İzmir Bakkallar ve Bayiler Odası Başkanı Emin Bağcı, yaklaşan kongre ve seçimlere dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Para vaadinde bulunan rakibine sert çıkan Bağcı, “Benim üyelerime para dağıtacaklarmış. Bu paraları versinler. Ben bakkalların odasını olduğu gibi onlara bırakıyorum” diye konuştu.

‘3 NESİLDİR BAKKALIZ’

Rakibinin para hibe edeceğini duyurması hakkında açıklamalarda bulunan Bağcı, “Bunlar bu kadar becerikliyse neden bakkal dükkânlarıyla uğraşıyorlar ki? Gitsinler daha büyük işler kursunlar. Bizim bakkallarımıza yüzer lira para dağıtsınlar. Karşılıksız olarak. Ben de getireyim oyumu onlara vereyim. Ne beş yüz bin lirası? Nereden bulacak bu parayı? Bu suyun kaynağı nerede? Evet. Bu para cebindeyse bir tane dekont da göstersinler. Desinler ki bizde bu kadar para var. Tamamen Bakkallar Odası Başkanlığı'na seçildikten sonra yapacağız. Neyle yapacaksınız? Bakkallar Odası'ndaki parayla yapacağız. Neyle yapacaksınız? Şirketi ele geçireceğiz. Şirketten yapacağız. Kooperatif kuracaklarmış. Kooperatif kurmak için yedi kişi lazım. Buyursunlar orada on beş kişi var. Kursunlar kooperatiflerini, başlasınlar şimdiden. Şirket kurmak istiyorlarsa, eskiden beş kişiyle anonim şirket kuruluyordu, şimdi bir kişiyle de kurulabilir. Bir anonim şirket kursunlar. İZBAKBAY da bir anonim şirket. Kurmak gayet kolay. Üretici firmalarla görüşeceklermiş. Herkese kapıları açık. Ben altmış senedir bu bakkallık işiyle uğraşıyorum. Hatta doğduğumda bakkal dükkânının içine doğdum. Babam bakkal, anam bakkal. Üç nesildir bakkallık yapıyoruz. Ben mühendislik tahsil ettim ama bakkal dükkânında çalışarak tahsil ettim. Yani bir yerden emekli olarak gelip bakkal dükkânında durmadım. Doğma büyüme bakalım ben” ifadelerini kullandı.

‘AÇ TAVUK MİSALİ’

“Bakkalın sefasının da, cefasını da hepsini bilirim” diyen Bağcı, “Bütün üretici firmalarla birebir görüşüyorum. Ben, sahiplerine, satış müdürlerine kadar hepsiyle tanışığım. Hiçbirinin böyle bir tasarrufu yok ki. Kimsenin gidip kimseden ücretsiz bir şey istediğini görmedim. Hele bu ortamda kimse karşılıksız bir şey verir mi? Kim kime karşılıksız olarak veriyor? Veriyorlarsa toparlansınlar gelsinler bize de versinler. Alsınlar paraları, toplasınlar. Benim üyelerime para dağıtacaklarmış. Bu paraları versinler. Ben bakkalların odasını olduğu gibi onlara bırakıyorum. Yeter ki o paraların hepsini getirsinler göreyim. Dağıtsınlar. Yeter ki dağılsınlar. Hayal satarak olmaz. Gerçekleri konuşmak lazım. Odada şu kadar para var. Odanın üye sayısını bilmiyorlar. 5362 sayılı yasayı bilmiyorlar. Şirket nasıl yönetilir onu bilmiyorlar. Kıyaslama yapamıyorlar. Aç tavuk kendini buğday ambarında sanır” diye konuştu.

‘YALANIN DA RACONU VAR’

Odayla ilgili sürekli para konusunun konuşulmasını eleştiren Bağcı, “Ya şimdi onların hep varsayımları. Herkes odaya para yağdırıyor. Yani bizim üye sayımızın dörtte biri kadar ancak odaya para verir. Normalde üye aidatlarıyla döner. Ama biz pandemi dolayısıyla üyelerimizin hiçbirini sıkboğaz etmedik. Zannediyorlar ki burası Çiftlikbank. Boyuna para basıyor. Söyledikleri icraatları yapmaya ne odanın parası yeter ne şirketin parası yeter. Hiçbir şeyin parası yetmez. O kadar parayı kendileri öderlerse nereden çıkacak bu şeyin kaynağı? Varsa 8-10 milyon lira paraları getirsinler ortaya koysunlar. Hep beraber paylaşalım. Dağıtalım, mutlu olsunlar. Yani benim üyelerim paraya kavuşsun, kimin getirdiği önemli değil. Söylediklerini yapsınlar, benim başımla beraber. Bakkala hizmet, hangi yoldan gelirse gelsin başımla beraber. Yani yalanın bile bir raconu vardır. Bu kadar yalan ancak tahsille mümkündür” açıklamasında bulundu.

