DUYGU KAYA/ İZ GAZETE- Elazığ depreminin ardından çalışmalara başlanan ve İzmir depreminden sonra hızlandırılan Fay Yasası çalışmaları tamamlanmak üzere. Jeofizik mühendisliği öğretim üyelerinin oluşturduğu Yapı-Yapılaşma Jeofiziği Topluluğu ise, bu yasa çalışmasına tepki olarak bir basın bildirisi yayınlarken, bildiyi imzalayan isimlerden biri olan arasında yer alan Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim görevlisi Prof Dr. Coşkun Sarı, gazetemize özel açıklamada bulunarak, "Jeoloji Mühendisleri Odası, Türk Mimar Mühendis Odaları Birliği yönetim kurulunun da onayını almadan, sadece birkaç milletvekiliyle parlementodan böyle bir yasayı geçirmeye çalışıyorlar" dedi.

'BİR TAKIM RANT PEŞİNDE KOŞAN İNSANLARA OLANAK SAĞLAYAN BİR YASA'

Sarı, "Biz bu yasanın depremle ilgili çalışmalarda yeterli olmadığına inanıyoruz, gerek de yok böyle bir yasaya. Sadece bildirimizde verilen bilgilere dayanılarak çalışmalar gerçekleştirilirse daha doğru sonuçlara ulaşılacaktır. Çünkü sismoloji, jeofizik mühendisliğinin içinde bir anadal. Depremle ilgilenen tek anabilim dalı ya da bilim kolu jeofizik mühendisliğinin içinde yer alıyor. Dolayısıyla bir takım düzenlemeler yapılacaksa, o düzenlemenin içinde jeofizik mühendisliği öğretim üyelerinin görüşü de alınmalı, bizzat uygulamada çalışan jeofizik mühendislerinin de görüşü alınmalı. Böyle, 'Biz yaptık, oldu bitti' işiyle yasa geçirmenin doğuracağı sakıncalar var. Şehirlerin yerlerini değiştiremezsiniz çünkü ülkemizde çok fazla fay var. Bu birtakım rant peşinde koşan insanlara olanak sağlayacak bir yasa niteliğini taşıyor. Biz buna da karşı çıkıyoruz" dedi.

‘BU KONUDA SÖZ SAHİBİ DEĞİLLER’

Yayınlanan basın bildirisinde ise, “Deprem, Jeofizik Mühendislerinin birinci dereceden, uzmanlık alanıdır. Başka mühendisliklerin ancak yan dalları olup, bu konuda söz sahibi de değillerdir. O nedenle depreme ilişkin yasa ya da yönetmelik değişikliği olacaksa, bu ancak TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odasına ya da Jeofizik Bilimcilerine danışarak verilebilir. Bir diş hekimi, katarakt yönetmeliğini çıkarma teklifi yapamayacağı gibi, Jeofizik dışında başka mühendislik kuruluşu da “fay yasası” diye bilimdışı, ülke gerçeği ile bağdaşmayan bir öneride bulunamaz” ifadeleri kullanıldı.

Bildiride, dünya genelinde Fay Yasası’nın sadece Yeni Zelanda ile ABD’nin Kaliforniya Eyaletindeki sınırlı bir bölgede uygulanmakta olduğunu ve başka hiçbir ülkede uygulanmadığı hatırlatıldı.

ÖRNEKLERDE KARŞIYAKA, BORNOVA VE BAYRAKLI DA YER ALDI 

Basın bildirisinde, Türkiye topraklarının genel olarak yükseltili dağlık bir ülke olduğu ifade edilirken, ”Ülkemizde, verimli, sulak tarım, kolay ulaşım, su kaynakları, pınarlar, maden yatakları, enerji üretim alanları, ırmaklar ile göller geçmişte, buralarda oluşmuş büyük depremlerle yaratılmıştır. Bunlara örnek olarak; Bakırköy-Ataköy, İzmir-Karşıyaka, Bornova, Bayraklı, Kuşadası-Karaova ile Konya ovaları verilebilir. Bu alanlarda, eski ile yeni çağda kurulan yerleşim alanları depremlerle yer ile bir olmuşlardır” denildi.

