İZ GAZETE- İzmir Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu, İzmir Barosu’nun ekim ayında yapılacak olağan genel kurulu için, başkanlığa ilk kez bir kadın aday gösterdi. 2016-2018 döneminde İzmir Barosu Genel Sekreteri olan Av. İlke Erol, adaylık sürecini ve yapacağı çalışmaları İz Televizyonu’nda anlattı. İz Gazete Genel Koordinatörü Özgür Coşkun’un sorularını yanıtlayan Av. İlke Erol, İzmir Barosu’nda bir İzmir duruşunun olması gerektiğini söyledi.

‘HEP AKTİF ÇALIŞTIM’

Eşitlikçi bir ailede doğmuş ve sosyal sorumluluk bilinciyle büyütülmüş birisi olarak sivil toplum kuruluşlarında çalıştığını ve avukatlığa başladıktan sonra da İzmir Barosu’nun komisyonlarında aktif görevler aldığını anlatan Av. İlke Erol, “Baromuzun kadın ve çocuk hakları merkezinde uzun yıllar çalıştım. 2014-2016 döneminde Türkiye Barolar Birliği Delegesi, 2016-2018 döneminde İzmir Barosu Genel Sekreteri, 2014-2018 döneminde İzmir Barosu Avukatlar Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Mütevelli Heyeti üyesi olarak görev yaptım. Meslek örgütümüzün yanı sıra sosyal sorumluluk bilinci ile topluma hizmet üreten çeşitli sivil toplum kuruluşlarında da yer aldım. 2002 yılından beri İzmir Soroptimist Kulübü üyesiyim” diye konuştu.

‘SORUMLULUK ALDIM’

Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu’nda da yıllarca çalıştığını ancak son iki dönemdir grup adına arzu ettikleri sonucu alamadıklarını kaydeden Av. İlke Erol, “Bu dönem meslektaşlarımın da dileğiyle bir sorumluluk almam gerektiğine inandım. 33 yıllık meslek yaşantımda hep meslektaşlarıma faydalı olabilmeyi diledim ve 2 Nisan’da da açıklama yaparak İzmir Barosu Başkanlığı için adaylık sürecimi grubumuzla birlikte başlattım. İzmir Barosu meslektaş sayısı anlamında çok büyük bir baro ve her birine ulaşabilmeyi istediğim için genel kurula daha çok zaman olmasına rağmen adaylığımı açıkladım. Öte yandan belirtmeliyim ki Cumhuriyetçi Grup olarak yönetimde olmadığımız dönemde de yine aktif olarak hem mesleki hem de ülkedeki sorunlarla ilgili çalışmalar yaptım. Ama bu dönem için İzmir Barosu adına yapabileceklerimizi daha iyi anlatabilmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘BU DURUŞ ÖNEMLİ’

İzmir’deki Cumhuriyet Avukatlar Grubu ile ilgili düşüncelerini de paylaşan Av. İlke Erol, “İzmir’de böyle bir duruşun olmasını çok önemsiyorum. Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkan, tam bağımsız ve hukukun üstünlüğüne inan güçlü bir baronun olması şiarıyla grubumuz kuruldu. İzmir Barosu’nda Nevzat Erdemir başkanımızın döneminde çok güzel çalışmalar yapıldı. O dönem İzmir Barosu, Türkiye’de sözü olan öncü barolardan biriydi. Sonraki dönemlerde de ‘Baro avukat içindir’ sloganını çok güzel temsil ettiğimizi düşünüyorum. Tabi baromuz avukatlar için çalışırken ülke sorunları için de hep bir sözü oldu” dedi.

