İz Gazete Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal ve muhabirimiz Tugay Can’ın hazırlayıp sunduğu 19 Mayıs özel programına katılan Foça Belediye Başkanı Fatih Gürbüz çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Genç bir belediye başkanı olmak nasıl bir duygu sorusunu yanıtlayan Fatih Gürbüz;

‘’Öncelikle dünyanın en şanslı insanlarından bir tanesiyim. Çünkü doğduğum, büyüdüğüm, her sokağında gezdiğim, emek verdiğim, dostluklar edindiğim İzmir’in en güzel ilçelerinden bir tanesinin belediye başkanıyım. Evet, belediye başkanlıklarında tabirler olmuştu ama hem Genel Başkanım Sayın Kemal Kılıçdaroğlu hem Genel Başkan Yardımcılarımız hem İl Başkanımız hem Büyükşehir Belediye Başkanlarımız yeni bir siyaset akımını başlattılar. Burada da kadın ve gençlere daha fazla önem verildiğini gösterdiler. Şuna inanıyorum artık siyaset değişti. İnsanlar artık siyasilerle birlikte olmak istemiyor.

İNSANLARIN İSTEDİĞİ SAMİMİYET!

Belediye başkanları da milletvekilleri de, bürokratlıklar da bir zaman sonra bitecektir. İnsanların istediği samimiyet. Cumhuriyet Halk Partisi ’de bu samimiyet köprüsünü bana göre bu dönem, bundan önceki dönemlerde, daha önce emek vermiş belediye başkanları, milletvekilleri ve genel başkan yardımcılarıyla kazanmıştır. Bu dönemde İzmir’de en genç belediye başkanı olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Tabii ki bunun artıları kadar eksileri de var. Bizim hiçbir şekilde başarısız olma gibi bir durumumuz yok. Aldığımız bayrağı olabildiğince yukarıya çıkartıp, bizi örnek alan genç kardeşlerimizin önünü açmak ve gençlerinde bu işi yapabildiğini göstermek için mücadele ediyoruz. Kendimde ki en büyük artıyı enerji olarak görüyorum. Ekip duygusuna güveniyorum, STK’lara, ortak akla güveniyorum ve bu yönde belediye başkanlığı yapmaya çalışıyorum.

ÇOK ŞANSSIZ ZAMANLAR GEÇİRDİK

Bir seneyi geçti. Ben ve diğer belediye başkanları da dâhil maalesef çok şanssız zamanlar geçirdik. Hiç istemediğimiz şeyler oldu. Depremler oldu, birçok asker kardeşimiz şehit oldu, üzerine dünyayı saran Korona virüsü ile yaklaşık 11 Mart’tan beri olabildiğince mücadele ediyoruz. Ama gördüğümüz bir şey var. Bu dönemin kahramanları ilçeler oldu. İlçeler, ilçe örgütleri, gönüllü vatandaşlar, siyasi parti gözetmeksizin herkes insan odaklı çalıştığı için bugünlerinde geçeceğini düşünüyorum. Belediye başkanlığından ne anladınız derseniz? Bir sene boyunca sürekli mücadeleyi anladım. Ama bizim bildiğimiz bir şey vardı. Hiçbir şey mücadele edilmeden kazanılmıyor. O yüzden bu duyguyu her zaman kendimde en önde tutmuşumdur. Mücadele etmekte benim yapımda vardır. Yaşadığım yer benim cennetim. O yüzden çokta keyif alıyorum belediye başkanlığından.

19 MAYIS’IN ANLAMI

Bu bir bayrak yarışı. Bize emanet eden ülkemizi en iyi şekilde bizler bir yerlere taşımak zorundayız. Hep şöyle düşündüm. Geçmişten bu vatan topraklarını kurtarmak için 14 yaşında bile şehit olmuş çocuklar vardı. Bugün bizim yaşadığımız dönemlerde inanın belki de yapmamız gereken sadece ve sadece koruma duygusu olmalı. Ve daha iyisini nasıl yapabiliriz olmalı. Benim izlenimim bu. Çünkü geçmişin şartlarıyla bugünün şartları arasında inanılmaz farklar var. O zamanlar inşalar canlarını, çocuklarını, ailelerini, kardeşlerini bırakıp bu vatanı kurtarmak için mücadele ediyormuş. Bu dönemde de bizim yapmamız gereken şey bana göre olabildiğince ülkemizi bilimle, ilimle, teknolojiyle bir yerlere taşımak. Yaşadığın ilçenin babasısın. Yaşın 37’de olsa babasısın, 67’ de olsa babasısın. Bizlerin yapması gereken bu bayrak yarışında emanet aldığımız görevleri bir gün bırakacağımızı ve bu işlerin bir gün biteceğini ve bu işler bittikten sonra da zamanında bir belediye başkanı ve ekibi vardı. Geldi Foça’nın belli başlı sıkıntılarını halletti ve daha sonra kendisinden başka bir arkadaşına emanet etti. En azından bu başkanın yaptıklarından bir tık daha üzerine yapmak zorunda olduğunu bilmesi göreviyle gelecektir. Bu bir bayrak yarışıdır. Memlekette hiç kimseye hiçbir şey kalmamıştır. Sadece hoş bir seda bırakmak tek niyetim.

