Özer Akdemir - Dava ile ilgili daha önce verdiği kararlar gerekçe gösterilerek ihsas-ı rey iddiasıyla davadan alınması istenen Mahkeme Başkanı Osman Ermumcu, İzmir 2. İdare Mahkemesi Başkanlığı'na gönderdiği karşı beyanında "...müdahil adına gereksiz bir çabayla bazı hakimleri davadan bertaraf etme kastıyla hareket etmesi bir kamu kurumuna - Bakanlığa yakışmamaktadır" dedi. Bakanlığın adeta villa sahipleri yerine geçerek hakimin reddedilmesini istemesinin başlı başına trajik olduğunu belirten

Ermumcu, kendilerinin davadan reddedilmesi talebinin bir taktik olduğunu, esas olarak ise SİT derecelerinin düşürülmesi davası için malzeme üretmenin amaçlandığını söyledi.

"BAKANLIK ROL ÇALIYOR"!

Urla Zeytinelinde 1. derece doğal SİT alanına yapılan ruhsatsız villalarla ilgili davada mahkeme başkanı Osman Ermumcu, davalı bakanlığın avukatları tarafından "dava konusu taşınmazlarla ilgili bir kısım başka davalardaki kararları" nedeniyle ihsas-ı rey (kararını önceden açıklamak)la suçlanarak, geçtiğimiz Mart ayında davadan çekilmesi talep edilmişti. Bakanlık avukatlarının bu talebi ile ilgili mahkemeye karşı beyanda bulunan hakim Ermumcu, davanın sürecini özetledikten sonra davalı Bakanlığın hukuk mahkemeleri tarafından düzenlenen redd-i hakim gerekçelerinden hiçbirisi olmamasına rağmen adeta müdahil yerine geçerek "rol çaldığını" dile getirdi.

BAZI HAKİMLER BERTARAF EDİLMEK İSTENİYOR

Bakanlığın Türk Milleti adına karar veren hakimleri reddetmesinin bile başlı başına trajik olduğunu dile getiren Ermumcu, davadan bazı hakimlerin bertaraf edilmesi amacıyla bunun yapıldığını belirtti. Reddi hakim dilekçesinde, yasada belirtilen red-çekinme sebeplerinden hiçbirisine ciddi olarak yer verilmediğini kaydeden Ermumcu şunları dile getirdi; "Varsayalım ki yazılanların hepsi doğru olsa bile, bunlar reddi hakim sebebi değil, anılan kararların bozma sebebi olabilir. Bunu takdir edecek olan da, temyiz mercii olan Danıştay'dır. Elbette Sayın Avukatlar da bunu bilmekte, ancak, bu yolla bazı hakimlerin (aleyhlerine varsaydıkları) bu davalardan bertarafı ya da baskı altına alınması amaçlanmaktadır. Bu iradeyi ve azmi bir kamu kurumunda görmek ise hem trajik hem manidardır. Adeta işlem değil, müdahil haklarının savunması yapılmaktadır"  dedi.

"NEDEN 'KÖTÜ HAKİM' OLUYORUZ?"

Hakim Ermumcu, redd-i hakim dilekçesindeki iddialara da tek tek yanıt verdi. Bilirkişi Raporuna itibar edilmediği eleştirisini, rapordaki görüşün aksine kararı verirken 4 tane Danıştay kararını dayanak yaptıklarını belirten Ermumcu; "Hukuki ve vicdani kanaatımız budur diye neden kötü hakim oluyoruz. Bu irade, mülk sahiplerinin olsa taraf psikolojisiyle izah edilebilir ancak, hakimlere dönük bakanlık davranışının-husumetinin makul izahı yoktur" dedi.

"BUNU HİÇBİR HUKUKÇU SAVUNAMAZ"

Davayla ilgili üç dosyadaki iptal kararlarının ihsası rey olarak tanımlanması görüşünün hiçbir hukukçu tarafından hukuki bulunamayacağını vurgulayan Ermumcu, bunun sadece taktik bir cümle olduğunu belirtti. Ermumcu; "Ancak, idare vekili bir hakimi bertaraf etmek için bile bu cümleyi kullanmamalıydı. Sit derecesinin düşürülmesi davasında esastan verilen bir karar nasıl ihsası rey olabilir? İhsası rey : gayri meşru görüş açıklamaktır. Bu mantıkla, yürütmeyi durdurma kararı veren her hakim, ihsası rey sebebiyle esastan karar veremez" dedi.

"KÖTÜ NİYET VAR, TALEP CEZALANDIRILSIN"

Mahkemenin kararlarında hiçbir hukuka aykırılık olmadığını ileri süren Ermumcu reddi hakim talebiyle yapılmak istenen hukuksuzluğa isyan etti; Ermumcu şöyle devam etti; "velevki hukuka aykırılık bulunsaydı bile bunlar reddi hakim sebebi değil temyiz sebebidir. Esas amaç bu dosyadan ziyade, ruhsatsız yapıların meşrulaştırılması yollarını kapayan, önceki " sit derecesinin düşürülmesi "davaları için malzeme üretmektir. Çünkü bu davalar öncekilerle neden - sonuç ilişkisi içindedir. Burada yaratılacak reddi hakim taktiği başarılı olursa, bunun belgeleri diğer dosyalara sunularak bozma sebebi yaratılmaya çalışılmaktadır. Çünkü kaçak yapıların hukuken meşrulaştırılmasının tek yolu budur". Ermumcu, bu nedenlerle ret talebinin "kötü niyetle yapıldığı" tespitinin yapmak gerektiğini belirterek hem bu talebin reddedilmesini hem de reddi hakim talebi taktiksel bir amaçla - kötü niyetle yapıldığından, bu talebi yapanlara üst sınırdan para cezası verilmesini talep etti.

Davada neler oldu?

Urla Zeytineli mevkiinde bir koyda yapılan villalarla ilgili 17-25 Aralık yolsuzluk iddiaları sürecinde internete düşen ses kayıtlarında bazı villaların Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ait olduğu ileri sürülüyordu. 1. derece doğal SİT alanına yapılan ruhsatsız villalara karşı açılan davalarda, özel idare ( valilik ) tarafından verilen yıkım kararı Danıştay'ca onaylanmasına rağmen halen herhangi bir yıkım gerçekleştirilmedi. Villa sahiplerinin bölgenin SİT derecesinin 1. dereceden 3. dereceye düşürülmesi için başvurduğu İzmir 1 No'lu Tabiat Varlıklarını Koruma Komisyonu bu başvuruyu kabul ederek, alanı mutlak yapı yasağından çıkardı. Bu işlemin iptali istemiyle çeşitli kurumlar ve yurttaşlar üç farklı dava açtılar. Bu davalarda İzmir 2. İdare Mahkemesi kararın yürütmesini durdururken, itiraz üzerine Bölge İdare Mahkemesince itirazın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verildi. Bu arada, 3. dereceye göre ruhsatsız yapıları meşrulaştırmak amacıyla villaların bulunduğu alanın 1/1000 ve 1/5000 ölçekli koruma amaçlı imar planı değiştirilmesine karşı açılan davada da 2. İdare Mahkemesinin yürütmeyi durdurma kararı vermesi üzerine davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı avukatları mahkeme heyetine yönelik reddi hakim talebinde bulunmuştu. Redd-i hakim talebine isyan eden mahkeme başkanı Osman Ermumcu'nun "İdari Yargıda hakimin çekinmesi ve red" konularında çeşitli dergilerde yayınlanmış birçok makalesi var. Ermumcu, 2015 HSYK Yaz Kararnamesi ile Bölge İdare Mahkemesi Başkanlığından İdare Mahkemesi Başkanlığına getirilmişti. Redd-i hakim talebini içeren dosya halen karar verilmek üzere Bölge İdare Mahkemesinde bekliyor.

 

(Evrensel)

Editör: Haber Merkezi