‘BAROMUZ ETKİN OLMALI’

İzmir Barosu başkanlığı için yola çıkmasının 2 önemli sebebi olduğunu açıklayan Av. İlke Erol, “Baromuzun çok etkin olması gerekiyor. Bizim Avukatlık Kanunu’ndan aldığımız çok önemli bir gücümüz var. Mesleğin gelişimi ve meslektaşların sorunlarına çözüm üretmenin yanında baroların insan haklarını savunma gibi bir görevi de var. Aynı zamanda avukatlık, kamu niteliğinde ve serbest bir meslek. Bu çok kıymetli bir ayrım bence. Yani bizler avukat olurken bir duruşu ve yaşam biçimini de seçiyoruz aslında. Dolayısıyla baronun da hem meslektaşlarından hem de yasadan aldığı güçle çok etkin olması gerektiğine inanıyorum. Ülkemizin ve dünyanın geldiği noktayı düşünürsek baroların yön gösterici ve yol açıcı olması gerektiğine inanıyorum. Adaylığımın sebeplerinden birisi bu iken diğeri de örgütlülüğe ve topluma yararlı şeyler yapmaya olan inancımdır. Bunca yıl kadın STK’larında, cam tavanları kıran kadınların üst kademelerde görev almasını, karar almada eşit temsilinin sağlanmasını savunduk. Ama bugüne kadar 114 yaşındaki İzmir Barosu’nda sadece bir kadın başkanımız oldu. O da Sayın Sema Pekdaş’tı. Bizim dönemimizde 10 kişilik yönetim kurulunda 6 kadın vardı. İzmirliler ve meslektaşlarım benim listemde de görecekler ki eşit temsili savunuyorum ve baroya artık kadın eli değmesi gerektiğine inanıyorum. O temsiliyeti gösterebilmek ve benden sonraki meslektaşlarıma da ilham kaynağı olabilmek için aday olmak istedim. Bunca yıl bu uğurda mücadele eden bir avukat olarak da artık elimi taşın altına koymak istedim. Adaylığımı açıkladığımdan bu yana da Türkiye genelinde kadın örgütlerinin liderlerinden ve üyelerinden çok fazla destek ve tebrik telefonları aldım” diyerek net mesajlar verdi.

ELEŞTİRİLERİ SIRALADI

Avukatların mesleki sorunlarının çığ gibi büyüdüğünü ve toplum adına hak savunuculuğu yaparken meslekleri adına etkili olamadıklarını ifade eden Av. İlke Erol, “Meslek adına güçlü bir organizasyonu sağlayacak olan barolardır. Bugün İzmirli avukatlar olarak zamanında başlamayan duruşmalardan İzmir’de 6 farklı yere bölünmüş adliyelerde koşuşturmacaya kadar pek çok sorun yaşıyoruz. Bunun da baro kanalıyla çözülmesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca biz yönetimi bıraktıktan sonra başlayan pek çok hizmetin bugün durduğunu, meslektaşa hizmet edilmediğini görüyorum. Mesela; genç meslektaşlarımızı çok önemsiyoruz. Onlara yardımcı olabilmek için sekreteri ve tam donanımıyla hizmet verecek Genç Ofisleri kurmuştuk. Çok cüzi bir ücretle hizmet veriyorduk ve onu da Avukatlar Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’na gelir olarak aktarıyorduk. Bu adliyenin yakınındaydı ama şimdi Çankaya’da bir iş hanının bir katına geldi. Öte yandan CMK araçlarımız bizim dönemimizde en güzel yapılan çalışmalarından biriydi. Baro personeli tarafından kullanılan CMK aracını meslektaşlarımıza tahsis etmiştik. Şu anda o hizmet de baro personeli ve aracı ile yürütülmüyor, dışarıdan hizmet satın alınarak yapılıyor. Oysa baronun imkânları var. Yine çok önemsediğim bir konu olan ve zamanında çok emek verdiğimiz komisyonların artık maalesef çalışmadığını görüyoruz. Kadın ve çocuk hakları merkezi meslektaşlarımızın gayretiyle devam ediyor ama biz pek çok davada müdahil olurduk; çünkü adil yargılamalar için baroların toplumsal davalarda yer alması çok önemli. Şu anda baro tarafından müdahillikler yapılmıyor. Kendi dönemimizde baro odalarının donanımına da çok dikkat ettik. Çünkü avukatların zamanının çoğu baro odalarında geçiyor. Orada hepimizin bilgisayara ve yazıcıya ihtiyacı oluyor, onların da sağlıklı olması gerekiyor. Şu anda bu yönde eksiklikler görüyoruz. Biz bırakalı 4 yıl oldu ancak yeni yatırımlar hiç gelmedi. Şu an hâlâ bizim bıraktığımız hizmetler devam ediyor. 2014-2018 döneminde İzmir Barosu olarak uluslararası ilişkilerde de çok yol almış ve önemli iş birlikleri geliştirmiştik ancak ne yazık ki şu anda bu iletişim kanalları da kapanmış durumda. Çok yakın dönemde ise liyakate yer verilmediğini gördüğümüz uygulamalar da yaşandı. ‘İnsan Haklarının Merkezi’ sloganıyla hareket eden baromuzun aslında kendi üyelerine karşı adil olmadığını gördük. Biz bunların hepsinin çözümünün olduğunu düşünüyoruz ki zaten yaptığımız hizmetler ortada” sözleriyle mevcut yönetime eleştirilerini sıralarken geçmiş döneme dair de önemli noktalara işaret etti.

