Gizem TABAN/İZ GAZETE- Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün beş kez konuk olduğu ve toplamda 91 gün kaldığı Uşakizade Köşkü’nün anekdotlarla dolu hikayesi; aslen Uşaklı olan bir ailenin İzmir’e yerleşmesiyle başlıyor. Ticaretle uğraşan bu aile İzmir’e geldikten sonra Uşakizade ismini alıyor. İzmir’in Göztepe semtinde yer alan köşk, Uşakizade Sadık Bey, tarafından 1860 yılında yazlık ev olarak yaptırılıyor. Mor Salkımlı Köşk olarak da bilinen Uşakizade Köşkü, ilerleyen yıllarda Atatürk’ü ağırlıyor, evliliğine şahit oluyor, Başkomutanlık Karargâhı olarak kullanılıyor ve sonrasında da Cumhuriyet Dönemi’nin genç öğretmeni Bahattin Tatış’ın girişimiyle eğitim yuvası ve sonrasında da müze oluyor. 

MADALYONDAKİ RESİM

Köşk Müdürü Cemal Necip Gürel’in aktardıklarına göre; İzmir’in işgali sırasında Paris’te eğitim görmekte olan Uşakizade Sadık Bey’in torunu Latife Hanım, bir yandan da Fransız basınından İzmir’i ve o dönem Fransız basınında yavaş yavaş fotoğrafları görülmeye başlayan Atatürk’ü takip ediyor. Latife Hanım içten içe Atatürk’e hayranlık duyuyor ve onun vatanı kurtaracağına inanıyor. İddialara göre Latife Hanım daha o zamanlarda göğsündeki madalyonda Atatürk’ün resmini taşıyor. Atatürk ile tanışmanın hayalini kuran Latife Hanım, Sakarya Meydan Muharebesi’nin hemen ardından İzmir’e geliyor ve Atatürk ile tanışacağı günü bekliyor. 

ATATÜRK’ÜN EMİR ERİ LATİF

Atatürk ve Latife Hanım’ın kaderini; İzmir’in düşman işgalinden kurtulmasının ardından kentte çıkan büyük yangının belirlediğini söyleyen Doç. Dr. Mehmet Emin Elmacı’nın anlattıklarına göre; yangın sırasında İzmir’de olan Atatürk için yaverleri daha güvenli bir yer arıyor. Atatürk’ün Başyaveri Salih Bozok’un 14 Eylül 1922’de Latife Hanım ile görüşmesinin ardından aynı gün Mustafa Kemal Atatürk Uşakizade Köşkü’ne geliyor.

Latife Hanım, Atatürk’ü kapıda karşılıyor. Atatürk de kendisini kapıda karşılayan, isminin Latife olduğunu öğrendiği genç kıza şaka yollu gülümsüyor ve ‘Bundan sonra ismin Latif, seni emir erim yapıyorum’ diyor. Bu anekdot onların ilişkisi boyunca damga vuran izlerden biri oluyor. O süreçte köşk, Başkomutanlık Karargahı olarak kullanılıyor. Atatürk bu köşkte, yerli-yabancı üst düzey diplomatlar, sanatçılar ve kumandanları ağırlıyor, önemli toplantılarını yapıyor. Kurtuluş Savaşı’nın son Başkomutanlık Karargahı olarak da bilinen köşkte Mudanya Mütarekesi’nin stratejisi de çiziliyor. Atatürk o dönem İngiltere’deki gazeteleri takip ediyor ve İngiltere’de ‘Hükümet düştü, bizim Türkiye’de ne işimiz var’ deniliyor. Atatürk bunu rest olarak kamuoyuna açıklıyor ve bu hamlesi Mudanya Mütarekesi’ni getiriyor. 

DEĞERLİ MİSAFİRLER

Uşakizade Köşkü’ne ilişkin anekdotlara değinen Gürel’in aktardıklarına göre; köşk, Halide Edip Adıvar, Fevzi Çakmak, Rauf Orbay, İsmet İnönü gibi birçok önemli ziyaretçiyi de ağırlıyor

. Bu ziyaretçiler içerisinde en çok dikkat çeken isimlerden biri ise 19 Eylül 1922 tarihinde köşke gelen İngiliz vatandaşı Claire Sheridan oluyor. Winston Churchill’in kuzeni olan Sheridan, Amerikan New York World gazetesinin muhabiri olarak Atatürk ile röportaj yapabilmek için köşke geliyor. Sheridan aynı zamanda heykeltıraş kimliği ile Atatürk’ün büstünü yapabilme amacını da taşıyor. Bir başka önemli ziyaretçi ise Darülbedayinin genç kadın tiyatrocusu Bedia Muvahhit oluyor. Bedia Hanım, kadınlara sahneye çıkma yasağı olduğu o dönemde Atatürk’ten sahneye çıkmak için izin istiyor ve Atatürk’ün cesaretlendirmesiyle ilk kez bir Türk kadın tiyatrocu o akşam İzmir’de sahneye çıkıyor. Ayrıca, Cumhuriyet Dönemi’nin ilk ulusal bankası olan İş Bankası da bu köşkte alınan karar doğrultusunda kuruluyor. 

