ÖZGÜR COŞKUN/ İZ GAZETE- Dünya’da birkaç ülke hariç, neredeyse tüm dünyadaki turizm destinasyonlarını yerinde görerek, analiz ettiğini, ülkemiz ile kıyasladığını, eksik yönlerimiz, avantajlı yönlerimiz nelerdir?  Dünya turizm pastasından hak ettiğimiz payı almak için neler yapılabilir konularında çalışmalar yaptığını belirten Kalaycı, pandemi dönemi sonrası içinde düşüncelerini açıkladı.

Kalaycı, şimdiden %40’lara varan rezervasyon iptallerinin sektöre zararında en önemli işaret fişeği olduğunu ifade ederek, "Turizm sektörünün bu yılki öngörüsü olan 58 milyon turist hedefi,  45 milyon dolar da turizm geliri elde edilmesi imkânsız hale gelmiştir. Peki, ne olacak, umutsuzluk kader mi olacak? Turizm sektörünün en şanssız yanı şudur ki; her kriz döneminde insanlar öncelikle yaşamlarını idame ettirmek hedefinden dolayı, giderlerinden sarfınazar ettikleri ilk kalem maalesef seyahat ve turizm kalemleri oluyor. Dünya çapında yaşanan bu kriz sadece ekonomik bir kriz değildir. Yani insanların geliri müsait olsa bile seyahat etmek istemeyeceklerdir. Güvende olmak, güvende kalmak isteyecekleridir" dedi.

Murat Kalaycı, turizm firmalarının sahip olması gerektiği özellikleri şöyle sıraladı:

HİJYEN ZİNCİRİ; Müşterinin tatil için evinden çıktığı andan itibaren, tatilini bitirip evine dönüşüne kadar uygulanacak, bir hijyen güvenlik protokolü olacaktır. Tur firmaları şimdiden bu konsepte geçmelidir. 

HİJYEN YILDIZI; Otellere ve konaklama tesislerine verilen yıldız normuna benzer hijyen normu oluşturulacaktır. Bu konuda iş sağlığı ve güvenliği firmaları yeniden bir yapılanmaya giderek bunun alt yapısını ivedilikle oluşturmalıdırlar.

HER ŞEY DAHİL SİSTEMLER; Tabi ki bu konuda çok radikal değişiklikler olacaktır. 

•    Mutfak: Açık büfe sistemleri artık olmayacaktır. Mutfaklara yeni hijyen şartları hayata geçecektir. Mutfaklarda el değmeden seri üretimli robotik sistemler kapalı kutucuklarda, IŞIL İŞLEM görmüş ürünler tercih edilecektir. Otel müşterileri daha az çeşit ama daha güvenli gıda tercih edeceklerdir. 

•    Odalar : Bu süreçte tabiki en önemli detay otel odaları olacaktır. Hijyen ve sanitasyon için temizlik süreçleri değişecektir. Oda temizliklerinde ilaçlı dezenfeksiyon, ozon ile temizlik, ultraviyole, vb. yeni  teknoloji uygulamaları  olacaktır. Belki de bu çalışmalar gelecek müşterinin telefonundan canlı izlemesi de sağlanabilecektir.  
•    Havuzlar ve SPA merkezleri, havuzlarda anlık tahlil ve uyarı sistemleri virüslere karşı alınabilecek diğer önlemler, SPA’ların tek kişilik ve her uygulama sonrası yeniden dezenfekte ve sanitasyon işlem protokolleri uygulanabilir. 

•    Otellerde en büyük sorun şu şekilde ortaya çıkacaktır. Otel müşterileri protokollere uygun, test ve ateş ölçücü vb. kabul edilip alınacaktır. Ancak bu müşterilerin otelden çıkmadan tatil yapmaları gerekir. Otelcileri en çok bu zorlayacaktır. Bunun için otelden hiç çıkmadan tüm aktivitelerin olabileceği yeni konseptler ortaya çıkacaktır.

Bunun yanında önümüzdeki dönem kişiye özel hizmetlerin verilebileceği az insan temaslı küçük, villa tipi, butik otellerin daha çok rağbet göreceğini söyleyebiliriz. Devre mülk tatil seçeneğinin de talep artışı olacağı öngörülebilir bir durumdur. 

'KARAVAN TURİZMİ SIÇRAMA YAPACAK'

Kalaycı, en önemli sıçramayı karavan imalatçıları ve karavan turizminin yapacağını düşündüğünü ifade ederken, "İnsanlar kapalı karavanlarında kimse ile temas etmeden doğal ortamlarda izole bir şekilde tatil yapmak isteyecekleridir. Çadır ve Bungalov tarzı konseptler, sadece deniz değil, dağ ve yayla turizmine de ilgi artacaktır. Bu dönemde insanların kendini en rahat ve en güvenli hissedeceği alanlar açık hava ve açık ortamlar olacaktır. Bunun için, buradan bir çağrı yapmak istiyorum, hükümet doğal sit alanları da dahil olmak üzere ivedilikle doğal kamp alanları, karavan turizmi alanları oluşturulmalıdır. Özellikle zengin turistin tercih ettiği Cruise turizminin de en riskli turizm konsepti olmasından dolayı, bu segment turiste hitap edebilecek, Ege ve Akdeniz kıyısında karavan ve kamp turizmine uygun içinde eko turizm uygulamaları olan; organik tarım ürününe ulaşım, yat, dalış, doğa ve kuş gözlemciliği, trekking, safari, mağara, yamaç paraşütü vb. alternatif turizm çeşitlerine içeren turizm uygulamaları yapılmalıdır. Bunun için gerekli çok fazla bölgemiz vardır. Gerekli altyapı oluşturularak; Otel konseptinden çok daha fazla katma değer sağlayacak yüksek gelir gurubunun kullanabileceği alanlar oluşturulabilir" dedi.

AYDIN VE MUĞLA ŞANSLI İLLER

Bu açıdan Aydın ve Muğla’nın en uygun ve şanslı iller olduğunu düşündüğünü ifade eden Kalaycı, "Özellikle Didim’de bir an önce turizm çeşitliliği konusunda çalışmalara başlamak zorundayız" diye konuştu.

Kalaycı, "Ülkemizde bulunan 1,5 milyonluk yatak kapasitesinin bu yıl doldurulamayacağı açıktır. Almanya Hekimler Birliği Başkanı Klaus Reinhardt’ın 8 Nisan’daki “Almanlar bu yaz tatili unutsun’’ açıklaması, Diğer ülkelerden de gelen benzer açıklamalar. Endişeyi artırmaktadır. İç turizme yönelmek te sektöre gerekli ihtiyacını karşılayamayacaktır.  Bu dönemin etkilerinden en az hasarla çıkabilmek için hükümetin turizm sektörü için turizm emekçilerini de kapsayan çok kapsamlı bir önlemler ve destekler paketi açıklamalıdır. Turizm sektörü her yıl cari açığa en çok destek sağlayan sektördür. Bundan dolayı iktidar tarafından pozitif ayrımcılığa tabi tutulmalıdır. Covid 19 salgınının toplumda oluşturduğu, ekonomik, toplum sosyolojisi ve psikolojisini etkileyen bu süreci tüm alanlarda ve özellikle turizm sektöründe aşabilmek için daha çok düşünmeye istişareye ve siyaset üstü bir mesele olarak yaklaşmak zorundayız. " dedi. 

Editör: Haber Merkezi