İZMİR HABERLERİ

CHP, İzmir’de siyasal bir zemin yaratamadı

CHP’nin İzmir’deki mitingine dair değerlendirmelerde bulunan Kartal, “Bu mitingde sayı konusunun biraz fazla öne çıkmasının nedeni, kitlelerin ruh hâlinin yansımamış olması, siyasal olarak bir hat yaratma, söylem olarak bir hat yaratma konusunda bir şeylerin yanlış yapıldığını düşünüyorum” dedi.

Abone Ol

İzTV'de yayınlanan Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel'in konuğu İz Gazete Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal oldu. Kartal, CHP'nin İzmir'de gerçekleştirdiği 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitingini değerlendirdi.

CHP'nin tutuklu Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu için Gündoğdu Meydanı'nda düzenlenen Millet İradesine Sahip Çıkıyor mitinginin finaline dair konuşan Kartal, en çok konuşulan '2 milyon kişi' hedefine dair değerlendirmelerde bulundu. Kartal şunları söyledi:

"Kemal Kılıçdaroğlu, 14 Mayıs seçimlerinde İzmir'de 1 milyon 940 bin oy almış. İzmir nüfusu da 5 milyona yakın. Böylesi önemli, kritik bir dönemde iddia ortaya koymak önemli. Hedefimiz 2 milyon demek CHP'ye oy vermiş herkesi sokağa dökeceğiz demek. Bu hedef tutmuş mudur tutmamış mıdır her mitingde konuşulur. Kalabalık tek başına her şeyi ifade etmeyebilir. Bu mitingin de sadece sayıya indirgenmesinin işin özünün kaçırılmasına vesile olduğunu düşünüyorum. Bir ayı aşkın süredir CHP'nin il-ilçe örgütleri, kadın ve gençlik kolları, mahalle temsilcileri, gönüllüleri bu mitingle ilgili çok ciddi emek harcadılar. Mitinge dair eleştiriler olunca bu emekler görmezden geliniyormuş gibi algılanmamalı. Kim emek harcadıysa emeğine sağlık."

Mitingle ilgili en çok konuşulanın, 'İnce'nin mitingini, Altılı Masa'nın mitingini geçecek mi' soruları olduğunu söyleyen Kartal, "CHP her hafta bir şehirde miting yaptı ve bir iddiayla kapatmak istemesi normal. Hatipler, 'Milyonlar burada, 2 milyon hedefine ulaştık' diyebilir. Ancak önemli olan eksik, 'İzmir sokağa döküldü' duygusunu verecek ruh hâliydi. Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı mitingine gelenler bir umut beslediği için alandaydı, İnce'nin mitingine gelenler de 'kazanıyor muyuz' duygusuyla gelenlerle doluydu. Bu mitingde sayı konusunun biraz fazla öne çıkmasının nedeni, kitlelerin ruh halinin yansımamış olması. 'Öfkeli yığınlar miting alanında' düşüncesini kimsenin hissettiğini düşünmüyorum. Siyasal zemin ve seslenişle ilgili bir problem olduğunu söylemek gerekir. Soruyu şöyle soralım; 5 buçuk milyonluk şehirde, memleketin gidişatından kaygılı ve öfkeli olduğunu düşünen kaç kişi vardır? En az 3 milyon. Tartışmayı buraya koyarsak, AKP'nin '70 bin kişi topladılar' çıkışı çok komik bir çıkış olmuş olur. Aslında toplumun tamamında bir sıkışmışlık ve karamsarlık hâli var. Bu hâli 70 bin, 100 kişi katıldı diyerek tarif etmenin mümkünatı yok. İnandırıcı değil. Ancak miting başarılı mıydı diye sorarsak, sataşanların bile 70 bin kişi katıldı demeye cüret edeceği kadar katılımın az olduğu bir mitingdi. Sebebi yaratılamayan siyasi zemin. Siyasal olarak bir hat yaratma, söylem olarak bir hat yaratma ve kitleleri harekete geçirme konusunda beklentiye girme konusunda bir şeylerin yanlış yapıldığını düşünüyorum. 19 Mayıs mitingi İzmir'de değil de Samsun'da ya da Yozgat'ta olsaydı da zayıf olurdu. Çünkü sönümlene sönümlene geldi. İstanbul'da da olsaydı zayıf bir görüntü verebilirdi. Esas olarak toplumda dönüştürmeye muktedir olan duygu hâlinin potansiyel bir güç haline getirilip ortaya serilmesi, birliktelik görüntüsü verilmesi gerekir. Bu da en net olarak öfke etrafında birleştirilebilir. O öfke eğer sönümlenmişse ortaya çıkarabileceğimiz bir şey kalmamış olur" diye konuştu.

2 somut gösterge var

Kitlelerin kendini özne olarak görmediğini söyleyen Kartal, bu durumun mitingin genel havasına yansıdığını ifade etti. Kartal, "'Bu böyle gitmez, bir şeyler değişmeli' diyen milyonlar var ama ne yapacağını bilmeyen milyonlar da var. İzmir Mitingi'nde 2 somut gösterge vardı. Bir kişiye çok öfke bir kişiye de çok sevgi vardı. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı bir öfke ve kızgınlık vardı. Sayın İmamoğlu'na da sevgi vardı. Neden? Ne yapacağını bilmeyen milyonlar 'Galiba İmamoğlu bizi kurtaracak' dedi. Seçime girerse kazanabilir duygusu vardı. Ama bu temel problemi ortadan kaldırmaya yetmiyor. Temel problem şu; geleceğini göremeyen milyonlar ne yapacağını bilmiyor. Kendisini özne olarak da görmüyor. Ben de bir gazeteci olarak toplumsal muhalefetin ne yapacağıyla ilgili daha fazla soru işaretine sahip olduğunu düşünüyorum. Hâl böyle olunca da milyonlarca insan sadece genel başkanların uzun miting ve grup konuşmalarını dinleyerek bir şeylerin değişemeyeceğine inanmaya başlıyor. Bu da en tehlikeli şey olan kanıksamaya neden olabilir" diye konuştu.

Özne değişti

19 Mart'tan bu yana kitlelerdeki değişimin nedenini açıklayan Kartal, "19 Mart'tan sonraki özne, öfkeyle kendiliğinden sokağa çıkan başta gençler olmak üzere yurttaşlardı. 19 Mart-19 Mayıs İzmir Mitingi'ne gelene kadarki süreçte bunun seviyesi değişe değişe, özne de değişti. Dakikası dakikasına ne konuşacağını, neyi izleyeceğimizi bildiğimiz bir mitinge bağlandı. Bu kötüdür diye demiyorum. O ruhtan bu ruha dönüş toplumsal muhalefeti biraz sönümlendirdi. Tüm bu mitingler içerisindeki en çarpıcı konuşma Yozgat'taki çiftçinin sözleriydi. Halk özne olmaya ne zaman yakın olursa orası toplumu biraz daha motive ediyor. O yüzden daha fazla özneye ihtiyacımız var, daha fazla kişinin konuşmasına ihtiyacımız var" yorumunu yaptı.