Gizem TABAN/ İZ GAZETE - Geçtiğimiz yıl 30 Ekim’de gerçekleşen İzmir depreminin en çok etkilediği Bayraklı İlçesi'nin Cumhuriyet Halk Partili Belediye Başkanı Serdar Sandal, deprem sürecinde yaşadıklarını ve yaptıkları çalışmaları anlattı. Sandal ayrıca, Bayraklı Belediyesi'nin önümüzdeki süreçte hayata geçireceği projeler ve yapılan çalışmalara dair İz Gazete'ye açıklamalarda bulundu.

Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, deprem günü yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

"İlk anda tabi ki korktuk. Ardından yıkılan binaların haberleri gelmeye başladı ve hemen oralara gittik ve Osmangazi Hizmet Binamızda ‘Kriz Merkezi’ oluşturduk. Enkazın ilk günü İzmir Büyükşehir Belediyemiz ile birlikte 100’e yakın insanımızı enkazdan kurtardık. İlk gece için en önemli şey; binlerce vatandaşınız sokakta, barınma ihtiyaçları var, yemeğe-suya ihtiyaçları var, maskeye ihtiyaçları var. O gün sanırım Allah başka bir güç kudret verdi, o gece tüm ihtiyaçları çözebildik.”

‘HER GÜN AYNI ACIYI YAŞIYORUZ’

Depremin yıldönümüne ilişkin duygularını aktaran Başkan Sandal, “Depremin yıl dönümüne ilişkin özel bir şey söyleyemiyorum çünkü biz her gün aynı acıyı yaşıyoruz. Bir depremzede yurttaşımızla karşılaşıyoruz, yakınını kaybetmiş bir arkadaşımızla karşılaşıyoruz, acıları halen çok sıcak. Evlerini, eşyalarını kaybeden, aile birlikleri bozulan yurttaşlarımız var. Bu ekonomik sıkıntılar içinde dertlerini nasıl çözebileceğini düşünen, dertlerini anlattığında beraber ağladığımız yurttaşlarımız var. Bir tarafta ekonomik kriz, bir tarafta yeni geldiğimiz bir belediye, üzerine pandemi, ardından deprem. Kendimizi dinlemeye fırsat bulamadık. Biz 1 yıldır benzer acılar yaşıyoruz, hala ilk günkü duygular içerisindeyiz” diye konuştu.

‘İHTİYAÇLARI HEMEN ÇÖZDÜK’

Afet yönetimi sürecine dair açıklamalarda bulunan Sandal, “Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, sürecin başından bu yana neredeyse her gün bizden brifing alıyordu, yapılacaklarla ilgili talimat veriyordu. Genel Başkan Yardımcılarımız, Parti Meclisi Üyelerimiz, milletvekillerimiz bölgedeydi. İzmir Büyükşehir Belediyemiz başta olmak üzere diğer Büyükşehir Belediyelerimiz sürekli yanımızdaydı. Biz bu süreçte planlamayı çok doğru bir şekilde yaptık. Vatandaşlarımızın bebek mamasında hijyen malzemesine, gıdadan farklı alanlara kadar her ihtiyacını hemen çözdük” dedi.