'GÜVEN VERMİYORLAR’

Rakiplerinin bakkal esnafından itibar görmediği için bol keseden attığını dile getiren Bağcı, “Sarraf altından nasıl anlarsa bakkal da artık insandan anlar. İnsanın sarrafı olmuştur. İnsanlar konuştukları zaman onun ne olduğunu anlar. Çünkü zaten bakkaldan itibar görmedikleri için bunlar bu kadar yırtınıp basın toplantıları yapıp bu kadar bol keseden dağıtıyorlar. Yoksa kendileri bir şey yapacak durumda olsa, bakkalın güvenini kazanmış olsalar, bakkal bunlara oy verir. Ama yani aidatlarını ödemeyen ne kadar üye varsa herhalde onların etrafında toplanmış. Biz de aidat almayacağız diyorlar. İlk önce kendi yönetimindeki insanları gelsin aidatlarını ödesinler” şeklinde konuştu.

‘ONUR KIRICI’

“Oyunu ver, paraları al” söyleminin çok onur kırıcı olduğunu belirten Balcı, “Benim esnafımı ne kadar küçük düşürüyorlar. Al parayı ver oyu. Yani ne demek bu? Zaten esnafın sana güveniyorsa oyunu verecek. Sen ona yardım edeceksen oy karşılığı değil. İşte ben de onu söylüyorum. Gel beraber gidelim. Sen bu işleri yap. Seçime de gerek yok. Ben sana devredeyim bu odayı. Seçimde de yardım edeyim. Benim üyelerimin hepsine de söyleyeyim. Benden daha iyi yönetecek insanları bulursan odayı bırakacağım. Ama yasaları çiğneyerek bazı şeyler yapılmaz” dedi.

YASA VURGUSU

Odaların yasalarla yönetildiğini vurgulayan Balcı, “Bu ekibe karşılık hep yasadan bahsediyorum. Odalar yasayla yönetilir. 5362 sayılı yasa. O da bir kitapçıktır. O kitapçıyı alsınlar bir okusunlar. Eğer bu dedikleri varsa orada benim kabulüm. Bana bir yasa maddesi göstersinler desinler ki şu üye aidat ödemese bir şey yapmaz. Onu almak zorundasınız. Bunlar yasal bir zorunluluktur. İlk önce odanın kasasına o paralar girecek. Her kişinin aidatını teker teker gelip ödeyecekler. Karşılık olması lazım. Mutlaka yani. O hibe olarak da koymuş olsanız o kasaya harcama noktaları bellidir. Kooperatif kuracak olsanız da, bir şirket kuracak olsanız da bu kararların genel kuruldan geçmesi lazım. Üyelerin kendi tasarruflarına harcamanız için genel kurul kararı lazım. Genel kurulda bu kararları geçirsinler. Her sene bilançosu yapılır, gelir gider tablosu yapılır. Dört senede bir gelir gider tablosu genel kurulda oylara sunulur. Oylandıktan sonra aklanırsınız veyahut aklanmazsınız. Bunlar yapılmadan hiçbir şey olmaz. İstediğiniz gibi at koşturamazsınız yani” ifadelerine yer verdi.

‘ÜYELERİME GÜVENİYORUM’

Şubatta gerçekleştirilecek kongre öncesi üyelerine mesaj veren Bağcı, “Ben üyelerime güveniyorum. Benim üyelerim insan sarrafı olmuşlar. Herkesi tanırlar. Ama çok zor bir dönemden geçiyoruz. Bu zor dönemden beraber çıkacağız, beraberlikle çıkacağız. Biz dediğimiz gibi vaat etmiyoruz, yaparız ama ben yalnız başıma değil, onlarla beraber yapacağım. Bana diyecekler bunu yapalım, beraber yapacağız. Neyi yapacağımızı, neyi yapmayacağımızı, üyelerimiz bize söyleyecek. Öyle kafamıza göre yok” dedi.

‘İZBAKBAY HEDEFTE’

İZBAKBAY’ın çalışan bir kurum olduğu için hedefte olduğunu belirten Bağcı, “Ortaklık kültürü olmadığı için hem sizin kanalınızda hem genel kurulda İZBAKBAY’a ortak olmak isteyen kim varsa buyursun gelsin dedim. Kimse gelmiyor. Ortak olmuyor. Kurulduktan sonra bir işletme yürüdükten sonra gayet güzel de gidiyor. Bu da onların teveccühüyle gidiyor. Üyelerimiz alışveriş yapmasalar tabii ki bu noktaya gelir mi? Gelmez evet. Kurulmuş bir hizmete herkes talip. Ama kuruluşta ben beş kişiden fazla insan bulamadım. İZBAKBAY’ın yönetiminde yani ortağı olan insanlar arasında yönetim kurulu seçilir. Ve oradan bir yönetim kurulu başkanı seçilir. Yani Bakkallar Odası'nın başkanı olması İZBAKBAY’ın başkanı olacak anlamına gelmez. Ben öyleyim diye, onlar da öyle olacak diye bir şey yok. Bunu da öğrenmeleri lazım. Biz arabulucu olarak gücümüzün yettiği kadar bazı şeylerde arabuluculuk görevini yaparız yetkimiz dâhilinde. Bakkal dükkânından ayırdığımız zamanlarla yapıyoruz bunları da. Bazen paralı bazen parasız” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi