Metehan UD

Çok sayıda mültecinin katılarak yaşadıklarını anlattığı, Halkların Köprüsü Derneği ve diğer mülteci ve insan hakları örgütlerinin saha deneyimlerini aktardığı çalıştay, sonuç bildirgesinin okunması ile sonlandı. Bildirgede, Ortadoğu halkları başta olmak üzere tüm dünya halklarının adil ve onurlu barışı inşa edeceği günlerin umuduyla mücadele etmeye devam edileceği vurgulandı. 

MÜLTECİ HAPİSHANESİ TÜRKİYE 

Ortadoğu’da askeri olarak aktif olan tüm ülkelerin mülteci sorununda sorumluluk taşıdığının belirtildiği bildirgede, “Son yıllarda denizlerde batan botların ve kıyılara vuran göçmen cesetlerinin artmasının temel nedeni, Avrupa Birliği’nin göç politikalarıdır. Zira Avrupa, Türkiye’den, Avrupa’ya geçişleri engelleyerek ‘Avrupa Kalesini’ korumak ve mültecileri Türkiye’de tutulmasını istemektedir. Bu şekilde Türkiye’nin bir mülteci hapishanesine çevrilmesi planlanmaktadır” denildi.  

Bildirgede ayrıca Avrupa Birliği’nin mülteci-göçmen ayrımının gerçeklikle alakası olmadığı da ifade edildi. 

YARDIM ANLAYIŞIYLA ÇÖZÜLMEZ

Mültecilerin yaşadıkları sorunların yardım anlayışıyla çözülemeyeceğinin dile getirildiği bildirgede mültecilerle birlikte hareket etme ve mültecilerin kendi seslerinin duyulması için imkan sağlanmaya çalışması gerektiği ifade edildi. 

Mülteciler üzerinden ‘3 milyar avroluk’ pazarlık yapanlara da çağrıda bulunulduğu bildirgede şu ifadelere yer verildi: “Mülteci krizinde, bölge ülkeleri kadar Avrupa ve diğer ülkeler de sorumluluk almalı; sorumluluğunu devretmeye yönelik yaklaşımlardan vazgeçmelidir. Türkiye gibi ülkelere mali yardımlar ve tanınacak siyasal imtiyazlarla mültecileri Avrupa’ya sokmama uğraşlarına son verilmelidir. Avrupa’ya gitmek isteyenler için yasal ve güvenli yollar açılmalı, güvenli geçiş sağlanmalıdır. İnsan hakları ihlallerine ve insan ölümlerine yol açan güvenlikçi ve mülteci karşıtı sınır politikalarına son verilmelidir.” 

‘AÇIK KAPI POLİTİKASINA GERİ DÖN’

Türkiye’nin tekrar ‘açık kapı’ politikasına geri dönmesi gerektiğinin ifade edildiği bildirgede Türkiye’ye, “Geri Kabul Anlaşmasını” kabul etmemesi, mültecilerin zulüm görecekleri ülkelere gönderilmesine aracı olmaması çağrısı yapıldı. 

“1951 Sözleşmesi’ne konulan ‘coğrafi sınırlama’ kaldırılmalı, Avrupa dışından gelenlere de mülteci statüsü sağlanmalı; Türkiye’de doğan çocuklara vatandaşlık hakkı verilmelidir” denilen bildirge, mültecilerle dayanışma çağrısı ile sonlandırıldı. 

Çalıştayın ayrıntılı sonuç bildirgesinin yakın bir zamanda açıklanacağı duyuruldu. 

ÇALIŞTAYIN CEVAP ARADIĞI SORULAR

Tepekule Kongre Merkezinde düzenlenen çalıştay boyunca ‘Ortadoğu’da Savaşlar, Suriye İç Savaşı Genel Değerlendirme’, ‘Türkiye’deki Mülteciler Neler Yaşıyor?’, ‘Dünden Bugüne Türkiye’de ve İzmir’de Düzensiz Göç ve Mülteciler Sorunu’, ‘Göç, Mültecilik, Sağlık ve Kadın’, ‘Halkların Köprüsü Derneği Deneyimi’ başlıklarında sunumlar yapıldı. 

Sunumların ardından Hukuk ve Mülteci Hakları, Çalışma Yaşamı ve Ekonomi, Kadın, Sağlık, Eğitim ve Çocuk, Medya ve Kültür-Sanat başlıkları adı altında oluşturulan 8 ayrı çalışma grubunda zengin tartışmalar yapıldı. (Evrensel)

Editör: Haber Merkezi