İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezinde gerçekleştirilen programda İzmir Büyükşehir Belediyesinin kurumsal sürdürülebilirlik lansman toplantısına katıldı. Tugay, açılış konuşmasını gerçekleştirdiği toplantıda, “Bu hazırlanmış olan rapor İzBB’nin tüm kurumsal yapılarını içeriyor. Ve sadece belediyeyle ilgili bir rapor, bunu ayırmak lazım. İzBB’nin aslında bu konuda ne kadar ciddi çalışmalar yaptığını da fark etmek lazım. Bizim kurum olarak sürdürülebilirlik sürecinde, yapılacak çalışmalarda önce kendimize bir yol çizme, çekidüzen verme ve daha sonra bunu beki eşzamanlı çalışmalarla şehirde yaşayan herkese bir şekilde öğretme düşüncemiz var. ‘Öğretme’ demek zorundayım çünkü tabi ki pek çok kurum sürdürülebilirlik konusunda duyarlı ve elinden geleni yapıyor. Ancak bunu hem ülkemiz hem de dünyanın büyük bir kısmı için söyleyebiliriz ki bu çalışmalar istenen seviyeye gelemiyor. Kötü bir noktada bulunuyoruz” ifadelerine yer verdi.
Dünyanın dengesini bozduk
İnsanoğlunun dünyanın dengesini bozduğunu kaydeden Tugay, ”Bu konu konuşulduğunda hep bir rahatsızlık hissiyle konuşuyorum. Bu belediyenin normalde temizlik, yolları yapmak, körfezi temizlemekle, su getirmekle uğraşması gerekiyor ama neden sürdürülebilirlikle uğraşıyor’ diye düşünenler olduğuna eminim. Hatta anketler yapsak sürdürülebilirlik konusunda toplumun büyük bir kısmı ‘çok acelesi yok’ diyebilir. Ama çok vahim bir hata yapılıyor. Bunun farkında olduğumuz için bu konuda bir şeyler yapma zorunluluğu hissediyoruz. ‘Dünya gerçekten herkesi doyurmaya yetecek zenginliğe sahip ama bunun gibi 100 tane daha dünyanız olsa açgözlü insanları doyuramazsınız’. Bir yerlerde bir hata yapıldığını herkes yaşadıklarıyla anlıyor. Çiftçi bakıyor, topraktan eski gibi verim alamıyor. Ya da yazın ortasında, ‘hiç bu kadar sıcak olmamıştı’ diyorsun. Bir şeylerin fiyatı anormal yükseliyor, dönüp baktıktan sonra anlıyorsunuz ki doğanın dengesinin bozulmuş olması nedeniyle maliyet artışları var. Bir gün birisi diyor ki ‘AB bir kanun çıkardı, 2026’dan sonra karbon vergisi alacak’, o zaman anlıyorsunuz. Ne oldu? Basitçe, insanlar olarak dünyanın dengesini bozduk. Bu kadar basit. Sadece bizler için değil başka canlılar için de bu dünyayı aşama aşama yaşanamaz bir yer haline getiriyoruz” dedi.
Bu hata hepimizin
Tugay, hatanın tüm dünyaya ait olduğunu belirten ve bu hata karşısında herkesin sorumluluk alması gerektiğini belirterek, “Eğer, ‘Birileri bu işleri’ halleder diye düşünüyor olabiliriz, ya da ‘benden sonra ne olursa olsun’ diyen de olabilir. Böyle insanların çok olduğunu yapılan çalışmalar gösteriyor. Sorumluluk almaktan kaçınan kişiler ve kurumlar var. Sadece kişisel konforlarına bakan, tüketim özgürlüklerinin peşinde koşan ya da kendi kazancından başka bir şey düşünmeyen bazı insanların haris halleri hem onların hem de dünyada yaşayan tüm canlıların hayatını yok etmeye devam ediyor. Çok ciddi krizler yaşıyoruz. Günlerdir yağmur yağacak diye bekliyoruz. Önümüzdeki günlerde yağar mı belli değil. Ama, ‘şans, belki yağar’ diye düşünüyorsak yanılıyoruz. Şans falan yok. Bilimsel, ölçülebilir gerçekler var. Ölçülebilir gerçekler, ‘bundan sonraki dönemde yağmur yağmayacak’ diyor. Yananları söylemiyorum, yüz binlerce ağaç kurudu. Bununla birlikte birçok canlı da yok oldu. Bu karamsar tabloyu uzatarak konuşabiliriz ama şunu herkesin kendisine sormasını rica ediyorum, ‘Yaşadığımız her şey bir tesadüf mü yoksa bazı şeylerin somut sonuçları mı?’. Bunlar, her birimizin birer birer hatasıdır. Herkesin mutlaka bunda sorumluluğu var” diye konuştu.
