Gizem TABAN/İZ GAZETE- Türkiye’de her geçen gün artan sağlıkta şiddet olaylarına bir yenisi daha eklendi. İzmir’in Torbalı ilçesinde aile hekimi olarak görev yapan Ekin Hüner Günay, geçtiğimiz günlerde mesai çıkışı bir grubun sopalı saldırısına uğradı. Aile Hekimi Günay’a yapılan saldırının ardından İzmir’de görev yapan sağlık emekçileri şiddeti bir kez daha kınadı. İzmir İl Sağlık Müdürlüğü önünde toplanan sağlık emekçileri, sağlıkta şiddeti protesto ederek etkili bir sağlıkta şiddet yasası çıkarılması için çağrı yaptı.

‘ENGELLEMEYEN SUÇLU’

Şiddete uğrayan Aile Hekimi Ekin Hüner Günay’ın da katıldığı basın açıklamasında; ‘Yaşamak, yaşatmak istiyoruz’, ‘Sağlıkta şiddet sona ersin’, ‘Fıtrat değil cinayet, şiddet değil katliam’, ‘Sağlıkta şiddet politiktir’ sloganları atılırken sağlık emekçilerinin ellerinde ‘Sağlıkta şiddeti engellemeyen suçlu’ yazılı pankart yer aldı. Basın açıklamasına İzmir Sağlık Platformu çatısı altında toplanan; Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası, Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası, Genel Sağlık-iş Sendikası, İzmir Aile Hekimleri Derneği, İzmir Aile Sağlığı Çalışanları Derneği, İzmir Tabip Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Türkiye Aile Hekimleri Uzmanları Derneği, Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği temsilcileri katıldı.

NEDEN BU ÖFKE?

Şiddete uğrayan Aile Hekimi Ekin Hüner Günay, halka seslenerek, “Değerli Türk halkının değerli insanlarına seslenmek istiyorum; biz hekimler, biz sağlık çalışanları, sizlerden biriyiz. Sizlerin evlatları, çocukları, torunları, yan komşularıyız. Neden bu öfke? Neden bu şiddet? Evlatlarınızı incitmeyin. Bizleri kırmayın. Birbirimizi sevelim” dedi.

‘TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ’

İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, Aile Hekimi Günay’a yapılan saldırı sürecine dair açıklamalarda bulundu. Kaynak, “7 Ekim Cuma günü mesai çıkışı Torbalı’da görev yapan Aile Hekimi arkadaşımız Ekin Hürel Günay’a 3 kişi organize ve planlı bir saldırı gerçekleştirmiştir. Yaklaşık 1 ay kadar önce aynı şahıslardan biri ASM’de başka bir hekime saldırı girişiminde bulunmak isterken, Dr. Ekin beyin engellemesi nedeniyle amacına ulaşamamıştır. O gün yaşanan olay ile ilgili meslektaşımız beyaz kod vermiştir. Bu olaydan bir ay sonra 3 kişi planlı bir şekilde sopalarla meslektaşımıza saldırıda bulunmuşlardır. Arkadaşımız ciddi bir şekilde yaralanmış, kafa travması geçirmiş ve kemik kırıkları oluşmuştur. Orbita kırığı oluşmuştur. Halen evinde taburcu olan arkadaşımızın tedavi ve takipleri devam etmektedir. Arkadaşımız, yapılan yoğun tedaviler ile hayati tehlikeyi atlamış ve stabil hale getirilmiş ama derin bir üzüntü ve depresyon haliyle mesleğine devam edemez hale gelmiştir. Arkadaşımıza sopalarla planlı bir şekilde saldıran 3 kişi nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanmıştır. İzmir sağlık platformu olarak bu sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız. Arkadaşımıza ve bizlere bu travmayı yaşatanlar bir daha buna cesaret edemesin” diye konuştu.

‘SAĞLIK TERÖRÜ’