EMSAL ARTIŞI SÜRECİNİ ANLATTI

Sandal, Bayraklı Belediye Meclisi’nde yüzde 10 olarak kabul edilen ardından İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nden parsel bazında yüzde 20, ada bazında yüzde 30 olarak geçen emsal artışı hakkında da değerlendirmelerde bulundu. Deprem sonrasındaki süreçte depremzedelerin taleplerini hayata geçirmek ve mağduriyetlerini minimize etmek için yaptıkları çalışmalara değinen Sandal, şunları söyledi: “Süreci doğru değerlendirmez ve sadece siyasi adımlar atarsanız doğru işler yapmış olmazsınız. Belki siyaseten siz büyürsünüz ama yurttaşlarınız zarar görür. Biz K sınırları ile ilgili, şu an yapılan deprem konutları ile kıyasladığımızda yüzde 30’un üzerinde emsali zaten vermiştik. Ama biz bunu çıkıp bağırma ihtiyacı duymadık. Çünkü vatandaşın mevcut haklarının korunması ile ilgili buna itirazların gelmesini istemedik ve sustuk. Ardından yüzde 10 ile ilgili Büyükşehir Belediyesi’ne bir plan notu gönderdiğimizde; bütün siyasi partilerin içinde olduğu, Bakanımızın da olumlu bulduğu usul ve esaslardan sonra bizim yüzde 10’luk imar artışımız reddedildi. Çünkü kabul edilmiş olsaydı, vatandaş inşaata başlamış olsaydı ve yürütmeyi durdurma kararı çıksaydı yarılanmış binalarda 10 yıllık bir süreç bizi bekleyecekti. Daha sonradan gerek maliyetlerdeki artış gerekse K sınırları ilgili bir netlik kazanılmasından bölgenin kaldırabileceği, altyapısıyla ilgili çalışmaların yapılabileceği bir emsal artışı hakkında çalışmaya başladık. Burada da aslında bu işi ben yalnız başıma yapmadım. Bu işin tüm aşamalarını Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tunç Soyer ile müzakere ederek yaptık. Biz Sayın Soyer ile müzakeremizde bu oranın parsel bazında yüzde 20, ada bazında yüzde 30 olacağını zaten konuşmuştuk. Ama, usulen bizim daha önce Büyükşehir Belediyesi’ne gönderdiğimiz ve reddedilen yüzde 10 bir emsal artışı vardı. Bunun üzerine biz yüzde 10’un üzerindeki bir artışı bir daha Büyükşehir Belediyesi’ne gönderirsek sanki usul hatası yapmış gibi olacaktık. Bununla ilgili de mecliste söz alarak; yüzde 10 emsal artışını alt sınır olarak belirlediğimizi, vatandaşın talebini karşılamadığını ifade ettik. Bunun parsel ve ada bazında yeniden düzenlenerek değerlendirilmesini istedik. Bunun sonucunda parsel bazında yüzde 20, ada bazında yüzde 30 artış Büyükşehir Meclisi’nde oy çokluğu ile kabul edildi. AKP’li ve MHP’li meclis üyeleri ret oyu verdi.”

‘AFET BÖLGESİ’ ELEŞTİRİSİ

AKP ve MHP meclis üyelerinin Bayraklı Belediye Meclisi’nde alınan yüzde 10 emsal artışı kararına olumlu oy kullanıp, Büyükşehir Belediye Meclisi’nde kabul edilen; parsel bazında yüzde 20, ada bazında yüzde 30 emsal artışı kararına ret oyu kullanması hakkında konuşan Başkan Sandal, hükümete de eleştirilerde bulundu. Sandal, şöyle konuştu: “Siyaset tutarlılık gerektirir. Siyaset 40 düşünüp 1 adım atmayı gerektirir. Ret oyunun gerekçesi aslında bu işin plan notuyla değil plan revizyonu ile olur. Ama aynı arkadaşlar Bayraklı Belediye Meclisi’nde ‘evet’ dediler. Bu temel çelişkilerden biri… Bir diğer çelişki ise; Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Anayasasında da belirtildiği gibi; laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir. Bu tür doğal afetler üzerine düşeni yapmalıdır. AKP yapmalıdır demiyorum, devlet üzerine düşeni yapmalıdır. Gerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı gerek İçişleri Bakanlığı devletin kurumlarıdır, bir siyasi partinin kurumları değildir. Devlet kurumları da üzerine düşeni yapmalıdır. Karadeniz’de birçok bölgede sel felaketi ile ilgili ‘afet bölgesi’ kararları hemen alındı. Selde vatandaşın evi yıkılmıştır, mağdur olmuştur, yerine koyabilecek gücü yoktur. Devlet de babalığını gösterip bu sorunu çözmüştür. Bizim en büyük sıkıntılarımızdan biri, bugüne kadar yaşadığımız tartışmaların en önemli nedenlerinden biri; bölgenin ‘afet bölgesi’ ilan edilmemesi. Eğer bölge, afet bölgesi ilan edilmiş olsa idi ne emsal artışını ne krediyi konuşmayacaktık. Bambaşka bir tablo olacaktı. Vatandaşın sıkıntıları çözülmüş olacaktı.”

