Cihan Başakçıoğlu - İzmir'in Gaziemir ilçesi sınırlarında bulunan ve "İzmir'in Çernobili" olarak nitelendirilen Aslan Avcı Kurşun Fabrikası arazisinde 2007 yılında tespit edilen radyoaktif atıklar, 2012 yılında kamuoyuna açıklanmasına rağmen 2014 yılında temizlenmeye başlanmıştı. Temizleme işlemi İzmir Turanlar Çevre A.Ş. firması tarafından alanda çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) yapılmadan ve insan sağlığı gözetilmeden gelişi güzel yapılması sonucu, faaliyet 2014'ün Şubat ayında mahkeme tarafından duruldu.

2016 Haziran ayında yapılan ÇED toplantısının açılışında Turanlar Çevre Şirketinin temsilcisi, radyoaktif nükleer atıkların temizlenmesi sırasında TAEK prosedürlerinin uygulanacağını ve herhangi bir şekilde yüzeysel sulara müdahalede bulunulmayacağını, günde 80 ton radyoaktif materyalin temas etmiş olduğu maddelerin uzaklaştırılmasının planlandığını savunmuştu. Gelinen aşamada ise şirketin temizlik işlemine "yerinde ayrıştırma" yöntemiyle başladığı girilmesinin yasak olduğu alan içerisinde görüntülendi.

'TEHLİKE SÜRÜYOR'

Topraktan kepçe yardımı ile alınan atıklar alan içerisinde tazyikli su ile topraktan ayrıştırıldıktan sonra başka bir yere götürülüyor. Ayrıştırma esnasında çıkan su da mahallenin yakınında bulunan bir kanala dökülüyor. Tellerle çevrili alanın dışında taşan suya temas eden çocuklar radyoaktif atıkların içerisinde oynamaya devam ediyor. Hayvancılığın yapıldığı bölgede aynı zamanda bir de ilkokul bulunuyor ve bu da tehlikeyi artırıyor.

'ÇOCUKLARIMIZI ZEHİRLİ ATIKLARIN DİBİNDEKİ OKULA GÖNDERİYORUZ'

Mahalle sakinleri ve çevreciler ise uygulamaya tepkili. Mahalle sakinlerinden Hüseyin Kandemir, kamyonlarla getirilen zehirli atık bulunan toprakların tazyikli ki suyla ayrıştırıldığını belirterek, ayrıştırmadan çıkan zehirli su için topraktan oluşturulmuş setin fayda etmediğini söyledi. Bu nedenle ayrıştırmadan çıkan suların topraktan sızıntı yapıp dibindeki dere yatağına sızdığını ve bunun da tehlike yarattığını söyleyen Kandemir, "Biz ilk önce tüm canlıların sağlığını geleceğini güvence altına alınmasını ve belirli aralıklarla bilirkişi ve bağımsız heyetler tarafından denetlenmesini istiyoruz. Fabrikaya giriş çıkışlar yasak içeride ne gibi çalışmalar yapıyorlar bilemiyoruz. Fakat dışarıdan yaklaştığımızda çok ilkel ayrışma yapıldığına tanık oluyoruz. Orada iş makineleri ile çalışanlar iş güvenliğine uygun malzemeler kullanmıyorlar. Durumun ciddiyetinin farkında değiller. Bizler çocuklarımızı zehirli atıkların dibindeki okula eğitime gönderiyoruz. Acaba bu ne kadar doğru bir karar? Önümüzde kar kış var ve yağmur suyu ile beraber daha çok tehlike yaratacak: bunun önlemi bile alınmadı. Bu kabul edilebilir değil" dedi.

'SUÇ İŞLİYORLAR'

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İzmir Ekoloji Meclisi Sözcüsü Erol Akcan, atıkların kaldırılma kararının önemli olduğunu ancak kaldırılma yönteminin sıkıntılı olduğunu söyledi. Zehirli maddelerin gelişi güzel kaldırılıp kamyona atılacak maddeler olmadığını ifade eden Akcan, bunların çıkaracağı tozların havaya karışmasının yeni bir tehlike oluşturduğunu belirtti.  Akçan, "Bertaraf işlemine sağlıksız bir şekilde devam ediyor. Bu bir suçtur" dedi. Öte yandan daha önce Aliağa'daki gemi söküm işleminden çıkarılan atıkların bu alanda bertaraf edildiği noktasında duyumlar olduğunu söyleyen Akçan, orada kesinlikle atık bertaraf tesisi kurulmasına izin verilmemesi gerektiğini vurguladı.

'YENİ BİR TEHLİKELİ TESİS Mİ YAPILIYOR?

'Ekolojist Ertuğrul Barka ise Aslan Avcı Kurşun Fabrikası'nda temizlik işlemi adı altında yeni bir geri dönüşüm tesisi yapılmak istendiğini altını çizerek, "Şimdi bu alanda, yeni bir geri kazanım tesisi kuruluyor ve ÇED süreci işletiliyor. Bu tesis, yeni getireceği tehlikeli atıklarla birlikte, radyoaktif atıkları da dönüştüreceğini ÇED raporunda yazmış, fizibilitesini buna göre yapmıştır. Yani, radyoaktiviteyi giderme bahanesiyle, mahallenin orta yerinde yeni bir Tehlikeli Atık Geri Dönüşüm ve Kazanım Tesisi yapılmaktadır" dedi.

DİHA

Editör: Haber Merkezi