Onların da tavizsiz bir kurum olduğunu düşünüyoruz. Çağdaş insan örgütlü insan demektir. Bütün derdimiz kent hafızası silinmesin, sanat bir kültür olarak topluma yerleşsin. Çünkü sanat da arz talep meselesidir. Talep edildiği ölçüde büyür. İnsanların sanatı bir ihtiyaç olarak hissetmeleri ve bu anlamda destek olmaları çok önemli. Biz hiçbir zaman ‘çiçekler solmasın’ istiyoruz. Bütün güzellikler yaşasın istiyoruz. Sanat; iyiyi, güzeli, doğruyu amaçlayan bir olgudur. Bunun peşindeyiz. Sanata evet dememizin sebebi de bu.” şeklinde konuştu.

‘İŞ BİRLİĞİ YAPAMIYORUZ’

Vakıf yasalarına ağır koşullar getirildiğini, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğüne bağlı olmalarına rağmen onlarla iş birliği yapamadıklarına dikkat çeken Gökalpsezer, “Vakıfların devlet kurumları ile ilişiği kesildi. Mesela kamu kurumlarının sahnelerini rahatlıkla kullanamıyoruz. Diyelim ki belediye bir sahnesini bize ücretsiz tahsis etti. Biz orada bilet satamıyoruz. Konseri ücretsiz yapmak zorundayız, bir kazanç sağlayamıyoruz yani. Aksi durumda, belediyenin bir vakfa imtiyaz sağladığı söylenerek Sayıştay tarafından soruşturma geçiriyorlar.” dedi.

‘MÜLKÜN YOKSA YARARLI DEĞİLSİN’

Tamamen gönüllülük esası ile kurulduğu için ve kendilerine ait herhangi bir mülkleri bulunmadığı için Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan ‘kamuya yararlı’ ibaresini de alamadıklarını vurgulayan Başkan Gökalpsezer, “Vakıf kurmak için bir mülk gerekiyor ama gönüllülük esası ile kurulduğunuzda bazı vasıfları elde edemiyorsunuz. Vakfın çok fazla geliri olmadığı için, mülk sahibi olamıyoruz. Mülk sahibi olamayınca da ‘kamuya yararlı’ ibaresini alamıyoruz. Yine aynı sebeple bağışçılar da vergilerden düşemedikleri için bize bağış yapmaktan çekiniyorlar. Kamuya aslında ne kadar yararlı olursanız olun kendinize ait mülkünüz yoksa kamuya yararlı olamıyorsunuz.” eleştirisinde bulundu.

‘TALEP KARŞILAYAMIYORUZ’

Kendilerine çok fazla talebin olduğunu ancak fiziksel şartlar sebebiyle talebi karşılayamadıklarını sözlerine ekleyen Gökalpsezer, “İleriki dönemlerde belediyenin bir yer tahsis etmesi, en çok istediğimiz şeylerden biri. Öğrencilerimiz çokça artabilir ama bunu fiziksel şartlardan dolayı yapamıyoruz. Orff eğitimlerimiz son derece akademik, çünkü Türkiye’de bunu ilk başlatanlar burada ders veriyor. ‘Orff eğitmeni’ eğitimlerimiz de var. Sertifika eğitimlerimiz var. Bu anlamda burası çok kıymetli. Sanat popülist yaklaşımlarla sonuç olunabilecek bir şey değil. Eğitimde bir tohum ekersiniz onun sonucunu 10 sene sonra alırsınız. Bir gelişim meselesidir.” dedi.

Editör: Haber Merkezi