‘ORTA VE AZ HASARLILAR İÇİN ÇAĞRI’

Hasar tespit çalışmaları ve sonrasında gelişen sürece ilişkin eleştirilerini aktaran Sandal, orta ve az hasarlı binalar için de çağrıda bulundu. Sandal, “Bina, bir hasar durumu, bir de risk durumu ile değerlendiriliyor. Hasar durumunu tespit ederken tüm işlem gözlemsel. Yetkilendirilmiş bir mühendis elinde çekiçle binaya giriyor, sağına soluna vuruyor ve ona göre binanın az-orta-ağır hasarlı olduğuna karar veriyor. Ama bu, bu kadar basit mesele değil. Burada vatandaşın mağduriyeti doğuyor. Sen ağır hasarlı bina tespitinden sonra, yaptığın konutlardan hak sahipliği elde ettiriyorsun. Ağır hasarlı her vatandaş, rezerv alandaki deprem konutlarında hak sahibi oluyor. Orta hasarlının böyle bir şansı yok, az hasarlının böyle bir şansı yok. Bir kere bu garabetin ortadan kalkması lazım. Önemli olan binanın hasar durumu değil, risk durumu. Bir binada ya oturursunuz ya oturamazsınız. Orta hasarlı ile ağır hasarlı arasında teknik fark ne? Vatandaşı orta hasarlı binada oturtuyor muyuz? Hayır. Daha önce zemin etütleri yapılmadan, dönemin sağ iktidarları tarafından imara açılan bölgelerde ilgili yasa ve yönetmeliklere ruhsatlar verilmiş ve temele dikkat edilmeden binalar dikilmiş. Şimdi, orta hasarlılara ‘binayı güçlendirin, oturabilirsiniz’ deniyor. Temelinin 25 metresi balçık olan bir toprağın üzerindeki binayı nasıl güçlendireceğiz? Bu mağduriyetin giderilmesi lazım. Az hasarlılarda da durum aynı. Daha önceki depremde az hasarlı olan binaların çoğu bu depremde yıkıldı. O yüzden binaların tamamının risk analizi yapılmalı, riskli binalar devletin tanıdığı bütün haklardan, ağır hasarlılar gibi yararlanmalı” ifadelerini kullandı.

‘NEDENİ VATANDAŞ MI?’

Kredi konusundaki tartışmalara da değinen Sandal, “Siz vatandaşın yaralarını sarmakla ilgili kredi veriyorsunuz. Bu kredinin bir kısmını da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 6306 Sayılı Afet Yasası kapsamında tolere ediyor, bankaların payını bankalara ödüyor. Ancak, bir gömlek 200 lira ise insana 100 lira verip ‘git kendine gömlek al’ demek ne kadar mantıklı? Maliyet 400-500 bin lira iken insana 200 bin lira kredi verip ‘git evini yap’ demek ne kadar mantıklı? Ekonomik krizinin, pandeminin, döviz kurundaki artışın, inşaat maliyetindeki yüzde 100 artışın nedeni, faizdeki artışın nedeni vatandaş mı? Neyin faturasını vatandaş ödeyecek. Dolayısıyla bir önce vatandaşın maliyetini karşılayacak bir kredinin 2 yıl ödemesiz, 18 yıl 0 faizle verilmesi gerekir” açıklamalarında bulundu.

