İZMİR HABERLERİ

CHP'li Aydın'dan kayyum tepkisi: Siyasi iktidarın ömrünü uzatmaya yönelik hamleler

CHP İzmir il Hukuk Komisyonu Başkanı Avukat Dr. Murat Aydın, İzTV’de Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel’in konuğu oldu. Aydın, CHP’ye yönelik sürdürülen operasyonları ve kayyum atamalarını değerlendirdi.

Abone Ol

İzTV’de Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel’in konuğu CHP İzmir il Hukuk Komisyonu Başkanı Avukat Dr. Murat Aydın oldu. CHP’ye yönelik sürdürülen operasyonları ve kayyum atamalarını değerlendiren Aydın, 19 Eylül’de İzmir’de gerçekleştirilecek kooperatif duruşmasına yönelik çağrıda bulundu.

İzmir’in kurtuluş ve CHP’nin kuruluş yıldönümü kutlamalarını değerlendiren Aydın, “9 Eylül bizim için her açıdan önemli bir tarih. İzmir’in ve ülkenin kurtuluş tarihi. Ne yazık ki Balçova’daki saldırı ve şehitlerimizin olması bu kutlamalar gölge düşürdü ve buruk geçti. Ancak partimizin kuruluş yıldönümü coşkuyla kutlandı” dedi.

CHP’nin İstanbul İl Kongresi’nin iptal edilmediğini söyleyen Aydın, “Sayın Gürsel Tekin şu an hukuken CHP’li değil. Tedbirle kesin ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk edilmiş birisi. İstanbul İl Kongresi de iptal edilmiş değil. Bir dava süreci var ve devam ediyor. Asliye Hukuk Mahkemesi bir karar veremez ve bu yok hükmündedir. Siyasi amaçlarla oluşturulmuş bir kararı hukuk zemininde tartışmanın bir anlamı da yoktur. Bu yaşananların 102’nci kuruluş yıldönümümüze denk gelmesinin önemi şu; CHP kendisine yönelik bu saldırılarla geriye gidecek bir parti değildir. Çok badireler atlatmıştır. Kurucu Genel Başkanı Mustafa kemal Atatürk’ü kaybetmesine rağmen varlığını sürdürmüş, İkinci Dünya Savaşı’nı görmüş, çok partili hayat geçişi sağlamış, 12 Eylül’de kapatılmış, baraj altında kalmış, bugün de ana muhalefet ve son seçimde Türkiye’nin birinci partisi olarak varlığını sürdürmeye devam ediyor. Bu tartışmalardan sonra da varlığını sürdürecektir. Bir Kuvay-ı Milliye hareketidir. Bugün CHP’ye bu saldırıyı yapanlar ya da onların yanında yer alanlar toplumun hafızasında yer etmeyecektir” diye konuştu.

"Nasıl içine sindirir?"

Gürsel Tekin’in kayyum olmayı kabul etmesini eleştiren Aydın, “CHP’nin 39. Olağan Kurultay süreci devam ediyor. Mahalle seçimleri bitti, ilçe kongreleri yapılacak. Muhtemelen kasım-aralık gibi de kurultay yapılacak. Bu arada da 21 Eylül’de bir olağanüstü kurultay yapılacak. Parti içerisinde farklı düşünenler, hatalı eksik bulanlar olabilir. Bunu söylemenin yeri 39. Olağan Kurultay’dır. Parti yönetimini eleştirmek başka bir şey ancak parti yönetimini değiştirmek için bugün iktidarın ortaya koyduğu bozuk yargı düzeni üzerinden bir şey oluşturmak kabul edilemez. İmamoğlu’nu, Aslanoğlu’nu tutuklayan yargı kararlarına hukuki değildir diyoruz. Şimdi dönüp CHP’nin içinde kimilerinin ihtiyaç duyduğu sonuçları verecek kararlara mı hukuki diyeceğiz. Bugünkü iktidarın yönetim anlayışı olmasa bu kararların çıkmayacağını biliyoruz. CHP’nin kongrelerine ve kurultayına yönelik sürecin yasal altyapısının olmadığını bu alanda söz söyleyen herkes biliyor, söylüyor. Bu partinin yönetimini yetkisiz olduğunu söylediğimiz bir mahkemeden aldığı kağıtla teslim almayı nasıl içinize sindireceksiniz? Sayın Tekin, bir mahkemenin kendini kayyum olarak atamasını nasıl içine sindirir? Tekin, mahkeme kararı açıklanmadan bir gün önce aidat yatırıyor. Bu bir tesadüf değil herhâlde. Sayın Tekin mahkeme kararından haberdardır. Bu durumda tarafsız olması beklenebilir mi? Bırakın hukuki meseleyi, vicdanen ve parti ahlâkı açısından da izah edilebilir yanı yok. Bunların hepsinin gerilemekte olan siyasi iktidarın ömrünü uzatmaya yönelik hamleler olduğu belli değil mi? Bu ülke, bu iktidarın zulmü altında inim inim inlerken CHP’yi yönetseniz ne olur ki? Bu iktidarı demokratik yollarla değiştirme sürecinde CHP’nin aldığı ivmeyi kırmak için oluşturulan bir süreç olduğu açık” şeklinde konuştu.