“Artık sağlık çalışanı sokakta ve evinde de güvende değildir” sözleriyle konuşmasını sürdüren Prof. Dr. Kaynak, Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’yı da eleştirdi. Kaynak, şunları söyledi: “Can güvenliği ‘sağlık terörü’ tarafından teslim alınmıştır. Artık bu durum sağlıkta şiddet değil doğrudan sağlık terörüdür. Aile sağlığı merkezlerinde güvenlik yoktur. Birçok yerde az sayıda meslektaşımız korumasız bir durumda can güvenliği tehlikesi altında çalışmaktadır. Konya’da meslektaşımız Dr. Ekrem Karakaya‘yı toprağa vereli 3 ay oldu. Sağlıkta şiddeti önlemeye yönelik etkili bir düzenleme görmedik. Sağlık bakanı tweet atarak bu süreci yöneteceğini düşünüyor. Yaklaşık 20 yıldır sürdürülmekte olan ‘sağlıkta dönüşüm’ artık tıkanmıştır ve bu toplumun insanları, doğuştan sahip oldukları yaşam ve sağlık hakkına ulaşamamaktadır. Bunun sorumlusu, 20 yıldır, hiçbir bilimsel esasa dayanmaksızın, sağlık çalışanlarına danışmadan, sağlığı özelleştirmek için yapılan düzenlemelerdir. Sağlık hizmetini, kamunun kaynaklarını yağmalamaktan başka işe yaramayan taşeron 5 inşaat firmasına aktarmaktan ve betona gömmekten ibaret sanan bir kamu yönetimi ile karşı karşıyayız. Oysaki sağlık hizmeti, herkesin doğuştan ücretsiz ve nitelikli olarak kamu tarafından karşılanması gereken temel bir haktır.”

‘TEHDİT ALTINDAYIZ’

Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının fiziksel şiddetin yanı sıra psikolojik şiddet ve mobbinge maruz kaldığını da belirten Prof. Dr. Kaynak, “Beş dakika da bir hasta bakmaya zorlanıyoruz. Sürekli sabim ve CİMER şikayetleri ve idari baskılarla çoğu sağlık çalışanı tükenmişlik sendromu yaşıyor. Çoğu genç meslektaşımız çözümü başka ülkelere gitmekte buluyor. Tüm bu uygulamaları, sağlık sisteminin şiddet kullanarak yürütülmesi düşüncesini doğurmuştur. Hükümet zor kullanma yetkisini, istediği sağlık hizmetini istediği zaman ve istediği şekilde alma ve hekime istediklerini dikte ettirme eğilimindeki saldırganlara devrederek, sistemi zora dayalı olarak yürütme düşüncesindedir. Sağlık çalışanlarına yönelik saldırılar artık organize hale gelmiştir. Takip edip planlanarak uygulanan olayla yaşamaktayız. Bu düşüncedir ki artık, sağlık çalışanlarının sadece çalıştıkları sağlık kurumlarında değil, sokakta, evlerinde, arabalarında, alışveriş merkezlerinde ve her yerde, can güvenliği olmaksızın, büyük tehditler altında yaşamalarına yol açmaktadır” ifadelerini kullandı.

‘TAHAMMÜLÜMÜZ YOK’

‘Sağlıkta terörün artık ülkenin en acil, en can yakıcı sorunu olduğunu ve bunun sona erdirilmesi için acil bir şekilde etkili bir sağlıkta şiddet yasası çıkarılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Kaynak, sağlık emekçilerinin taleplerini de sıraladı. Prof. Dr. Kaynak, “Bu süreçlerde sağlık örgütlerinin görüşleri alınmalıdır. Bir şiddete daha tahammülümüz yoktur… İflas etmiş ve çökmüş bir sağlık sisteminin faturasını hekimler ve sağlık çalışanları olarak biz ödemek istemiyoruz. Etkili bir sağlıkta şiddet yasası istiyoruz. Sağlık kurumlarında güvenlik tedbirlerinin artırılmasını istiyoruz. Bilimsel verilerle planlanmış bir sağlık ortamı istiyoruz. Sağlıkta dönüşüme son, sağlıkta şiddete son… Hemen şimdi!” dedi.

‘ÖNCE CAN GÜVENLİĞİ’

Etkili bir sağlıkta şiddet yasası istediklerini vurgulayan İzmir Aile Hekimleri Derneği Başkanı Muteber Çolak ise, “Ekin arkadaşımızın sonuna kadar yanındayız. Etkili bir sağlıkta şiddet yasası istiyoruz. Aile sağlığı merkezlerine güvenlik istiyoruz. Önce can güvenliğimizi istiyoruz. Diğer haklarımızı da istiyoruz ama canımız yerinde değilse, can güvenliğimiz yoksa biz nasıl sağlık hizmeti üretebiliriz? Bunun politik olduğunu, iktidarın isterse bunu çözebileceğini ancak çözmediğini biliyoruz. Çünkü sağlık hizmetlerini, seçim malzemesi olarak görüyor ve öyle yönetiyorlar. Oysa sağlık, insanların kazanılmış hakkıdır. Sağlık, hiçbir politik iktidara bağlı olmadan, bilimsel ölçütlerle düzenlenmelidir. Sağlık sisteminin iyi işlemesi, iktidar için bir oy malzemesi olmamalıdır. Bu ülkenin insanının nitelikli sağlık hizmeti almaya hakkı vardır” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi