İZ GAZETE- İz TV’de yayınlanan Pınar Teke ile Gün Doğdu programının bu haftaki konuğu Eğitim İş İzmir 3 No’lu Şube Başkanı Sevda Ketenci oldu. Geçtiğimiz günlerde şaibeli olduğu ortaya çıkan KPSS sınavına dair konuşan Ketenci, bu konuda yapılması gerekenlere, Öğretmenlik Meslek Kanunu ve üniversite öğrencilerinin yurt sorunlarına değindi.

‘ŞAİBELER OLABİLİR’

Geçtiğimiz haftalarda yapılan ve sınav sorularının bir yayınevinden alındığı gerekçesiyle iptal edilen Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) hakkında konuşan Ketenci, “1 buçuk milyon genç ekmek kazanma isteğiyle bu sınava girdi ve şaibeli bir sonuçla karşılaştı. İptal edilen sınavı 18 Eylül’de yapılacak olan tekrarının ise ne kadar güvenli olacağı muamma. Bir buçuk ay gibi kısa bir sürede soru havuzunun hazırlanması, kitapçıkların basılması, hilelere ve sızmalara karşı önlem alınması nasıl bir planlama içinde yapılacak? Şu anda şaibeli sınavla ilgili Devlet Denetleme Kurulu görevlendirilmiş durumda. Biz istiyoruz ki geçmişe yönelik sınavlar da incelensin. Çünkü biz tahmin ediyoruz ki FETÖ döneminde bu tarz şaibeler yapılmış olabilir” dedi.

YKS sınavına dair, “Ortaya çıkan tablo iç açıcı değil” diyen Ketenci, sözlerine şöyle devam etti: “Binlerce öğrenciyi sistemin dışına itiyoruz. Pandemi ve yoksulluk gibi sebeplerle öğrenciler eğitimden uzaklaşıyor. Pandemide oluşan eksikler sınavda barajın kalkmasıyla bertaraf edilebilir mi, tabii ki hayır. Binlerce öğrenci baraj kalkmasına rağmen sıfır çekmiş durumda. Demek ki barajın kalkması sorunlara çözüm olmamış. Öğrenciler sınav olmadan kendi yeteneklerine göre mesleklerine yönlendirilmeli.”

‘GÖREVDEN ALMA YETERSİZ’

Öğrencilerin şikâyetlerinden sonra hem ÖSYM’den hem de yayınevinden sınavların benzemesi noktasına yalanlama gelmiş ancak ertesi gün ÖSYM Başkanı görevden alınmıştı. Ketenci bu konuda: “Demek ki sınavda bir şaibe varmış ki başkan görevden alındı. Devletin bu konuda daha hızlı hareket etmesi gerekiyor. Sadece görevden almak yetmiyor. Mevcut bir hatanın bertaraf edilmesi ne kadar hızı olursa kamuoyu o kadar rahat eder. Ayrıca ÖSYM sınavın asıl halini de paylaşmış değil. Sınavın kamuoyuna açılmasının gerekli olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.

Eğitimin olmazsa olmazlarına değinen Ketenci, “Eğitim; laik, bilimsel, çağdaş, ücretsiz ve erişilebilir olmak zorundadır” dedi ve ekledi: “Bugün kolej fiyatlarını hepimiz görüyoruz. Özelleştirilmiş eğitim sistemi bizleri bu duruma getirdi. Bahsettiğimiz ilkelere döndüğümüzde ülke olarak istediğimiz konuma gelebiliriz. Atatürk’ün hayal ettiği gençliği bu şekilde yetiştirebiliriz.”

ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU

“657. Sayılı Devlet Memurları Kanunu bizleri kapsamıyor” diyen Ketenci, “Biz kendi mesleğimize uygun kanunlar istiyoruz. Paydaşlar ve işin uzmanlarıyla beraber oturulup düzgün bir meslek kanunu yapılması gerekiyor. Evet, bir meslek kanunu olmalı ama böyle kanun olmaz. Biz bu konuda iş bırakma eylemi yaptık, 20 bin imza topladık ve meclise ilettik. İsteğimiz bu mevzuatların düzeltilmesidir. Uzman ve başöğretmenlik sınavı iptal edilmeli ve parayla rütbe satma işlemine son verilmelidir. Çünkü bu eğitmenler arasında ayrıma sebep olmakta ve eğitimi aksatmaktadır” ifadelerini kullandı.

Öğretmenlere yapılacak olan yeterlilik sınavı hakkında Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ‘Öğretmenlere sesleniyorum sınava girmeyin’ açıklamasını değerlendiren Ketenci, “Bu çağrı bizim için çok kıymetlidir, sesimizin duyulduğunun göstergesidir. Ancak yaklaşık 700 bin eğitimcinin gireceği sınavlara ‘girmeyin’ diye teşvikte bulunmak sadece mevcut mağduriyetin büyümesine yol açar. Önce o sınavın yapılmasını engellemek gerekir. Bununla ilgili öğretmenleri korumak adına hukuki bir karar gerekir” dedi.

‘NEREDE BARINACAK?’

Bir ay içinde başlayacak yeni eğitim öğretim dönemine ilişkin konuşan Ketenci, “Derhal ve hızlı şekilde okulların yeniden yapılması ve öğrencilerin okullarına kavuşması gerekiyor. Biliyoruz ki birkaç hafta içerisinde üniversite yerleştirme sonuçları açıklanacak. Geçen yıl 2 bin lira olan yurt ücretleri bu yıl 6 bin lira seviyesine gelmiş durumda. Bu öğrenciler nasıl barınacak? Bunu dert edecek taraf aileler veya öğrenciler değil devlettir” şeklinde konuştu.

 FAALİYETLERİ ANLATTI

Eğitim-İş Sendikası’nın faaliyetlerine yönelik konuşan Ketenci, “Eğitim-iş 16. yılı geride bıraktı. En son yapılan yetki görüşmelerinde de milli eğitim alanında üçüncü büyük sendika olduk. Bunun temelinde ilkelerimizle beraber hareket etme anlayışı var. Meslek kanunları konusundaki duruşumuzda da üye sayımızı arttırarak doğru yolda olduğumuzu gösterdik. Şimdiki hedefimiz bu yıl İzmir’de bütün ilçelerde yetkiyi elimize almaya çalışacağız” diyerek sözlerini bitirdi.





 

Editör: Haber Merkezi