‘MUHATAP SİYASİ PARTİLER DEĞİL’

İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği’nin (İZDEDA) AKP İzmir İl Başkanlığı ile ortak yaptığı basın açıklamasına atıfta bulunan Sandal, İZDEDA Başkanı Haydar Özkan’ı ve AKP’yi isim vermeksizin eleştirdi. Sandal, “Depremzede derneklerimizin, depremde mağdur olan vatandaşlarımızın muhatabı siyasi partiler değil. Yani, depremzede derneğindeki yöneticilerin gidip herhangi bir siyasi partinin yöneticisinin yanında oturup övgüler dizmesi, vatandaşın derdiyle ilgili bir mesele değil. Vatandaşın muhatabı Bayraklı Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Valiliği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’dır. Bunun dışındaki her nafile, depremzedenin sorunlarını büyütmek demektir. Gidiyorsunuz, bir siyasi partinin il başkanının yanına oturuyorsunuz, methiyeler dizmeye başlıyorsunuz. Neyin methiyesini diziyorsunuz? Afet bölgesi mi ilan edildi? Az-orta hasarlı binalar riskli bina kapsamına alınıp ağır hasarlı binalar kapsamında mı yararlanıldı? Gerekli kredi mi verildi? Afet kapsamında yapılan evler, vatandaşın istediği evler mi? Neyin şükranı, neyin teşekkürü? Bir defa, vatandaşın derdini, talebini siyasal alanda değil muhataplarıyla çözmek gerekir. Bizim elimiz taşın altında. Biz şu an bile depremzedelerin bütün ihtiyaçlarını evlerine kadar götürüyoruz ve bundan gocunmuyoruz. Çünkü biz Bayraklı ailesinin bir ferdiyiz ve bu bizim asli görevimiz. Tüm depremzede derneklerine şunu söylüyoruz; bu işi siyasallaştırdığınızda vatandaşın derdini büyütüp kendiniz yol almış olabilirsiniz. Ama muhatabınız; Bayraklı Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Valiliği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’dır. Kredi verilecekse, bunu Bakan deklare eder, AFAD bölgeye gidecekse bunu Bakan söyler. Emsal ile ilgili bir şey olacaksa bunu belediye söyler. Siyasi parti il başkanlarının bu işte bir rolü yok ki. Dert başka, yürünen alan başka!” diye konuştu.

‘FATURAYI NİYE VATANDAŞ ÖDÜYOR?’

‘Deprem konusu ve depremzedelerin sorunları, siyaset malzemesi haline mi getirilmeye çalışıyor?’ sorusuna yanıt veren Sandal, AKP’ye eleştirilerde bulundu. Sandal, “Birileri buna sürüklüyor. Biz Bayraklı Belediyesi olarak şunu istiyoruz; bir an önce bu konutlar yapılsın, vatandaş dönsün. Vatandaş da yeni beklentiler yaratılmasın. Yarattığınız beklenti ile yüzde 30’u geçen zamlar geldi. Bunun faturasını niye vatandaş ödüyor? Biz neyi bekliyoruz? Her yere yeten kudretimiz depremzede olduğunda niye zamana ihtiyaç duyuyoruz. Bugün bir kararname ile kredi verilir mi, verilir. İyi niyetli olarak Türkiye’ye ayrılan bir Dünya Bankası fonu var, bu fonun belli miktarını İzmir Büyükşehir Belediyesi kullanmak istiyor. ‘Hayır böyle bir kredi yok’ diyorlar. Bu fonun olduğu açık. Bu fonun bir kısmını Büyükşehir Belediyesi depremzedeler için kullanmak istiyor. Burada mı bir sıkıntı var? Bu polemiğe niye ihtiyaç duyuyoruz? Bu polemik yurttaşımızın hangi sıkıntısını, derdini çözüyor?” dedi.

‘VİCDANIM ÇOK RAHAT’