"Karar çıkmaz"

“15 Eylül’deki duruşmadan mevcut yönetimin görevden alınmasına ilişkin bir karar çıkacağını düşünmüyorum” diyen Aydın, “Hatta davadan bir karar çıkacağını da düşünmüyorum. Bu dava süreci devam edecektir. Çünkü süreç CHP’nin tüm enerjini buraya kanalize ediyor. İktidarın konuşulmasını istemediği açlığı, yoksulluğu konuşamıyoruz. Bunlar üzerinde tartışma yapmak yerine, 6 ay sonra hatırlamayacağımız şeyler üzerinde tüm enerjimizi harcıyoruz. Ana muhalefet partisini de bu tartışmalar içinde boğarak etkisiz hale getirmeye çalışan anlayışla karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.

"Kılıçdaroğlu kabul etmez"

15 Eylül’de bir karar çıkması halinde Kılıçdaroğlu’nun kayyum olmayı kabul etmeyeceğini düşündüğünü aktaran Aydın, “15 Eylül’de bir karar çıktıktan sonra partinin başına kayyum olarak geleceğini hiç düşünmüyorum. Sayın Genel Başkan 13 yıl bu partide başkanlık yapıp, CHP’nin en üst noktasında bulunduktan sonra bu partiye hukuk dışı bir mahkemenin kararını alarak kayyum olarak geleceğini hiç düşünmüyorum. Böyle bir görevi kabul etmez. Bir karar çıkmayacağını ancak çıkarsa da böyle bir görevlendirmeyi kabul etmez. Siyasette çok eski değilim ancak şunu öğrendim. Siyasette söylenenlerden daha çok söylenmeyenlerin önemli. Neyin söylenmediğine bakarak siyasi okumalar yapmak daha mantıklı geliyor. Bir durum olur ve duruma karşı bir şey söylenmiyorsa, bu siyasette bir mânâ içerir. O yüzden CHP’ye karşı bunca olay yaşanırken yöneticilik yapmış bir CHP’li sessiz kalıyorsa bu sessizliği anlamlıdır. ‘Bu anlam nedir?’i yorumlamak bana düşmez. Bu partinin bir üyesi olarak tüm partililerin bu konuda söz söylemesi gerektiğini düşünüyorum. CHP’ye yönelik bu saldırı, kimin başkan olduğundan daha önemlidir. Ülke bakımından daha önemlidir. Söz konusu olan partinin yanında olmaktır, yöneticilerin yanında olmak değildir. Siyasi iktidar amaçlarına ulaştığında CHP’yi kimin yönettiğinin çok bir önemi olmayacaktır. Bu siyasi iktidar açısından önemlidir. İktidar, sarayın istediği şekilde, majestelerinin muhalefetini oluşturmak istiyor. Bunu oluşturunca, oluşan yapay muhalefetin başında kim var kimi ilgilendirir” açıklamasında bulundu.

"Siyasal rejim tartışması"

Son dönemde yaşananların ülkedeki hukuk sistemi ve rejimle alakalı olduğunu dile getiren Aydın, “Biz, tüm yaşananları CHP’nin kendi iç meselesiymiş gibi, mevcut genel başkanı ve önceki genel başkanı arasındaki çekişmeymiş gibi tarifliyoruz. Bu, ülkenin demokratik, siyasal rejiminin devam edip etmeyeceği tartışmasıdır. Bu tartışma bittiğinde şunu söyleyeceğiz; artık bu ülkede demokratik siyasal sistem kalmamıştır ya da devam ediyor. Bu CHP’nin sorunundan daha önemlidir. 102 yıl önce de, CHP’nin kurulduğu günlerde de bu ülke varoluş mücadelesi veriyordu, bugün bir kere daha varoluş mücadelesi veriyor. Türkiye, anayasal bir hukuk devleti olmaya devam edecek mi, etmeyecek mi bunu tartışıyoruz. Bu tartışma iktidarın istediği gibi sonuçlandığında kimin ne pozisyonda olduğunun bir önemi yok. Çok tarihi bir süreçten geçiyoruz. CHP bu hukuk mücadelesini başarırsa bu ülke bir kere daha demokrasiye bağlılığını ifade etmiş olacak. Bunu başaramazsak daha karanlık bir döneme gireceğiz. Daha karanlığı olur mu diyenler var, evet, olur. Toplumsal ve siyasal hayatta dibe vurup çıkma diye bir şey yoktur. Bakın örnek Afganistan. Afganistan 60 yıldır dibe vurarak düşüyor” diye konuştu.

"Olağanüstü hale geldi"

19 Eylül’de İzmir’de gerçekleştirilecek kooperatif davasına yönelik açıklamalarda bulunan Aydın, şunları söyledi:

“Tablo karamsar ve kötü ancak biz karamsar değiliz. 19 Eylül’deki duruşmada da hukukla ilgili savunularımızı sürdüreceğiz. Üzücü bir şey oldu; İzmir 23. Ağır Ceza Mahkemesi, davanın duruşmasını Aliağa Şakran Cezaevi Yerleşkesi’ndeki duruşma salonunda yapacağına karar verdi. Bir davanın olağan seyriyle yürümesi beklenir. Olağan seyriyle yürüyüp yürümediğini gösteren şeylerden ilki mekândır. Siz bir davayı mahsus salonundan alıp başka bir yere götürüyorsanız o dava artık olağanüstü bir davadır ve orada olağanüstü bir yargılama yapılacak demektir. Güvenlikle, maliyetle bir açıklaması yoktur. Ayrıca duruşma kalabalık olabilir, adliyenin içinde büyük bir salon vardır oraya alabilirsiniz. Bu dava, mekânı bakımından olağanüstü hale getirilmiştir, heyetinin değiştirilmesi bakımından olağanüstü hale getirilmiştir, heyetinin hâlâ belli olmaması bakımından olağanüstü hale getirilmiştir, tahliye kararı veren hâkimlerin başka mahkemeye gönderilmeleriyle olağanüstü hale getirilmiştir. Ama biz yine de hukuku savunacağız. Mahkemenin yine de hukuka uygun karar vereceğini düşünüyorum, buna inanmak istiyorum. Normalde ticaret mahkemesinde görülecek kooperatif uyuşmazlığını, ağır ceza mahkemesinde tartışacağız. Duruşmanın Şakran’da yapılmasına da karşı çıkacağız.”

"Herkesin o gün duruşma salonunda olması gerekir"

Aydın, ayrıca şunları söyledi:

CHP İzmir İl Başkanı tutuklu yargılanmaktadır. CHP’ye üye olan herkesin o gün duruşma salonunda olması gerekir. Hukuk ve demokrasiden yana olan herkesin, yapılan bu haksızlığa karşı çıkmak isteyen herkesin sürece destek vermesini bekliyoruz.