İZ GAZETE- Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği İzmir’in Bornova, Karabağlar, Urla, Buca ilçelerinde meydan gelen, daha sonrasında ise Seferihisar ve Menderes'e yayılan ve , 500 bin hektarı aşkın orman alanının zarar gördüğü yangınlar ile ilgili açıklamalarda bulundu. Ormanların canlıların hayatı ve ekolojik döngü açısından önemini vurgulayan TMMOB, “İnsanlığın geleceği, ormanların varlığına bağlıdır. Ormanlar; toprak koruma, su rejimini düzenleme, karbon depolama, oksijen üretme, estetik, turistik ve rekreatif vb. fonksiyonları yanında binlerce canlıya ev sahipliliği yapma ve biyolojik çeşitlilik gibi özellikleri nedeniyle maddi olarak ölçülemeyecek değerlere sahiptir. Orman yangını ile kaybolan değerlerin kazanımı ve bozulan ekosistemin yeniden tesisi onlarca yıl almaktadır.” şeklinde ifade etti.

Ülkenin düzenli yağış alımı bakımından incelendiğinde yetersiz ve düzensiz bir yağış ritmine sahip olmasından dolayı ormanların tehdit altında olduğunu ifade eden TMMOB Dünyada her yıl yaklaşık 5 milyon hektar orman yangınlardan zarar görmektedir. Türkiye’de ise yılda ortalama 3 bin orman yangını çıkmakta ve bunun sonucunda yaklaşık 9–10 bin hektar orman zarar görmektedir.  Ülkemiz, yağış ve sıcaklık ilişkileri bakımından kritik bir bölgededir. Yağışlar yetersiz ve çoğunlukla düzensizdir.  Son yıllarda yaşanan iklim değişikliklerine bağlı olarak da gelecekte ormanlarımızın tehdit altında olacağı muhtemeldir. Türkiye ormanları uçsuz bucaksız değildir. Ormanların korunması sorumluluğunun sadece ilgili kurumlarca sağlanması mümkün değildir. Akdeniz iklim kuşağında bulunan kıyı bölgelerimizdeki yaklaşık 12,5 milyon hektar ormanlık alan, orman yangınları için riskli alandır. İzmir özelinde de ormanlarımızın tamamına yakını orman yangınları için riskli bölgededir. Maalesef 18 Ağustos 2019 Pazar günü Balçova–Tırazlı ve Urla-Demircili, Muğla Bodrum–Mumcular mahallelerinde çıkan orman yangınında yüzlerce hektar orman kül olmuştur. Toplum ve birey olarak bu sorumluluk paylaşılmalıdır. İstatistiklerde, ülkemizde çıkan orman yangınlarının %97’sinin insan kaynaklı olduğu tespit edilmiştir. Ormanlarımızın geleceğini ipotek altına alınmasına seyirci kalmamak, yangınları önlemek için;

Vatandaşlarımız;

Ormanda ve ormana yakın yerlerde ateş yakmamalı ve ateşli piknik yapmamalı,

Çevreye sönmemiş sigara ve yanıcı madde atmamalı,

Görülen yangınları acilen Alo 177 Orman Yangını İhbar Hattı’na bildirmelidir.

Orman Genel Müdürlüğü ise;

Orman yangınları için yeteri kadar parasal kaynak ayrılmalıdır.

Yeterli miktarda eğitimli teknik ve idari personel görevlendirilmeli, koordinasyon, sevk ve idare eksikliği yaşanmamalıdır.

Birimlerdeki teknik ve ara personel eksikliği süratle giderilmeli, alımlarda torpilin yolunu açan mülakat sistemine derhal son verilmelidir.  

İzmir özelinde büyük yangınlar genel olarak Ağustos ayında çıkmaktadır. Bu tarihlerde ve meteorolojik olarak riskli zamanlarda alarm halinde olunmalıdır.  

Yangın önlemeye dönük halkın bilinçlendirilmesine yönelik eğitimlere önem verilmelidir.

Yangın sezonundan önce orman yolları ile yangın emniyet yol ve şeritlerinin bakımları eksiksiz olarak yapılmalıdır.

Kullanılmakta olan makine ve ekipman ve teçhizatlar bakımlı ve ihtiyaca cevap verecek nitelikte olmalıdır.

Kullanılmakta olan ilk müdahale aracı, arozöz, su tankı, helikopter, paletli traktör, greyder vb araçlar bakımlı ve sürekli çalışır halde olmalıdır.

Belirtilen araçlar belli sayıda kadrolu personel ile çalıştırıldığından hiçbir şekilde kadrosu eksik araç göreve çıkarılmamalıdır. Son yıllarda tasarruf tedbirleri veya devletin küçültülmesi uygulamasına paralel olarak yer ekiplerindeki personel sayıları eksilmiş, hatta bazı ekiplerin personel sayısı neredeyse yangına müdahale edemeyecek miktara düşmüştür. Bu ekiplerin kadroları derhal doldurulmalıdır.

Yangın söndürme ve belirtilen ekipmanlarda çalışacak olan orman işçileri, orman halk ilişkilerinin sağlanması bakımından ya orman köylüsü ya da orman kenarı köyü nüfusuna kayıtlı kişilerden objektif kriterlere göre seçilmeli, uygulamada siyasi ranta prim verilmemelidir.

Kurumda uzmanlaşma ve liyakata önem verilmeli, uzman personelin uzman olmadığı başka alanlara tayini ve görevlendirilmesi önlenmelidir.

Önceki yıllarda yararlanılan amfibi uçaklar topografyanın uygun olduğu bölgelerde ve ana sırtlarda yangını yavaşlatması ve hızlı müdahale bakımından kullanılmalıdır.

Her yangında yaşanan bilgi kirliğinin önlenmesi ve kamuoyunun bilgilendirilmesi bakımından yangının seyri ve yanan alan miktarı hakkında tek bir merkezden belli aralıklarla şeffaf ve doğru bilgi akışı sağlanmalıdır. Kamuoyundan bilgi gizlenme yoluna gidilmemelidir.  

Yanan alan için yetişme muhiti koşullarına uygun orijinde yeterli miktarda tohum ve fidan sağlanmalı, genetik kirliliğe yol açılmamalıdır. 

Bilindiği gibi yasa gereği yanan orman alanları hiçbir şekilde başka amaçlarla kullanıma ve izne konu edilmez. Kamuoyunun hassasiyeti dikkate alınarak böyle bir algı oluşturulmamalıdır. Ekosistemin yeniden tesisine yönelik olarak mevzuat gereği gençleştirme veya ağaçlandırma çalışmaları en geç bir yıl içinde bitirilmelidir.” Tavsiyesinde bulundu.İzmir’de çıkan yangınlarda tepkisini dile getiren TMMOB “İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak, orman yangınlarında ateşin üzerine yürüyen, canı pahasına mücadele eden orman personelini kutluyor ve teşekkür ediyoruz. Orman yangınlarının bir felakete dönüşmemesi için, halkımızı daha duyarlı olmaya çağırırken,  ilgili kurumların yukarıda belirtilen tedbirleri hassasiyetle uygulamasını talep ediyor ve yukarıda açıklanan tedbirlerin uygulanmasının takipçisi olacağımızın bilinmesini istiyoruz. Ayrıca felaket sonucu ormansızlaşan alanların ranta açılmaması doğrultusunda verilen sözlerin tutulmasını bekliyor, yeniden ağaçlandırma çalışmalarına elimizden gelen her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu kamuoyuna duyuruyoruz.” Açıklamasında bulundu.

Editör: Haber Merkezi