‘Depremin üzerinden 1 yıl geçti, geriye dönüp baktığınızda ne dersiniz?’ sorusunu yanıtlayan Sandal, “Vicdanım çok rahat… Çünkü biz depremin tüm aşamasında gece gündüz vatandaşımızın yanında olduk. Şu anda da yanındayız. Bayraklı Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi olarak bize destek olan sivil toplum kuruluşları ve yurttaşlarımızla beraber afetler noktasında tüm Türkiye’ye örnek olabilecek bir modeli Bayraklı ortaya koydu. Büyükşehir Belediyemizin yerleştirdiği yurttaşlarımız dışında 400’e yakın yurttaşımıza da Bayraklı Belediyesi yardımcı oldu. Enkazdan çadır sürecine, yurttaşlarımızın yerleştirilmesinden üçlü beyaz eşya setine, küçük ev eşyalarından diğer ihtiyaçlarına kadar bugün de dahil olmak üzere yurttaşlarımızın yanındayız. Ne tür riskleri alabiliyorsak ben Bayraklı Belediye Başkanı olarak alıyorum. Ruhsat verilmesinden diğer alanlara kadar üzerimize ne düşüyorsa sonuna kadar depremzede yurttaşlarımızın yanında olacağız. Ama burada dikkat edilmesi gereken bir nokta daha var; kurumların yetki ve sorumluluklarını doğru bileceksiniz. İlçe belediyesinin yetki ve sorumluluğu nedir, biz depremzede olarak ilçe belediyesinden ne isteyebilir, hangi noktada ilçe belediyesi bize destek ya da yardımcı olabilir, Büyükşehir Belediyesi’nin, Valiliğin, Bakanlıkların, aynı şekilde yetki ve sorumlulukları nedir… Bunlarla ilgili bilgiye sahip olduktan sonra ilgili kurumlardan vatandaşın taleplerini iletebilecek bir mekanizma oluşturmak gerekir. Bunun dışındaki her iş, vatandaşın sürecini uzatır” ifadelerini kullandı.

ODALARA ‘İSTİSNA’ ÇAĞRISI

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin (TMMOB) emsal artışına yönelik olumsuz görüş bildirmesi ve dava açabileceklerinin hatırlatılması üzerine Sandal, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Biz odalarla karşı karşıya gelmek istemiyoruz. Odalar, bizim içinde yaşadığımız siyasal sistemin en güçlü unsurlarından biridir. Meslek odaları vazgeçilmezlerimizden. Bunları yok sayarsak başka bir siyasal eğilime doğru evirilmiş oluruz.  Bizim görüşümüz bu değil. Ama burada mesele şu; her işin bir istisnası var. Diyoruz ki; Bayraklı, depremin en çok etkilediği bölge, İzmir’in mahalle bazında yeşil donatı alanının en fazla olduğu bölgelerden biri. Burada bu işin bir tolere şansı var. Temel disiplinler ile ilgili aykırılıklar olduğunu, burada bir rant oluşabileceğini söylüyorsunuz da bunlar bizimle ilgili meseleler değil. Evini kaybetmiş bir insana, 1-2 kat fazla vererek aslında istediğimiz şey; o insanın ödeme güçlüğü içerisindeki maliyetini düşürüp ödeyebileceği seviyeye getirmek. Bizim kafamızın arkasında başka bir şey yok. Odalarımızı davet edelim, depremzede yurttaşlarımızı da çağıralım, onlar anlatsın onlar dinlesin. Onlar mimarlık mühendislik disiplinleri açısından söylüyor, biz de insani disiplin ve vicdan adına bir şey söylüyoruz. Emekli adam, evi yıkılmış. Ne yapacağız biz? Binlerce kaçak bina imar aflarıyla halledildi. Nerede disiplinimiz? Söz konusu Bayraklı olunca mı disiplin oluyor? Sayın Cumhurbaşkanı, İstanbul ve Ankara ile ilgili ‘Biz bu kentleri mahvettik’ diyor, nerede bu disiplin? Disiplin sadece; yoksul, dar gelirli, hakkını gerektiği gibi arayamayan, şu an hem ekonomik hem psikolojik olarak çökmüş insanlar üzerinde mi inşa edilecek? Bu konuda haksız, mesnetsiz suçlamalar bizi rahatsız ediyor. Gelsinler, vatandaşı dinlesinler. Basına açıkladıkları bildirinin yüzde 1’ini hissederlerse gerekli tedbirleri alsınlar.”

‘GÖZLERİNDEKİ IŞIK BENİ ÇOK MUTLU ETTİ’

İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde emsal artışı kararının kabul edilmesinin ardından meclis toplantısın olduğu binanın önünde depremzedelerin kendisini alkışlarla karşıladığını ana ilişkin konuşan Sandal, hislerini şöyle özetledi: “Önce üzerimden tonlarca yük kalkmış gibi hissettim. Tabi ki o insanların yüzünde o coşkuyu o umudu görünce mutlu olmama ihtimaliniz yok. Ben çok mutlu oldum. Alkışladıkları için değil, onların gözündeki o ışık bizi çok mutlu etti.”

