HSYK’nin 6 Haziran’da çıkardığı son kararname ile 3 bin 700’ün üzerinde hakim ve savcının görev yeri değiştirilirken, AKP Hükümetinin Yüksek Yargıda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı da geçtiğimiz günlerde TBMM Adalet Komisyonunda kabul edildi.

HSYK’nin kararnamesi kapsamında Trabzon’a sürgün edilen Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkan Yardımcısı ve Karşıyaka Hakimi Murat Aydın’a kararnameyi, yüksek yargıda yapılmak istenen değişiklikleri ve yargıda örgütlenmenin durumunu sorduk.  

Aydın, 2010 yılındaki referandumda HSYK’nin yapısı değiştikten sonra 6 yıllık süre içinde çıkan kararname sayısının 70’e yaklaştığını belirterek, “Bunun normali 12’dir. Yer değiştirmelere kamuoyu gündemdeki davalar üzerinden bakıyor ama biz meslek zemini üzerinden bakmaya çalışıyoruz. Hakim ve cumhuriyet savcılarının atamalarına, görev yerlerinin belirlenmesine ilişkin önceden konulmuş kurallar yok. Dolayısıyla kuralsızlık düzeni söz konusu. Tek tek her işlemin doğru olup olmadığından öte kuralsızlığın kötü olduğunu vurgulamaya çalışıyoruz” dedi.

Yargıtay ve Danıştayda yapılması düşünülen değişikliklerin Anayasa’ya aykırı olduğunu ifade eden Aydın, “Yüksek yargının yeniden yapılandırılması bir tasfiye ve kadrolaşma süreci getirecek. Bölge mahkemelerindeki değişiklikler nisan ayında yapılan atamalarla tamamlandı, şimdi sıra yüksek mahkemelere geldi” dedi.

‘YAŞANANLARI KABULLENMEYEN YARGI MENSUPLARIYIZ’

Yüksek mahkeme yargıçları olan Yargıtay ve Danıştay üyelerinin anayasal teminatlara sahip kişiler olduğunu ifade eden Aydın, “Onları tayin edemezler, soruşturmaları özel usullere tabidir. Bugün yüksek mahkemelerin kapatılıp üyelerinin tamamının görevlerinin sona erdirilip sonra içlerinden istenenlerin seçilmesine ilişkin bir teklif önümüzde. Ama buna ilişkin bu yüksek hakimlerden hiçbir söz duymuyoruz. Bu sessizliklerini manidar buluyoruz. 500’ü 300’e indirecekler, ben belki 300’e girerim kaygısında olanlar olabilir içlerinde. Onlara diyoruz ki şimdi konuşmuyorsanız sonsuza kadar susun. Çünkü iş işten geçtikten sonra konuşacak bir şey kalmayacak” dedi.

YARSAV Başkan Yardımcısı olarak yaptığı konuşmaların Trabzon’a sürülmesine sebep olduğunu belirten Aydın, “Önceki kurulan yargıçlar sendikamız mahkeme kararı ile kapatıldı. Sendikanın Genel Sekreteri Ayşe Sarısu Pehlivan da isteği dışında tayin edildi. Demokrat Yargı Derneği Eş Başkanı Muzaffer Bey de tayin edildi. Dolayısıyla bu kararname yargıdaki örgütlenmeye karşı da yapılmıştır. Biz bu yaşananları kabullenmeyen yargı mensuplarıyız” dedi.

"Bugün yüksek mahkemelerin kapatılıp üyelerinin tamamının görevlerinin sona erdirilip sonra içlerinden istenenlerin seçilmesine ilişkin bir teklif önümüzde. Ama buna ilişkin bu yüksek hakimlerden hiçbir söz duymuyoruz. Bu sessizliklerini manidar buluyoruz."

HUKUKSUZLUK YÜZÜNDEN CÜRRET EDİYORLAR

BİR hakim ve cumhuriyet savcısının ne olursa olsun gerekirse hayatı pahasına hukuku savunması gerektiğini vurgulayan Aydın şunları söyledi: “Başıma bir şey gelir duygusu ile hukuktan ayrılan hakime hakim denmez. Ama herkesten bu kahramanlığı beklemek toplum için biraz lüks olur. Toplum için teminat olan kahramanlar değil sistemin doğru işleyip işlememesidir. Bir rahatsızlığınız olduğunda paranız varsa istediğiniz doktora gidebilirsiniz. Ama hakim seçemezsiniz. Toplumdaki her şeyi yargının durumu etkileyecektir. Basın özgürlüğünden, işçi haklarına… Eğer hukuk varsa kimse ifade özgürlüklerini kullanan liselilere haddini bildiremez. Bugün nasıl cüret ederler dediğimiz pek çok şeye hukuksuz ortam yüzünden cüret ediliyor. Hakimler bugün çok ciddi iş yükü altında çalışıyorlar. Biz soruşturmalara, sürgünlere her şeye razıyız tek istediğimiz bizden adalet bekleyenlerin bizim bu durumumuza sahip çıkıp ses çıkarmalarıdır. Asla biat etmeyeceğiz hukukun üstünlüğünü her koşulda savunacağız”. 

‘SORUMLULAR ŞİKAYETÇİ OLAMAZ’

Bugün yargıya güvenin ne kadar düştüğünü yargıyı yönetenlerin, HSYK’nin de başkanı olan Adalet Bakanının söylediğine dikkat çeken Aydın, “Yargının güven durumunu düşüren biz kürsüdeki hakimler ve savcılar değiliz. Bu konuda büyük bir özveri ile çalışıyoruz. Bugün hiçbir kamu görevlisinin kalmadığı günlerce sokağa çıkma yasağının yaşandığı yerlerde arkadaşlarım görev yapıyorlar. İki gün önce Ovacık’ta adliye lojmanları bombalandı. Biz yargının onur bayrağını hiçbir zaman yere düşürmedik yargının onur bayrağını yere düşürenler yargının saygınlığını azaltanlar yargının saygınlığının azaltıldığından şikayetçi olamazlar. Diyoruz ki bundan şikayetçi iseniz bunu düzeltin. Sorumluluk makamında olanlar o sorunu çözmekle yükümlüdürler” dedi.

Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığını koruyacak olan şeyin yargı mensuplarının duruşu olduğunu belirten Aydın, “Bununla birlikte adına karar verdiğimiz milletin bize sahip çıkma duygusudur. Milli irade önemseniyor ya milli iradeyi biz de temsil ediyoruz. Milli iradenin yargı yetkisini kullanan bir meslek icra ediyoruz. Milli iradenin sahibi olan millet bütün yetkilerini bir makama ya da kişiye devretmemiştir. Yargı yetkisini biz yargı mensuplarına emanet etmiştir. Biz bir şey yapıyorsak, bize bir şey yapılıyorsa olumlu olumsuz, bize hesap sormak, destek vermek ve bizi doğruya yönlendirme görevi adına karar verdiğimiz millete aittir” dedi.

 

Emine Uyar - Evrensel

Editör: Haber Merkezi