MAKAMINDAKİ FOTOĞRAFIN ANLAMI

İnsanların istediği şeyler belli. Hiç kimse ya bu belediye yerinde duruyor mu diye gitmez. İnsanların ya bir sıkıntısı vardır, ya derdi vardır ya da mutlaka bir hissiyatı vardır. Gelen vatandaşın bir şekilde onun ihtiyacını karşılayabilmektir belediye başkanlığı, dokunabilmektir tabii ki yasal çerçeveler içerisinde. Yapamadığını neden yapamadığını anlatarak belediye başkanlığıdır. Küçük yerlerde belediye başkanlarına ulaşmak çok kolaydır. Bir telefon ya da buraya geldiğinde hiçbir şekilde boş dönmez. Ben vatandaşın gözünün içine bakarım. İnsanlar her şeyi isteyemez, yanında 3-5 kişi varken konuşamaz, tek konuşmak ister. Belediye başkanı olmak için kriterler olabilir ama belediye başkanı olduktan sonrada sokaktan gelmek çok önemlidir. Ben taksicilik yaptım, dolmuşçuluk yaptım, bakkal dükkanı işlettim, kafeterya işletiyorum. Artık bir süreden sonra insan içeriye girdiğinde ne hissiyatla girdiğini ya da iyi niyetini, aklından başka bir şey geçtiğini anlayabiliyorsun. Hep örneğimdir, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, ‘ insanın gözünün içine bakarım ki gözünü benden kaçırtıyorsa başka şeyler de sıkıntı vardır. Gözünü kaçırmayan insandan zarar gelmez. Yaklaşık 10 yıldan beri evimdeydi daha sonra büyütüp nasip oldu halkın belediyesinin makamına koymak.

BURADA BALIKÇILARIMIZIN %60’I FRANSIZCA BİLİR!

Foça balıkçılık, turizm, çiftçilik ve tarımla uğraşan öyle bir ilçe ki her şeyi var. Toprağından ne isterseniz alabilirsiniz, denizinden balığını, turizmde konaklama, butik otellerimiz var, çiftçilik yapılıyor. Burayı bir hilal gibi düşünün. Arka tarafından çiftçilik ve hayvancılık var ön tarafında balıkçılık ve turizm var. Ama her zaman söylüyorum Foça bacasız bir fabrika. O kadar güzel hedeflerimiz, o kadar güzel programlarım yapmıştık. Kısa, orta ve uzun vadeli. Daha sonra kriz belediyeciliğine girince tabii ki önceliğimiz insan hayatı, insan sağlığı. Birçok şey kaldı. Ama Foça’da fabrika yok, Foça’da kırmızı ışık yok. Düşünün Türkiye’nin en ender, en güzel yerlerinden bir tanesi. Gençlerimiz eğer 2004 yılında kapatılmasaydı bir Club Med bugün 300 tane gençlerimiz aynı üç neslin oradan emekli olduğu gibi emekli olacaktı. Foça’nın yarasıdır Club Med. Buradaki balıkçılarımızın yüzde 60’ı Fransızca bilir. Bugün 14 aylık belediye başkanıyım ve binden fazla CV var. Biz Foça Belediyesi olarak bütçeleri ortada olan sağ olsun Büyükşehir Belediye Başkanımızın büyük destekleriyle burada hizmet etmeye çalışıyoruz. Buranında bir hizmet kapasitesi var. Biz bu sayıyı daha fazla artırırsak eğer insanların vergilerine yazık. Biz burada sadece işe almak için buradan insan alırsak sıkıntı yaşarız. Bizim işin ehli, işini yapacak, Foça’yı seven, Foça2yı düşünen ceketi çıkartıp kollarını sıvayacak ve Foça’ya ben şunu yaptım gururunu yaşayacak insanlar çalışması lazım. Maalesef Foça’daki gençlerimizin işsizlik sorun u çok büyük. Bunu engelleyecek istihdamlar yaratmamız lazım. 3-4 tane projemiz var. Hem kumru burnu var hem İngiliz burnu var hem Büyükdeniz sahili var hem İzmir Caddesi var Yeni Foça’da, Yerenköy’de seyir tepesi çalışmamalarımız var. Bunların hepsi gençlerimize kadınlarımıza istihdam yaratmaktır. Kooperatifimiz kuruldu mısır kurutma tesisimiz devreye giriyordu. Aklına gelecek 23 tane projemizin hepsi durakladı. Ama inanıyorum bu Korona virüs bittikten sonra çok çabuk toparlanıp hem Büyükşehir’imiz desteği hem de bizim gayretimiz gücümüzle birlikte tekrar toparlanacak. Elimizden geldiğince istihdam yaratıp gençlerimizi oralarda Foça Belediyesi’nde mesai arkadaşım olarak görmek istiyorum.