‘İZMİR DURUŞU OLMALI’

“İzmir duruşunun İzmir Barosu’nda olması gerekir” diyerek açıklamalarına devam eden Av. İlke Erol, İzmir’i Türkiye’nin batıya dönük aydınlık yüzü olarak tanımladıklarını, dolayısıyla İzmir Barosu’nun da kamu kurumu niteliğinin çok etkin hale getirilmesi gerektiğini vurguladı.

İlk seçimlerde yönetimi aldıklarında yapacakları çalışmalara da değinen Av. İlke Erol, “STK ve yerel yönetimlerle iş birliğini çok önemseyeceğiz ki geçmişte de böyle yaptık. Genç meslektaşlarımız için staj eğitim merkezini ele alacağız. Orada gençlerimizi mesleğe hazırlamak zorundayız. Çünkü gençler mesleğe başladığında bazen ne yapacağını bilemiyor, o yüzden onlara yol açmalıyız. Avukatların ekonomik sorunlarını çözmeye yönelik adımlar atacağız. Geçtiğimiz süreçte meslektaşlarımızın intiharlarına tanık olduk. Bunları görünce içimiz yanıyor. Her ne kadar intihar nedenleri ekonomik değil gibi görünüyor olsa da aslında hepimizin üzerinde ekonomik baskılar da var. Avukatların emeğinin karşılığını alabilmesi için çok büyük savaşlar vermesi gerekiyor. Örneğin şu an pek çok genç meslektaşımız CMK görevi yapmak zorunda kalıyor. CMK ücretleri bile adil değil. Avukatlık asgari ücret tarifesinin altında. Ayrıca meslektaşlarımız CMK ücretlerini çok geç alıyor. Baronun bu konuda etkin mücadele örgütlemesi gerekiyor. Öte yandan Avukatlar Arası Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfımız ile genç meslektaşlarımıza teşvik edici desteklerde bulunurken iş gücü zayıflayan kıdemli meslektaşlarımıza da kaygı duymayacakları şekilde destek olmamız gerekiyor. Yani vakfımızı da tekrardan etkin hale getireceğiz” açıklamalarında bulundu.

‘ÖNCÜ BARO OLACAĞIZ’

Programda son sözleri sorulan Av. İlke Erol, meslektaşlarına ve İzmirlilere şu mesajı verdi: “Herkes bize güvenmeli. Biz birlikte güçlüyüz ve başaracağız. Bu donanıma sahibiz. Değiştirebileceklerimiz için cesaretimiz var, değiştiremeyeceklerimiz için ise zorlayıcı gücümüzün olduğunu herkesin bilmesini istiyorum. İzmir Barosu, avukatlar adına çalıştığı kadar tüm İzmir ve hatta tüm insanlık için de çalışan öncü barolardan biri olacak.”


 

Editör: Haber Merkezi