İZ GAZETE- İzmirli depremzedeler proje alanı mağduriyetine ilişkin bir kez daha basın açıklaması gerçekleştirdi. "Yapıyoruz, yapacağız dediğiniz şeyler bu kadar mı zor? Çoktan yapmış olmanız gerekirken bizler neden hala mağduriyet yaşıyoruz" ifadelerinin kullanıldığı basın açıklamasını depremzedeler adına İncilay Irmak okudu.

‘EVLERİMİZ NEYE İSTİNADEN TESLİM EDİLDİ?’

Irmak, “Depremden bu yana yaşayarak öğrendiğimiz haklarımız ve bu haklarımızı alabilmek için hep birlikte verdiğimiz özverili çabalarımız çok büyüktür. Bizler isterdik ki; devletimizin sosyal devlet anlayışı daha fazla olsun, ilgili kurum ve kuruluşlar ile yetkilileri şeffaf ve çözümleyici olsun. Ancak depremden bu yana geçen süre zarfında 15 aydır proje alanları olarak oluşan mağduriyetlerimiz azalmak yerine artarak devam etmektedir. Bu nedenle tüm kurumlara ve yetkililere çağrı niteliğinde bu açıklamayı yapıyoruz; Yapmış olduğumuz ilk basın açıklamasından sonra ilgili kurumların devreye girmesi ile anahtarlarımız kısmen teslim edildi. Teslim edilmiş olmasına rağmen yüklenici firmalar (TOKİ) bize kaba inşaattan farkı olmayan teslim ettiği evlerimiz hiçbir şekilde yaşam alanına uygun olmamakla beraber, güvenliği ve mahremiyeti bulunmamaktadır. Yapılan kira yardımları, evlerimizin teslimatlarına kadar geçerli olduğu için, (TOKİ) tarafından teslim edildiği iddia edilen evlerimiz, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yapıldığı söylenen, kira yardımları kesilmiştir. Anahtarlarını teslim alan hissedarlar, bu aydan itibaren hiçbir şekilde kira yardımı alamamaktadırlar. Buna göre evlerimiz neye istinaden teslim edildi? Bizler kaba inşaattan farkı olmayan, oturulacak bir ortam olmamasına rağmen, evlerimizi kusursuz ve eksiksiz teslim etmiş gibi işlem yapıp, kira yardımını kesmişlerdir. Bu yanlışlığın en kısa sürede çözülmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

‘NET BİR ŞEKİLDE BELLİ’

“Sürecin en başından beri, bizleri hiçbir şekilde dahil etmedikleri proje, yüklenici firma, ihale şartları ve sözleşmeler neye ve kime göre yapıldı ise bizler evlerimizi o sözleşmenin altında imzası bulunan kurum ve yetkililerinden teslim almadık" diye konuşan Irmak, "Muhatap olarak tanıdığımız kurum Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olduğu için evlerimizi doğal olarak TOKİ‘den teslim almak gibi bir hakkımızın olmadığı net bir şekilde bellidir. Buna rağmen ilgili kurumların TOKİ ile bizleri karşı karşıya getirmek gibi ya da yetkilerini TOKİ’ye devretmek gibi bir hakları bulunmayıp, işin içinden de hiç girmemiş gibi çıkamaz. Hal böyle iken bir de verdikleri kiraları 2 (iki) gün içerisinde geri talep ederek gerekli cezaa-i işlemlerin uygulanacağı ile ilgili tebligat göndermişlerdir.Bu durumu esef ile kınıyor ve sorumlu kişilerin görevden alınmalarını, bu hataların ivedilik ile düzeltilmesini ve daha fazla mağduriyet yaratılmamasını talep ve takip ediyoruz” açıklamasında bulundu.

‘YAPIYORUZ YAPACAĞIZ DEDİĞİNİZ ŞEYLER BU KADAR MI ZOR?’

Irmak ayrıca, “Kura çekimleri sonucunda teslimatları yapılan blokların arsa hissedarları ne yazık ki; hisseleri gasp edilmiş olup, (24 hissedar) açıkta kalmışlardır. Olayın tuhaf olan kısmı, herhangi bir yerde tapu kayıtları da bulunmamaktadır. Yani dün birey, arsada hissedarken bugün hiçbir şekilde öyle bir hakkı yok. Bu ve bunun gibi durumlarla ilgili mağdur olan hissedarları, başkalarının arsalarına mı hissedar yapacaksınız? Bu durumda ortak ettiğiniz arsa hissedarları, mağdur olmayacak mı? Örneğin; bir arsada 30 hissedar var iken bu; 54 hissedara mı çıkacak? Bu şekilde mi çözüm sunacaksınız?  Bir de şöyle bir durum var; birden fazla hissesi olan kat malikleri dikte edilerek sadece 1 (bir) hissesini alıp diğer hakları için rezerv alanine mahkum edilmiştir. Çözümü size öneri olarak sunmuş olmamıza rağmen, hala Trafo alanı ile ilgili hiçbir gelişme olmadı. Yapıyoruz, yapacağız dediğiniz şeyler bu kadar mı zor? Çoktan yapmış olmanız gerekirken bizler neden hala mağduriyet yaşıyoruz? Bizlerin tapusunda 7269 Sayılı Kanun şerh-i olmasına rağmen AFET İl Müdürlüğü, bu şerh-i yok sayarak, bizlerin bu haktan faydalanamayacağını üzerine basa basa dikte etmiştir. Halbuki bizlerin evleri 6306 (Kentsel Dönüşüm Kanunu)’ nun sonradan uyarlanan 6/a maddesince yıkılmış olmasına rağmen, neye istinaden 7269 Sayılı Kanundan yararlanamıyoruz? Devlet bizim evlerimizi yapıyor ise 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Kanunun istemimiz dışında olan 6/a kapsamı ile yıktı. 7269 sayılı Afad Kanunu ile Kentsel Dönüşüm Kanununun alakası nedir? Bizler depremzedeyiz. Depremzedelerin arasında neye göre ayrışım yapılıyor?  Bizler bunu anlayamadığımız için ilgili kurumlardan bir açıklama bekliyoruz. Bizim anlamamız geren şu mu; 7 (yedi) proje alanı olarak ilan edilen bölgeler AFET bölgesi değil de dışında kalan tüm Bayraklı mı AFET bölgesi oldu? AFET bölgesi değil ise devlet neye istinaden buraları işgal edip bizleri yerimizden yurdumuzdan etti” ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi