Yerel seçimler için hareketlilik devam ederken siyasi parti aday adaylarının da çalışmaları sürüyor. Son olarak Bayraklı Belediye Başkanı Aday Adayı Ulaş Aydın sosyal medyada konut ve kira krizine ilişkin dikkat çekenayrıntılı bir değerlendirme paylaştı. 

Aydın'ın paylaşımının tamamı şu şekilde: 

“Ülkemiz tarihinin en büyük barınma krizlerinden birini yaşıyor. Servet sahibi olmayanlar için ev almak imkansızlaştı, kiralık konutlara erişim ise giderek zorlaşıyor.
2015’teki kira bedelinin 100 kabul edildiği kira endeksi, 2023 son çeyreğinde nominal olarak 1294, reel olarak ise 519 oldu. Yani kiralar nominal olarak 13 katına, reel olarak ise 5 katına çıktı.
Ekonomisi bizden çok daha küçük olan Yunanistan’da reel endeks hala 100 puan. Yani 2015’tekiyle aynı. 

Peki ilçemiz Bayraklı’da durum nasıl?

Kasım 2023 verilerine göre ortalama kiralık m2 fiyatı 123 TL. Kasım 2022’de bu 54,6 TL’ydi. Yani sadece bir yılda Bayraklı’da kiralar ortalama %125 arttı.
Bayraklı’daki konutların kira bedellerindeki 2 yıllık artış oranı ise %475,58 oldu. Aynı 2 yıllık süreçte dolardaki artış yalnızca %118,46’di. Yani kiralar, dolar bazında da olağandışı artış gösterdi.
Normal şartlarda sürdürülebilir bir hane ekonomisi için konuta harcanan giderin %30’u geçmemesini bekleriz. Bugün Bayraklı’da ortalama bir evin kirası 14 bin 767 TL. Yani evine iki asgari ücret giren bir aile, gelirinin %65’ini kiraya ayırmak zorunda.
Barınma krizi çözülemediğinde yıkıcı sosyal etkileri olacak önemli bir sorun. Özellikle ücretli çalışanların barınma sorunu çözülmezse, kamu hizmetleri (asayiş, eğitim, sağlık) başta olmak üzere günlük hayatın akışını etkileyecek aksaklıklar kaçınılmaz hale gelebilir. Şimdiye kadar ‘idare edilen’ durum sürdürülemez hale geldiğinde geri dönüşü çok zor sonuçlara katlanmak zorunda kalabiliriz.

Peki çözüm ne? Şimdiye kadar alınan önlemler yeterli mi?

Kira krizine karşı alınan tek bilinen önlem iki yıldır yürürlükte olan ve Temmuz 2024’te sona ereceği ilan edilen %25 zam sınırı. Ancak uygulamada sorunu çözmekten çok daha içinden çıkılmaz hale getiren, ev sahipleri ve kiracıları karşı karşıya getiren bu uygulama yüzünden pek çok insan mağdur oldu.
Sorunun çözülmesi için kamu eliyle dar gelirli ve ücretli çalışanların erişebileceği kiralık ve satılık sosyal konutların yapılması şart. Ne yazık ki TOKİ, yıllardır asli işi olan sosyal konutlar yerine rantı yüksek orta ve üst segment konutlara yatırım yaptığı için bugün bir tarafta çok sayıda boş lüks evin, diğer tarafta evsizlik riskiyle baş başa kalan dar gelirli ve ücretli çalışanların olduğu bozuk bir konut piyasası oluştu.
Barınma hakkının güvenceye alınması için, evin bir hisse senedi gibi elden ele dolaşan yatırım aracı olarak ele alan piyasa temelli bakış açısından hak temelli bir bakış açısına terfi etmemiz şart.
Özellikle yerel yönetimlerin de kentsel dönüşüm süreçlerini imar rantının belirlediği piyasa koşullarına terk etmeden, sosyal ihtiyaçları gözeten şekilde barınma hakkı temelinde ele alması büyük önem taşıyor."

Editör: Esra Seyirden