Balbay sadece Kasım – Aralık aylarında okullarda meydana gelen olayları sıralayarak şunları söyledi:

Zonguldak’ta taciz olayı, Mersin ve Samsun’da lise öğrencilerinin bıçaklı kavga etmeleri, Antalya’da bir öğretmenin engelli veliye saldırması, Samsun’da öğretmenin sınıfın ortasında lise öğrencisini acımasızca dövmesi, İzmir Ödemiş’te iki öğrencinin pompalı tüfekle okula girerek müdürü odasında öldürmeleri, İzmir Dikili’de öğrencilere taciz ve istismar olayının yaşanması, eğitimde tükenmişliktir. Eğitimde yaşanan bu olayların hiçbirisi münferit görülecek sorunlar değildir. Artık okullara kitapla değil tüfekle girilmektedir.

Dikili’de meydana gelen olay geçmişten ders alınmadığını gösterdi. Dikili’de özel bir öğrenci yurdunda çalışan kişinin 9 öğrenciye tacizde bulunduğu ortaya çıktı. Bu kişi suçunu kabul etti ve tutuklandı. Olayın meydana geldiği özel yurdun Dikili’de “Süleymancılar Tarikatı” olarak bilinen bir gruba ait olduğu konuşulmakta. Biz FETÖ ile mücadele ederken korkarım ki “SETÖ” nün de hazırlıkları yapılıyor. Bu tarikata ait Adana-Aladağ’daki acılar hala tazeliğini koruyor.

2017 yılının eğitimde bol bol değişikliklerle geçti. Müfredat değişti, liselere geçiş sistemi değişti, üniversite sınav sistemi değişti ama hala değişikliklerin devam edeceği görülmekte. Bu değişiklik döngüsü üniversite sınavına girecek öğrencilerde sınava girdiklerinde çıkıncaya kadar yine bir değişiklik olabileceği duygu ve endişesini yaşatmakta. Bakanlık bu uygulamaları için ‘çok başarılı dönüşümler yapıyoruz’ diyor. Ancak bu ifadeler sadece kokmuş aşın tabağını değiştirmektir. Oysa tabağın içinin değiştirilmesi gerekmekte oraya da kimse girmiyor maalesef.

Öğretmenler dört ayrı statüde çalışıyor. Dört öğretmen yan yana biri kadrolu, biri sözleşmeli, biri ücretli, biri dışardan ders başı görev yapıyor. Bu dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir uygulama. Bu durum öğretmenlerin yeteneklerini, bilgi ve becerilerini geliştirmeyi sağlamadığı gibi görevi sahiplenmelerini ve öğrencilere faydalı olabilmelerini de imkansız kılmaktadır. Bunun sonucunu uluslararası değerlendirmelerde görmekteyiz. Türkiye’de öğrencilerin yüzde 30’unun matematik kabiliyetinde genel sıralamanın çok altında ve sıfıra yakın olduğu araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır.

Editör: Haber Merkezi