GÜLSEN CANDEMİR- Odasına girdiğinizde karşınızda karikatürler, şiirler, usta yazarların fotoğrafları ve özlü sözleri olan muayenehane karşılıyor sizi. Sedyeye yatarken bir karikatüre takılıyor gözünüz, yahut duvardaki bir fotoğrafa.  Hayata eğlenceli tarafından bakmaya çalışan doktor, bu duygusunu çalışma hayatına da yansıtıyor.  Örneğin; tansiyonu, şekeri olan hastası ‘Oruç tutabilir miyim?’ diye gelip sorduğunda duvarına astığı sırt üstü yatan eşeği göstererek, ‘Tut ama fotoğraftaki gibi nalları dikersin’ diye esprili bir cevap verebiliyor.  Tiyatro da yapan Doktor Karadoğan, ‘Cephede piknik ve Sevgili doktor’ adlı oyunlarda yer alırken şimdi ‘Santrafor Gündoğmadan Asıldı’ adlı oyuna hazırlanıyor. 21 yıldır hekimlik yapan Dr. Gaffar Karadoğan ile hastanedeki odasında mizahla tıp dünyasını nasıl teknolojiye taşıdığını konuştuk. 

MİZAH HAYATINIZ NASIL BAŞLADI, BİZİMLE BU MERAKINIZI EN BAŞINDAN ANLATABİLİR MİSİNİZ?

1990’ların şimdiki gibi gergin döneminde normal cümlelerle anlatamayacağım şeyleri tıbbi cümlelerle anlatmakla başladım mizaha. Kara mizah şiirlerimi üç ayrı kitapta topladım. Karakter olarak doğuştan gelen mizah severliğim ve mizaha yatkınlığım var. Teknoloji ilerledikçe ben de yaptıklarımı kaydetmeye, bu alanda geliştirmeye başladım. Kısa film eğitimi aldım, açık öğretimde televizyon ve kameramanlık bölümünü bitirdim. Sinema öğrencileri ile iletişim haline geçtim ve kendi başıma bir şeyler çekip, kurgulayıp, yayınlayacak hale gelince de bir youtube kanalı açtım. Kanalımın adı 2. El komedi. Bazı bilimsel olayları, hastalıkları da Beyin Mizah Bariyeri adlı kanalımda mizahi bir yaklaşımla anlatıyorum. Günde ortalama 60 hasta ve yakını ile muhatap olunca ister istemez bir şeyler çıkıyor. Türkiye öyle bir ülke ki standardı yok. Türlü olayla karşılaşıyoruz, malzeme bol,  mizah için Türkiye bulunmaz bir cennet.

KAÇ TAKİPÇİNİZ VAR?

750 takipçim var. Büyük bölümü yakınlarım. Çok izlenirsem hasta sayım artıyor. Bu da benim iş yükümü artırıyor. Üstünden kalkamayacağım bir yük almak istemiyorum. Kalp bölümü titiz çalışmanızı gerektiriyor. O nedenle çok tanınmamayı tercih ediyorum açıkçası. Video çekme sıklığım azalıyor son dönemde. Süreyi de 5 dakikadan 1 dakikaya indirdim. Ailemin sansürüne de uğruyorum. Her videomdan sonra  ‘Onu kaldır başın yanacak’ diye arıyorlar. Küfür, hakaret yok, düzeni eleştiriyorum sadece. Ötekileştirme ve eşitsizliğe karşı bir öfkem var, onunla ilgili bir şeyler üretmeye çalışıyorum yıllardır.  Bugüne kadar 200’ e yakın video yayınladım.  Her hafta bir video yayına koyuyorum, genellikle evde kurduğum gren box sistemi ile çekiyorum. Birçok videom doğaçlamadır, o an aklıma geliyor ve oynuyorum.

BİR EKİBİNİZ VAR MI?

Kamerayı koyuyorum, ışığı perdeyi hazırlıyorum. Netliği ayarlıyorum sonra kameranın karşısına geçiyorum. Bazen sinemayla uğraşan arkadaşların da desteği oluyor. O zaman işim çok daha kolay oluyor. Ama yüzde 90 senaryocusu, kameramanı, ışıkçısı, yönetmeni ben oluyorum. Hayalim evimde fazla bir oda olsa da, orayı atölye gibi kullansam. Eğer imkânım olursa uzun metraj film yapıp öyle ölmek isterim.

MUAYENE ODANIZ STANDART DOKTOR ODALARINDAN FARKLI, BUNUN İÇİN NE SÖYLERSİNİZ?

Normalde doktor odası sade olmalı, standart olmalı ama benim çalışma şartlarım, maaşım o kitaplarda anlatılan standartlara uygun mu? Değil. Hiçbir şey uygun değilken niye odamın duvarları uygun olsun ki. Bir tepki de var, bir takmamazlık da var ama dünya görüşümü de saklamak istemedim. Cesaret ister şuraya komik resmi koymak. Her doktor hastasına bir imaj vermek ister. O imaj da umurumda değil çünkü 21 senemi vermişim. Kitapta yazanların optimal olduğu ülkelerde bir doktorun emekli oluncaya kadar bakacağı hasta sayısını ikiye katlamışım. Ben zaten yıpranmışım daha ben neyini takayım. Muayene süresi 3 dakikaya inmiş. Bu standart yokken odamı niye standart yapayım. Bana ne ya! Hasta, o günün 100’üncü hastası olarak muayene olmaya çalışıyor ‘Raftaki o kitap ne ?’ diye oyalansın.

GAFFAR KARADOĞAN KİMDİR?

Dr. Gaffar Karadoğan Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tıp eğitimi aldı. Bursa Uludağ Üniversitesi’nde 5 yıl Dâhiliye eğitimi ve ardından 2 yıl dâhiliye hekimliği yaptı. Daha sonra Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nde Kardilyoloji ihtisası yaptı. İzmir Menemen Devlet Hastanesinde 3 yıl çalıştıktan sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Eşrefpaşa Hastanesi’nde göreve başladı. 7 yıldır hastanede kalp doktorluğu yapan 21 yıllık hekimin, Uludağ Üniversitesi’nin yayınevinden çıkan 3 şiir kitabı da var.

Editör: Haber Merkezi