Gizem TABAN/İZ GAZETE- İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, aşılama süreci hakkında değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’de aşı uygulama stratejisinin olmadığını belirten Dr. Çamlı, hızlı ve sağlıklı bir aşılama sürecinin yapılması için önerilerde bulundu. Aile sağlığı merkezlerindeki aşılama uygulamaları noktasında yaşanan sıkıntılara dikkat çeken Dr. Çamlı, turizm sezonun açılması halinde yurtdışından varyant virüs gelme riskine karşı gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini de vurguladı. Çamlı, aşı olma tereddüdü yaşayan kesimlere aydınlatıcı açıklamalar yapılması konusunda yetkililere büyük görev düştüğünü belirtirken aşı kampanyası başlatılması gerektiğini de söyledi. 

AŞI İSTASYONLARI ÖNERİSİ
Aşılama sürecini değerlendiren Dr. Lütfi Çamlı, aşılama hızının artması ve bu konuda sağlıklı bir organizasyon yapılması için de önerilerde bulundu. Çamlı, “Şu anda hızlı bir aşılama hayata geçirilmeye çalışılıyor. Bu çok sevindirici ama bununla ilgili çok da iyi bir organizasyon yapılmadığını görüyoruz. Türkiye’de aşı uygulama stratejisinin olmadığını anlıyoruz. 200 bin doz aşı yapılan hızdaki uygulamalarla bunun 7-8 katı aşı yaptığınız, hızlanmış süreçteki uygulamalarda mutlaka birtakım şeylerin hayata geçirilmesi lazım. Hastanelerde çok uzun aşı kuyrukları olduğunu görüyoruz ve vatandaşlara gece yarısına kadar bu kuyruklarda beklemek zorunda kalıyor. Birtakım semtlerde bölgesel aşı istasyonları, aşı merkezleri kurulabilir. Soğuk zincire dikkat edilerek, spor salonlarında, okullarda, camilerde aşı istasyonlarında çok daha hızlandırılmış bir şekilde aşı yapmak mümkün” dedi. 

‘TUVALETE GİDEMEYENLER VAR’
Aile sağlığı merkezlerindeki aşılama uygulamasında iyi bir planlama yapılmamasından dolayı ciddi sıkıntılar yaşandığının da altını çizen Dr. Çamlı, “Aşılamanın önemli bir kısmı, birinci basamak aile sağlığı merkezlerinde yapılıyordu ama bu Biontech aşıları özellikle soğuk zincir açısından belki dikkat edilerek başlangıçta pek fazla aile sağlığı merkezlerinde yapılmadı.  Aşılama sayısı artınca bunları da devreye soktular ama aile sağlığı merkezlerinin bekleme salonları, aşılama odaları gibi birinci basamak sağlık hizmetini verecek düzenlemeleri olmaması nedeniyle ciddi sıkıntı yaşanıyor. Çünkü aile sağlığı merkezlerinde bir aşı, 6 kişi olunca açılıyor. O zaman da 6 kişiyi bekleme salonunda bekletmeniz lazım. Oysa aile sağlığı merkezlerinin aynı zamanda gebe takipleri, bebek izlemleri, kronik hasta takipleri gibi başka işlevleri de var. Birinci basamak aile sağlığı merkezleri, bu hizmetleri de devam ettirmek zorundalar. Buna karşın baktığımızda aile sağlığı merkezlerinde ciddi anlamda aile sağlığı elemanı eksikliği de var. Ve bunlarla ilgili açık hala kapatılmadı. Artan bu aşılamaya karşı gerekli lojistik destek de yapılmıyor. Aşılarla beraber, dezenfektan, eldiven, enjektör gelmediğini ve bunların aile hekimlerince karşılanmak durumunda kaldığını biliyoruz. İyi bir planlama yapılmamasından dolayı sağlık çalışanları bu süreçte gerçekten çok yoruldu. Bu aşılama sürecinde öğle yemeği yiyemeyenler, tuvalete gidemeyenler var” ifadelerini kullandı. 

‘VARYANT VİRÜS RİSKİNE DİKKAT’
Turizm sezonun açılması halinde yurtdışından varyant virüs gelme riskine karşı gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini vurgulayan Dr. Çamlı, “Eğer günde 1, 1 buçuk milyon doz yapılır ve bu 3 ay sürdürülebilirse toplumsal bağışıklığın sağlanması adına çok önemli bir adım atılmış olur. Bu da son çeyreğe çok daha güvenli girmemizi sağlar. Ancak yeni varyant tehlikeleri de var. Salgın uzadıkça virüsün yapısıyla ilgili birtakım mutasyonlar ve bu mutasyonlarla varyant virüsler ortaya çıkabiliyor. Ve bu varyant virüslerin aşıya ne kadar tepki verip vermeyeceği tam olarak bilinemediği için salgında bir an önce toplumsal bağışıklığı seviyesine ulaşılması rahatlatıcı olur. Ama şu anda baktığımızda dünyada Hindistan varyantının bazı ülkelerde baskın hale geçtiğini görüyoruz, Rusya’da bir Moskova varyantı şüphesi olduğu söyleniyor. Şu an ülkemizde turizm sezonunu açma iddiası var. Rusya’dan gelebilecek bu turistler yeni bir varyantı ülkeye getirirler mi? Bununla ilgili mutlaka havaalanlarında birtakım tedbirlerin alınması lazım. En azından PCR sonuçlarının, yapılmışsa aşı sonuçlarının alınması, gerekiyorsa karantina tedbirlerinin uygulanması lazım. Yoksa, ‘Turist gelsin de nasıl gelirse gelsin’ anlayışı ülkeye belki de yeni varyantların gelmesine yol açabilir. Tüm bunlarda çok dikkatli olmak ve toplum sağlığını düşünerek tedbirler almak gerekir. Sadece turizm sezonu ve ekonomik kaygılarla birtakım şeyleri esnek tutmak ya da açılımlarla o kuralları gevşetmek yeni salgınlara, piklere davet açabilir. Aşılı olmak çok önemli ancak gelişebilecek varyantlara karşı bu aşılarda sıkıntılar yaşanabileceğini de göz önünde tutmak gerekir” açıklamalarında bulundu.

‘KAMPANYA BAŞLATILMALI’
Aşı olma tereddüdü ya da tedirginliği yaşayan bir kesim için aydınlatıcı açıklamalar yapılması ve aşı kampanyası başlatılması gerektiğini belirten Dr. Çamlı, “Sağlık Bakanlığı kurumları ve sağlık meslek örgütleri bu konuda tatmin edici, aydınlatıcı, kafa karışıklıklarını giderici açıklamalar yapmalı. Bununla ilgili bir aşı kampanyası sürdürülmeli. Çünkü bu tereddütlerin önemli bir kısmı yanlış ya da eksik bilgilenmeden kaynaklanıyor. Dolayısıyla burada yetkililere, ilgili kurumlara çok büyük görev düşüyor. Şu anda İzmir Tabip Odası bu kapsamda bir çalışma sürdürüyor. Aşının sadece bireysel tercih değil toplumsal bir sorumluluk olduğundan yola çıkarak, bu salgından kurtulmak istiyorsak aşının tünelin ucunda görünen ışık olduğunu vurguluyoruz. Aşı olmamak bir özgürlük olarak değerlendirilebilir mi? Kişi, hasta olur ‘bu benim tercihim’ diyebilir belki ama bu hastalığı başkalarına bulaştırma, tüm topluma yayma riski var. Bunu özgürlük kapsamında düşünemeyiz, bu bir sorumluluktur” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi