GÜNDEM

DMM'den "400 akademisyenin usulsüz şekilde atandığı" iddiasına yanıt

Cumhurbaşkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, 400 akademisyenin sahte diplomayla göreve başladığı iddialarına yönelik açıklamada bulundu.

Abone Ol

Son günlerde kamuoyunda geniş yankı uyandıran "400 akademisyen sahte diplomayla atandı" iddiasına ilişkin resmi açıklama geldi. Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, iddianın asılsız olduğunu ve Türkiye’de görev yapan hiçbir akademisyenin soruşturma kapsamında şüpheli olmadığını duyurdu.
DMM'den "400 akademisyenin usulsüz şekilde atandığı" iddiasına yanıt
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), 400 akademisyenin usulsüz şekilde göreve başladığına yönelik iddiaları yalanladı. Açıklamada, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kaynaklarına atıfta bulunularak, yürütülen soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla işlem yapılan 220 kişi arasında Türkiye’de görev yapan hiçbir akademisyenin yer almadığı bildirildi.

İddia soyut beyana dayanıyor

DMM’nin resmi açıklamasında şu ifadelere yer verildi; “Bazı basın yayın organları ve sosyal medya mecralarında yer alan “400 akademisyenin usulsüz şekilde atandığı” yönündeki haberler, kamuoyunu yanıltmaya yönelik açık bir dezenformasyondur. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kaynaklarından edinilen bilgilere göre, soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla işlem yapılan 220 kişi arasında Türkiye’de hiçbir akademisyen bulunmamaktadır. Aynı şekilde, Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda görev yapan herhangi bir öğretmen de şüpheliler arasında yer almamaktadır.

Soruşturmada eğitim camiası mensuplarına rastlanmadı

Sadece bir sürücü kursu eğitmeni ile bir beden eğitimi hocasının adı geçmekte olup, bu kişiler öğretmen statüsünde değildir. Soruşturma kapsamında 57 sahte üniversite diploması, 4 lise diploması ve 108 sahte sürücü belgesi düzenlendiği tespit edilmiştir. İki kişi dışında, düzenlenen hiçbir diplomanın herhangi bir meslek ifasında kullanıldığına dair bir tespit de bulunmamaktadır.

İddia sistematik bir karalama kampanyasının parçası

400 akademisyenin usulsüz atandığı” yönündeki iddia, dosya şüphelilerinden birinin soyut beyanına dayanmaktadır. Bu ifade dışında herhangi bir somut bilgi, belge veya tespit mevcut değildir. Türk akademisini ve eğitim camiasını hedef alan bu tür yayınlar, sistematik bir karalama kampanyasının ürünüdür.

Soruşturma üniversitenin iç denetimiyle başladı

Nitekim soruşturma da bir dış ihbarla değil, bizzat bir üniversitenin iç denetimi sonucunda adli makamlara yapılan bildirimle başlatılmıştır. Kamuoyunun manipülasyon amacı taşıyan bu tür içeriklere itibar etmemesi; yalnızca resmi ve doğrulanmış kaynaklardan yapılan açıklamaların dikkate alınması büyük önem taşımaktadır.”