Türkiye İşçi Partisi (TİP) sosyal medya platformu X’ten CHP İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum olarak atanan Gürsel Tekin’in fotoğrafının olduğu bir görsel paylaştı. Paylaşımda, “Haysiyetini menfaatine ezdirenler!” notu yer aldı.
Yarkadaş: İyice kafayı sıyırdınız
Paylaşıma gazeteci Barış Yarkadaş tepki gösterdi. Yarkadaş, sosyal medya hesabı üzerinden gönderiyi alıntılayarak, “İyice kafayı sıyırdınız. Behice Boranlara, Aybarlara layık değilsiniz” paylaşımında bulundu.
Değirmenci: Yazık desen yazık bile değil…
Yarkadaş’a yanıt son seçimde Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) İzmir Milletvekili Adayı gösterilen, gazeteci ve yazar İrfan Değirmenci’den geldi. Değirmenci de sosyal medya hesabı üzerinden Yarkadaş’a yönelik, “Bize diyor Barış, "kafayı sıyırdığımızı" söylüyor. Biz şerefini 3 kuruşa satmayanlara, saray iktidarına payanda olmayanlara, bu uğurda bedel ödeyen ve ödemekte olan yoldaşlarıma diyor. Utanmıyor da bunu söylerken. Yazık desen yazık bile değil...” ifadelerini kullandı.
Yarkadaş: Can Atalay için bile bu kadar mücadele etmediniz
Yarkadaş’ın paylamışım şu şekilde:
“Evet size diyorum. 80 bin TL maaş alıp 400 bin TL kira ödeyenleri savunuyorsunuz. Size mi kaldı bu iş? Sebepsiz zenginleşenler sizi hiç mi şüphelendirmiyor? Kongrede “.rüşvet aldım, rüşvet verdim” diyenlere neden kol kanat geriyorsunuz? Kime payanda olduğun belli İrfan.. Sen 3 kuruşa çalışırken, birileri senin üzerinden milyon dolarlar götürdü. Sizi anlamakta gerçekten zorlanıyorum. Şerefini 3 kuruşa satmak, “Tayyip Erdoğan karşıtlığı” ayağına rüşvetin - yolsuzluğun üstünü örtmektir. CAN ATALAY için bile bu kadar MÜCADELE etmediniz! Yazık size yazık…”
Değirmenci: Sen hiç anlamadın, anlamayacaksın da
Değirmenci'den Yarkadaş'a bir yanıt daha geldi. Değirmenci, "Sen bizi hiç anlamadın. Anlamayacaksın da. Yoksul halkın yanını değil stüdyodaki arkadaşlarının yanını seçtin. Rozet midir peşinde koştuğun? Takarlar belki yakında. Ama bil ki kelepçe rozetten değerlidir böylesi kırılma anlarında..." paylaşımında bulundu.
Yarkadaş: Benim kıblem belli
Yarkadaş, Değirmenci'ye son olarak şu yanıtı verdi:
“İrfan, sen CHP’den milletvekili olmak için Bülent Tezcan’ın peşinde koşarken ve onunla yaptığın görüşme sonrası Eskişehir’den adaylık başvurusu yaparken ben ön seçimle seçilmiş bir milletvekiliydim. Sen Bülent abinle iş tutmaya çalışırken, senin Bülent abin beni Kılıçdaroğlu’na şikayet ediyor “Devlet Yarkadaş’tan rahatsız” diyordu. Gerekçe olarak da Barış Akademisyenleri, Kürtler, KHK’lılar, gazeteciler ve yazarların mahkemelerine vs gitmemi gösteriyordu. Ben hep aynı yerdeyim. Aç bak güya eleştirdiğin o stüdyoda ne konuşmuşum? GRUP YORUM’a sansürü ben anlattım. Siz sustunuz! Bolu Cezaevi’nde 30 yıldır tutulan ve tahliyeleri keyfi olarak engellenen 30 kişiyi ben anlattım. Siz sustunuz! Tokat Cezaevi’ndeki bir mahkumun Adli Tıp’a sevk edilmediği için gözünün kör olmasını ben anlattım. Siz sustunuz! Sen Kadıköy’de gözaltına alındığında yoldaşın Ertuğrul’un yaşadığı sağlık sorununu yayında anlattım ve serbest bırakılmasını istedim. Ben hiç susmadım. Hep konuştuğum için kovuldum. Hep yoksulun yanında oldum. CHP’yi istismar edip sırtımızdan kazandıklarıyla 200 milyon TL’lik evlerde oturanları savunmadım!
Aziz İhsan Aktaş’ın yoldaşı OLMADIM! Benim kıblem belli: Gadre uğrayan hiç kimseyi yalnız bırakmadım. Hep durduğum yerdeyim. Ama siz yanlış yerden duruyorsunuz. KANAL D’den kovulduğunda ben CHP milletvekiliydim. Herkes sustu ben susmadım. Senin için 5 twit attım. Tepki gösterdim; açıklama yaptım! Kimse Aydın Doğan’ı karşısına almak istemezken, ben susmadım. Beni tanırsın.. Senin “rozet” diye küçümsediğin altı oku göğsünde taşımak bir şereftir. Biz altı okun kirletilmesine karşı çıkıyoruz. CHP beni 2 kez milletvekilliği ile şereflendirdi. O koltukları makamları 40 yaşında gördük. Bizim CHP’ye borcumuz var! Bırakın partimizin geleceğine biz karar verelim. Neyse. Uzatmak istemiyorum. Ama sizi anlamakta gerçekten zorlamıyorum. Sen burjuva medyada güvenli limanlarda gezerken ben 60 yıla yakın hapis istemiyle yargılanıyordum. Kime ne anlatıyorsun? Halk herkesi tanıyor biliyor.”