SİSAM DEPREMİNDE, SİSAM’DA 2, BAYRAKLI’DA İSE 116 KİŞİ ÖLDÜ

Açıklamada, “1980’li yıllardan başlayarak, plan yapma yetkisi, Ankara’dan, yerel belediyelere verilince, çarpık kentleşmenin önü açılarak tarım alanları yapılaşmaya açılmıştır. Böylelikle kentler deprem bakımında güvensiz alanlara doğru genişlemiştir. 2020 Sisam M7,0 depreminde, gevşek zemine sahip Sisam’da 2, tarım alanında Bayraklı’da, kırık geçmeyen sulak alanda 116 kişi ölmüştür. Çünkü gevşek alanlarda deprem dalgaları 2 ile 5 kat büyütülerek üst yapıya yansıtılmakta, ayrıca yapılar yer ile çalkalanmaya girerek en çok yıkımla, ölümle sonuçlanmaktadır” denildi.     

Yapılan açıklamada ayrıca, Türkiye’nin yüzde 93’ünün deprem bölgesi olup, vatandaşların yüzde 98’inin bu bölgelerde, yüzde 73’ünün de diri, deprem üreten kırıklar üzerindeki kentlerde oturulmasına dikkat çekildi.

AMAÇ YAŞAM GÜVENCESİNİ HİÇE SAYARAK BELLİ BİR MESLEĞE İŞ SAĞLAMAK MI?

 “Yönetmeliklerimizde her iki yapılanmada Fay araştırmaları tanımlı iken, TMMOB ile JFMO(Jeofizik Mühendisleri Odası), Jeofizik Öğretim Üyeleri göz ardı edilerek, kaşla göz arasında böyle ülke gerçekleri dışında uydurma bir yasada ısrar niye” denilen açıklamada, “Amaç bu yasa ile; Türk ekonomisine, toplumsal yaşantısı ile yaşam güvencesini hiçe sayarak, belli bir mesleğe iş sağlanmak mıdır? “Fay; depremin nedeni değil, sonucudur” bilimsel bir gerçek iken, niçin Faylar depremin nedeni olarak düşünülüp, Faya özel yasa düşünülmektedir? Yasa olarak düşülüyorsa bunun adı neden “Deprem Yasası” değil de “Fay yasası”dır?” ifadelerini kullandıldı.

‘TÜRKİYE EKOMİSİ BÖYLE BİLİM DIŞI BİR UYGULAMAYI KARŞILAYACAK DURUMDA DEĞİL’

Bildiride, jeofizik mühendislerinin verimli, sulak tarım alanlarında yapılaşmaya karşı oldukları ifade edilerek, “Jeofizik araştırma yapılmadan her yere yapı kondurulmasına da halkın can güvenliğini korumak üzere karşıdır. Her türlü haksız kazanç ile imar yolsuzluklarına karşıdır. Fay Yasası gibi ülke gerçeklerini görmezden gelerek kaşla göz arasında çıkarılması düşünülen yasa ile yönetmelik, Türkiye yerleşimlerini, ekonomisini allak bullak edici niteliktedir. Kaldı ki böyle tutarsız bir uygulama toplumsal çalkantılara neden olacağı gibi, istimlak bakımından birçok tüzel(hukuki) sorun yaratacaktır. Ayrıca, ağır yükler altındaki Türkiye ekonomisinin böyle bilim dışı bir uygulamayı karşılayacak durumda da değildir” denildi.

Bildiriyi imzalayan isimlerin listesi ise şu şekilde:

Prof. Dr. Övgün Ahmet ERCAN
Prof. Dr. Şerif BARIŞ
Prof. Dr. Haluk EYİDOĞAN
Prof. Dr. Ahmet Tuğrul BAŞOKUR
Prof. Dr. Ömer Rahmi PINAR
Prof. Dr. Ergün TÜRKER
Prof. Dr. Hakan KARSLI
Prof. Dr. Nilgün SAYIL
Prof. Dr. Ferhat ÖZÇEP
Prof. Dr. Aysel ŞEREN
Prof. Dr. Emin CANDANSAYAR
Prof. Dr. Emin ULUGERGERLİ
Prof. Dr. Mustafa ERGÜN
Prof. Dr. Coşkun SARI
Prof. Dr. Mustafa AKGÜN
Prof. Dr. Kenan GELİŞLİ
Doç. Dr. Öz YILMAZ
Doç. Dr. Serkan IRMAK
Doç. Dr. Osman UYANIK
Doç. Dr. Nurdan SAYIN
Doç. Dr. Emre TİMUR
Burak ÇATLIOĞLU (Jeofizik Yük. Müh.)
Erdal ŞAHAN (Jeofizik Müh.)

Editör: Haber Merkezi