Ümit Kartal’ın bir gazetenin genel yayın yönetmeni olsaydınız 19 Mayıs’ta ne başlı katardınız sorusuna yanıt veren Gürbüz;

‘Ey Türk Gençliği Birinci Vazifen’ derdim. Gençlik zamanı gelince mutlak ve mutlak yerine getirecektir ve yerine de getiriyordu. Özellikle söylemek istediğim bir şey var. Gençler siyasetten kopmasınlar. Hiç kimsenin lafına bakmasınlar. Olmazlarla, olurlarla iş yapmasınlar, emek versinler. Siyasi partisi ne olursa olsun önemli olanın yaşadığı ilçeye emek verdiği düşüncesini akıllarından çıkartmasınlar. Çünkü memleketin olabildiğince gençlere, enerjiye ve yeni bir siyasi beyine, ihtiyacı var. Gençlerinde tap tazecik beyinleri var, olabildiğince tertemiz duyguları var. Bunları da sahaya yansıtacaklarını düşünüyorum. Siyasetin addı hiçbir zaman farklı yerlere getirilmemeli. Siyasiler siyaset yapacağız diye farklı konumlarda farklı ortamlarda gençlerin önünü tıkamamalı. Örnek alınması geren Ulu Önder Atatürk bu hakkı bu gençliğe vermiştir. Genel Başkanımız keza aynı şekilde. Büyükşehir Başkanımız öyledir. Gencecik bir İl Başkanımız vardır ve 30 ilçede yaklaşık 11- 12 tane genç belediye başkanı vardır. Umarım daha da fazla sayı artar. Çünkü gençler gerçek anlamda hizmet etmek aşkıyla tertemiz zihinleriyle, enerjileriyle en güzel yerlerde en güzel görevleri almalılardır. Tecrübe yaşayarak öğreniliyor. Bir sene ne yaşadınız derseniz, 36 sene pek bir şey yaşamamışım derim.

Gürbüz kendisinden sonra yayına katılan İzmir Milletvekili Sevda Erden Kılıç’a; ‘’Gençlik kollarından gelip de milletvekili duygusunu yaşayan gençlik kollarından gelip belediye başkanlığı duygusunu yaşayan ben, gençlerin bu hazzı yaşaması için ve diğer gençlerinde, ‘ ya bakın istenince örgüt parti bir şekilde yol veriyor, emek harcanınca bunlar zaten yaşanıyor duygusunu yaşıyorum. Biz beraber bayrakta astık. Beraber mücadeleler de ettik. Bugün inanıyorum Sayın Vekilim beni burada görünce mutlu oluyordur. Ben zaten onu görünce çok mutlu oluyor ve gurur duyuyordu. Gençlerin ümidini, gençlerin enerjisini hevesini kırmadan gençlik kollarının sadece bayrak asmak ya da bir şeyler yapmak değil de onlarında belli sürelerden sonra ülkenin menfaati doğrultusunda çalışabilme duygusunu hissetmelerini istiyorum. Sağ olsun sevda hanım bunu diğer milletvekilleriyle beraber yapıyorlar.

GÜRBÜZ’DEN KILIÇ’A SORU: NE OLACAK ÜNİVERSİTELİ GENÇLERİN HALİ?

Yayına veda etmeden üniversiteli gençlerin durumunu soran Gürbüz’e Sevda Erden Kılıç’ın cevabı şöyle oldu;

‘Üniversiteli gençler derken bir kere üniversiteli işsizler var bir de üniversiteye hazırlanan mağdur gençler var. Gerçekten çok zor durumda genç arkadaşlarımız. Hem üniversiteli işsizler gerçekten yıllarca okuyorlar, emek harcıyorlar, üniversite bitiyor ve işsiz kalıyorlar hiç hak etmedikleri işleri yapıyorlar. Hep liyakat diyoruz ama maalesef öğretmenler limon satıyor, beden öğretmeni başka bir iş yapıyor. İnanılmaz ciddi bir sorun var. Bir de tabii bir YKS sorunu var. İnancımızı kaybetmiyoruz, azmimizi, umudumuzu kaybetmiyoruz. Bu dönemki genç arkadaşlarımızın da bütün sorunlarına biz vakıfız. Belediye başkanlarımız, milletvekillerimiz ve Genel Başkanımız ele ele kol kola bütün bu sorunların üstesinden geleceğiz hep beraber.’’

Editör: Haber Merkezi