MODEL OLAN NİKAH

Atatürk ile Latife Hanım’ın evliliğine tanık olan Uşakizade Köşkü’ndeki nikahın, ilerleyen yıllardaki medeni nikahın yolunu açtığını belirten Doç. Dr. Elmacı, o anın önemini şu sözlerle anlatıyor: “Bir Türk kadınının ilk kez nikaha katılması burada gerçekleşiyor. Bu evlilik, adeta Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği için bir mesaj niteliği taşıyor. Çünkü, ilk kez bir Türk kadını bu köşkte kendi nikahında masaya oturmuş ve özgür iradesiyle evlenmiştir. Bundan 3 sene sonra Medeni Kanun ile kadın-erkek eşitliğine dayalı çağdaş bir toplumun temelleri atılırken bu nikahta uygulanan yöntem kanun içerisine de bir nikah modeli olarak girmiştir.”
 

GÖZE ÇARPAN EŞYALAR

Çok özel kayıtlar, fotoğraflar ve eşyaların bulunduğu köşkte yer alan parçalardan en çok göze çarpanlardan biri ise Latife Hanım’ın her gün kahve yaparak Atatürk’e ikram ettiği pembe fincan… Pembe fincan, o dönem Atatürk ile Latife Hanım’ın yatak odası olarak kullandığı odada sergileniyor. Atatürk’ün kullandığı yastık ve yatak örtüsü de aynı şekilde halen odada bulunuyor.

Pek çok nüfus kaydı olduğu bilinen Atatürk’ün Göztepe’de de nüfus kaydı olduğunu gösteren orijinal belge de köşkte yer alıyor. Köşkte, Uşakizade Ailesi’nin arşivinden alınan çok sayıda özel fotoğraf da bulunuyor. Uşakizade Köşkü, uzun yıllardır çehresini saran mor salkımlar sebebiyle de ‘Mor Salkımlı Köşk’ olarak da biliniyor. 

EĞİTİM YUVASINA DÖNÜŞÜM

Uşakizade Köşkü’nün Atatürk ile ilgili olan anılarının yanı sıra başka bir hikayesi de eğitim yuvası ve müze oluşu… Köşk Müdürü Gürel’in anlattıklarına göre; Cumhuriyet Dönemi’nin genç öğretmenlerinden Bahattin Tatış’ın özel okul kurmaya karar vermesiyle köşk yepyeni bir öyküye tanık oluyor. Tatış, Türkiye’de ‘Türk’ ismini taşıyan ilk okul olma özelliğine sahip İzmir Özel Türk Koleji’ni kurmak için; boşanmanın ardından daha kapalı bir yaşam sürmeyi tercih eden, o güne kadar sadece akrabaları ve yakın çevresiyle konuşan Latife Hanım ile görüşüyor. Latife Hanım’ın hayatı boyunca Atatürk üzerine konuştuğu çok az isimden biri olan Tatış, Latife Hanım ile yaptığı görüşmede hayallerini, ne yapmak istediğini anlatıyor. Latife Hanım ise, ‘Size bu binayı kiraya vereceğim, sizin Atatürk’ün nesline, hayallerine yakışır nesiller yetiştireceğinizi biliyorum. Eğer orası bir okul olursa Mustafa Kemal o bahçede çocuk cıvıltılarını duyduğu zaman ruhu şad olacaktır’ diyor. Ardından Uşakizade Köşkü’nü okul olması için Tatış’a kiraya veriyor ve 1950 yılında İzmir Özel Türk Koleji kuruluyor. Daha sonra hisseler satın alınıyor ve Uşakizade Köşkü İzmir Özel Türk Koleji mülkiyetine geçiyor. Yaklaşık yarım asır boyunca odalar; derslik, yatakhane, idare binası olarak aktif bir şekilde kullanılıyor. Daha sonra Tatış Ailesi tarafından özel bir restorasyon yaptırılıyor. Köşk, 2002 yılında bir müze olarak hizmete açılıyor ve o günden bu yana ücretsiz olarak hizmet veriyor. 


 

Editör: Haber Merkezi