Gazze Amerikan Çiftliği...

Sermayenin ve malların serbest dolaşımı ülkelerin kalkınmasına katkı yapar.

Abone Ol

Avrupa Birliğinde mallarımız serbest dolaşıyor ama sermaye sahipleri dolaşamıyor. Yıllardır iş adamları Schengen vizesi hemen verilsin diye mücadele ederken, AB şimdi vize müracaatlarını bile bir yıl sonrasına veriyor. Serbest rekabet kuralları Avrupalılar ve Amerikalılar için geçerli. Daha doğrusu sermayesi büyük olan kuruluşlar için diğer ülkelerin iş adamları sadece bir “taşeron” niteliğinde, yani rekabet ederek büyümelerine izin verilmiyor.

Bu sistem neredeyse 100 yıldır böyle. Kapatılan uçak fabrikalarımız var. Üretip satmak yerine bize sattılar. Onlar ilerledi, biz para yetiştirmeye çalıştık ama iş sadece ticaretle olmuyor.

Türkiye kalkınma hamlesinde özel firmaların sanayi alanında ilerlemesine destek oldu. Sonunda az gelişmiş ülkeler arasından gelişmiş ülkeler sınıfına girdik. Yeterli mi? Tabii ki değil.

Şöyle özetleyeyim: Türkiye'de Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) 2002’de 240 milyar dolardan 2024 yılında 5 buçuk katına; bir trilyon 323 milyar ABD dolarına ulaştı. Gelir dağılımı konusuna girmeden, bu rakamın iyi bir gelişmeyi yansıttığını söyleyebiliriz.

Ancak dünyadaki büyük sermaye gruplarıyla rekabet edebiliyor muyuz? Bu soruya olumlu yanıt vermek zor. ABD’deki büyük şirketlerin üst sıralarına bir göz atalım.

Amerika Birleşik Devletleri’nin piyasa değeri en büyük firması 4,56 Trilyon ABD doları ile NVIDIA adlı bir teknoloji firması. Sırasıyla Microsoft Corporation, Apple Inc., Alphabet (Google) Amazon Com, Meta Platforms Inc. (Facebook), Broadcom.Inc. (Yarı iletken ve altyapı yazılım ürünleri) ve Tesla Inc aynı zamanda dünyanın en büyük firmaları. Tesla yüksek performanslı elektrikli araç üreten bir firma, piyasa değeri 1,52 Trilyon ABD doları.

Evet, bu 7 firmanın her birinin değeri ülkemizin 1,323 trilyon ABD doları olan 2024 GSYİH’ndan büyük. Bu firmaların kendileriyle rekabet edebilecek ürünleri geliştirmemize izin verir mi acaba? Bilgisayar aldığımızda Microsoft’a, telefon aldığımızda Apple’a, internette gezerken Google’a Facebook’a para kazandırıyoruz.

Anımsayınız, zamanında Güneydoğu’daki PKK sahalarını fotoğraflamak için Heron İHA’larını kullanıyorduk. İsrail Heron satışını geciktirdiği için PKK’nın hareketlerini takip edemedik. Kendi İHA’larımızı ve sonra SİHA’larımızı üretmeye giriştik. Bayraktar SİHA üretiminde uluslarası pazarda kendinden söz ettirmeye başladı. Türkiye’nin gururu oldu.

ABD teknolojik ürünlerin Rusya’ya ve Çin’e satılmaması için yasalar çıkardı. Onlara CAATSA yaptırımları yani hasım uygulaması yaptı. Amerika PKK ve SDG’yi korumak için bize Patriot füze sistemini vermedi. Türkiye Rusya’dan S-400 füze sistemi alınca, ABD Türkiye’yi de hasım statüsüne koyup CAATSA yaptırımları listesine ekledi. Şöyle bir soruyu sık sık görüyoruz: ABD ile Türkiye müttefik ise neden CAATSA uygulaması yürürlükte. Neden bize F16 motoru satmak için Kongre kararı bekleniyor. NATO üyesi Türkiye neden zayıf bırakılmak isteniyor? 6 Yıldır ABD’den ne uçak ne de uçak yedek parçası, donanımı alabiliyoruz. Şimdi de kendi uçağımız KAAN için uçak motoru vermeyi de reddettiler.

ABD Türkiye’ye Boeing uçağı satıyor, Rusya’dan aldığımız doğal gazın üç misli fiyatına LNG satıyor, bize kendi ürünlerini gümrüksüz satıyor. Biz karşılığında ne alıyoruz? Hiçbir şey.

Şimdi ABD, Trump’ın planıyla Gazze’ye yerleşecek. Bizi Hamas, Filistinliler ve Arap ülkeleriyle konuşup Trump tezini savunmaya yolluyor. Trump tehlikeli adımlar atıyor. Biz kendimizi bu atmosferde nasıl güvence altına alacağız, merak ediyorum!