GİZEM TABAN/ İZ GAZETE- İzmir’de 30 Ekim depreminin en çok etkilediği Bayraklı ilçesindeki Manavkuyu Mahallesi’nin Muhtarı Fatma Ceylan ile Adalet Mahallesi’nin Muhtarı Ali Uluç, deprem süreci ve sonrasına dair değerlendirmelerini anlattı.

“30 Ekim’deki deprem anı kıyamet gibi bir andı” diyen Manavkuyu Mahallesi Muhtarı Fatma Ceylan, şunları söyledi: “Kimse ne yapacağını bilemeden koşuşturuyordu. Ben de depreme, ailemle birlikte evde yakalandım. Yaşlı anne ve babamı evden çıkarıp sağlıklı bir yere oturttum. Sabah 05:00’a kadar alanda ihtiyaçları ayarlamaya çalışırken her şey düzensizlik içindeydi. Çöken binalar ve can kayıpları da travmaları beraberinde getiriyordu. En çürük zeminde bile sonsuz katlı, göğü delen binaların sağlam mühendislik hesaplarıyla inşa edilmesi ve böylesine şiddetli depremde yıkılmaması, bize depremin değil binanın insanları öldürdüğünü kanıtlıyor.”

‘İSİMSİZ O KADAR KAHRAMAN VAR Kİ…’

Deprem sonrasındaki yardım, hasar tespit ve yıkım çalışmalarına ilişkin konuşan Muhtar Ceylan, “Eline çekiç verilen görevli arkadaşlar apartmanları dolaşarak gerek görsel gerek iki çekiç darbesiyle binaların ağır-orta-az-hasarsız, yıkım kararı gibi binaları kategorilere ayırarak sınıflandırdılar. Kimi belgeler gerçekçiydi, kimine anlam verilemedi. Cezalandırılıyor gibi 3 ay bekletilip eşyalarını alma imkânı olmadan eşyalı yıkımlar başladı. Bir sene geçmiş olmasına rağmen hala hiçbir yardımdan istifade etmeyen kişiler geliyor. Ancak isimsiz öyle çok kahraman var ki hepsi hakkını helal etsin. Elimden geldiğince yardımların adil bir şekilde dağıtılmasına sağlamaya çalıştım” diye konuştu.

‘KENDİMİZİ UNUTTUK’

“Can kayıplarının olması en üzücüsüydü” sözleriyle açıklamalarını sürdüren Ceylan, “Aylar sonra ancak toparlanıp kendine gelen vatandaşlarım oldu. O gün yaşadıklarının etkisi ile aynı gün çok uzaklara giden vatandaşlarımızla 7 gün 24 saat telefonlarla iletişim kurarak moral vermeye çalıştık birbirimize. Kaç gün sabah 5’lere kadar sokaklardaydım. Ben de depremi yaşadım ama o süreçte kendimizi unuttuk” dedi.

‘ACI ANILAR BIRAKTIRMAYIN’

Deprem sonrası sürece ilişkin eleştirilerini sıralayan Ceylan, “Şimdi, yıkılan binalar anlaşma sağladıkları müteahhitler ile evlerini yeniden yerinde yaptıracak, ağır-orta hasarlılar aynı zamanda rezerv alanında ev sahibi olacaklar. Az hasarlılar hala soru işareti. Ada bazında yapılacak olması hem avantajlı hem de aynı anda kentsel dönüşümün de gerçekleşmesini sağlar. Lâkin ödemeler olayı imkânsızlaştırıyor. Kentsel dönüşüme yönelik yapılan girişimlerle, ödemeleri kolaylaştıracak kat artışı talepleri meclisten geçti. Ama proje kapsamındakiler 5 artı 1’de kaldı. Apartman yasaları çıkartılmalı, oturulan binaya zorunlu olmadıkça, kırma ve hal değişikliği verme imkânı sunulmamalıdır. Balkonlar bozulmasın, dükkânlar denetlensin. Bize tekrar acı anılar bıraktırmayın. Allah hiç kimseye böyle afetler yaşatmasın” ifadelerini kullandı.

‘BİR SEFERBERLİK OLDU’

Adalet Mahallesi Muhtarı Ali Uluç ise deprem günü yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Deprem anında evdeydim, torunum uyuyordu. Deprem olduğu anda ilk onun yanına koştum ve üzerine kapandım, depremin geçmesini bekledim. Ardından torunumu annesine, yani kızıma bıraktım. Bizim mahalle yatay yerleşimli, 3-4 katlı binalar var, o nedenle pek bir sıkıntı yoktu, sonra Rızabey Apartmanının yıkıldığını öğrendim ve oraya gittim. Oradaki dehşeti gördüm, başka yerlerde de benzer durumlar olduğunu öğrendim. Daha sonra, muhtar olduğumdan dolayı yetkililerle irtibata geçtim, yardım çağırdık.  Bayraklı Belediyesi’nin kriz masasının olduğu Osmangazi Hizmet Binası’na geçtik. Depremin en çok etkilediği alanlara gittik, ihtiyaçları tespit ettik, insanlara yardım etmeye çalıştık. Adeta kendi ailemizi unuttuk. Yardımlar konusunda kaymakamlık, belediye gibi kurumlarla iletişim halinde olduk. Çok koordineli çalıştık. Kısa süre içerisinde İzmir’de takdire şayan bir seferberlik oluştu. Büyük bir dayanışma örneği gösterildi.”

‘EN BÜYÜK DEPREM…’

“Böyle büyük bir deprem beklemiyorduk” diyen Muhtar Uluç, “Binaların sağlam yapılmamasından, zamanında zemin etütlerinin yapılmamasından dolayı yaşanan sıkıntıları gördük. Birçok bina yıkıldı, ya da ağır-orta hasarlı olduğu için boşaltıldı. Bunların ardından yaşanan asıl deprem şu; bazı vatandaşların evleri ağır hasarlı olduğu için yenisi yapılıyor, bunların bazıları orta hasarlı olduğu halde proje alanında kaldı. Proje alanında kalanlar sadece 18 ay binalar yapılana kadar kira yardımı alıyorlar. Bu 18 aylık süreçten sonra bu insanlar ne yapacak? 18 ay doluyor, evlerini yaptıramadılar. Bunlar afet kapsamında faydalanamadılar, kentsel dönüşüm kapsamında faydalanacaklar. En büyük deprem işte bu…” dedi.

‘ACİL EYLEM PLANI OLUŞTURULMALI’

Depreme yönelik acil eylem planının oluşturulması ve gerekli tedbirlerin bir an önce alınması gerektiğini vurgulayan Uluç, “Mutlaka tedbirlerin alınması lazım, deprem toplanma alanlarını belirlenmesi lazım. Zaman zaman deprem anında ne yapılacağı üzerine tatbikatların yapılmasın lazım. Depremle ilgili bir acil eylem planı oluşturulmalı ve uygulanmalı. Temennim bir daha böyle bir felaket yaşanmasın. Tek duamız bu…” dedi.

Editör: Haber Merkezi