‘ÖRNEK BİR BELEDİYEYİZ’

Başkan Sandal, “Bayraklı Belediye Meclisi’ndeki muhalefeti nasıl değerlendiriyorsunuz? Muhalefet yapıcı mı yoksa önünüze taş mı koymaya çalışıyor?’ sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Muhalefetin bizim önümüze taş koyma gibi bir çabası yok. Çünkü biz Bayraklı’da onların hayallerini gerçekleştiriyoruz. Biz tüm belediyelere örnek olabilecek bir çalışma modeli yapıyoruz. Ekonomik kriz, pandemi, deprem… Bankaya olan 102 milyonluk borcunun 85 milyonunu ödemiş, bir kuruş kredi almamış, piyasaya borçlarını bitirmiş bir belediye. Kurtarılmış şirketlerimiz var. 10 yılda yapılmış için 2 katı yapılmış iş var. Kentin temel sorunlarını çözebilecek bir kadro var. Herkese model olabilecek bir belediyeyeyiz. Ama bazen siyaset gerilim, tartışma, eleştiri ister. Muhalefet de bunu yapıyor. Bazen maksadını aşan sözler, eleştiriler oluyor ama onları da tolere ediyoruz. Bir siyasinin en önemli özelliklerinden biri o toleransı gösterebilmesidir” dedi.

PROJELER HIZ KESMEDEN SÜRÜYOR

Başkan Sandal, Bayraklı Belediyesi olarak önümüzdeki süreçte hayata geçirecekleri ve Bayraklı’ya kazandırılacak birtakım çalışmalara dair de açıklamalarda bulundu. Kentsel dönüşüm çalışmalarında önceliklerinin vatandaş olduğunun altını çizen Başkan Sandal, Bayraklı Belediye Meclisi’nde kabul edilen karar doğrultusunda ilçe sınırları içindeki eski yapıların yıkılıp, yenilerinin yapılması sırasında vatandaşların hak kaybının önleneceğini söyledi. Başkan Sandal, 60 Hektarlık Cengizhan, Alpaslan ve Fuat Edip Baksı Mahallesi'ni içine alan ve Onur, Yamanlar, Nafiz Gürman Mahallelerini içine alacak 600 hektarlık alanda revizyon imar plan çalışmalarının sürdüğünü belirtti. Kreş çalışmalarına da değinen Sandal, Bayraklı’nın 24 mahallesinde; eğitim standartları yüksek, modern kreşler açacaklarını söyledi. Sandal, Manavkuyu, 75’inci Yıl ve Postacılar Mahallesi’nde başlattıkları kreş inşaatlarında çalışmaların sona yaklaştığını ifade etti. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Altınyol'u yer altına almasıyla birlikte, Smyrna Antik kenti; Bayraklı Sevgi Yolu ve Bayraklı kentsel SİT alanının bütünleşeceğini dile getiren Sandal, bu proje ile Bayraklı’yı ikiye bölen İZBAN hattı ve Altınyol’un üzerinde yayalar için Sevgi Yolu’na kadar uzanacak bir köprü yapılmasının planlandığını ve böylelikle Bayraklı sahili ile Eski Smyrna Kenti arasındaki engellerin ortadan kalkacağını belirtti. Sevgi Yolu ve yolun yan akslarını, Eski Smyrna Antik Kenti ile bütün olarak yeniden düzenleyeceklerini açıklayan Sandal, bu kapsamda sokak sağlıklaştırma çalışmalarının yapılacağını kaydetti.  İzmir’in tarihi değeri Eski Smyrna Antik Kenti’ni daha etkin tanıtacaklarını belirten Sandal, bu amaçla, Bayraklı’nın yeni kent kimliğinin simgelerinden biri olacak olan Smyrna Meydanı ve Smyrna Kent Müzesi projesini hazırladıklarını söyledi.

Editör: Haber Merkezi