Kurum olarak bir kültür oluşturuyoruz
İzBB olarak sürdürülebilirlik konusunda bir ‘kültür’ oluşturma gayreti içerisinde olduklarını açıklayan Tugay, “Şehrimizin, ülkemizin geleceğini düşündüğümüz için, en önemlisi bunun öneminin farkında olan bir kurum olarak bir kültür oluşturuyoruz. Önce yanımızdaki insanlara sonra herkese anlatmaya çalışıyoruz. Beraber bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Neyi başarabileceğimizi tam bilmiyorum. İzmir 2030 yılında ‘Karbon Nötr Olma’ taahhüdünde bulundu ve bu sorumluluk İzmir’deki tüm kurumların sorumluluğundadır. Bunun için karbon salınımına neden olan olumsuzlukları ortadan kaldırmak ya da dengelemek gerekiyor. Bunu nasıl yapacağız? Bizim yaptığımız şeyleri yaparak, nasıl daha az enerji tüketiriz diye düşünerek, kent içerisindeki ulaşımı sürdürülebilir yaparak. Ama bunlarla ne yazık ki bitmiyor. Ne gerekiyor? Artık, ‘İklim Dostu Beslenme’ diye bir terim var. Beslenmenizi doğaya, iklime zarar vermeyecek şekilde belirlemeniz gerekiyor. Bunun en basit yolu israf etmemektir. Diğer bir konu da yerel ürünleri tüketmemiz gerektiğidir. Mümkün olduğunca uzak coğrafyalardan gelen ürünleri tüketmemek gerekiyor. Çünkü uzaktan gelen ürünlerin her biri buraya gelene kadar dünya kadar enerji harcamasına neden oluyor. İklim dostu, daha doğrusu yaşam dostu bir beslenme biçiminin olduğunu herkesin anlaması gerekiyor. Ya da hayvansal ürünlerin her biri çok fazla kaynak tüketen ürünler. Bunun dozunu ayarlamak gerekiyor. İhtiyaç üzeri tüketmemek gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Bu raporu hazırlayan ilk belediyeyiz
Türkiye’de bu raporu hazırlayan ilk belediyenin İzBB olduğunu söyleyen Tugay, “BM’nin son raporuna göre bu iş 2030’dan sonra geri döndürülemez hale gelecek. Sonrasında ise bir grup insan nasıl hayatta kalır bunu konuşacağız. Neyi kaybetmiş olacağız? Gerçekten cennet olan dünyanın bütün güzelliklerini kaybetmiş olacağız. Muhteşem denizleri, dağları, gölleri, hayvanları, her biri birbirinden olağanüstü güzellikleri sadece yemek için, tüketmek için, daha fazla ışık için, daha fazla araba için, kişisel keyfimiz için kendi ellerimizle bu güzellikleri yok edeceğiz. İleride ne olur bilmiyorum ama belki ileride başka bir canlı türü, ‘dünyada insan diye bir canlı türü varmış’ diyebilir. Ben de diğer arkadaşlarımız da geçici olarak kamuda görev yapıyoruz. Bunlar geçici olabilir ama insan olarak dünyaya karşı sorumluluğumuz geçici değil. Bu sorumluluk herkes kadar bizim de üzerimizde. Bu sorumluluğu hissederek bu raporlama çalışmasını yapıyoruz. Bu rapor bize kendi içimizde farkındalık sağlayacak, sürdürülebilirlik kültürü sağlayacak, hatalı noktaları düzeltmemizi sağlayacak. Bunları şeffaf bir şekilde raporladığımız zaman kendi aramızda konuşmuş olmayacağız, bu rapora bakan herkes bunu görecek. Türkiye’de bunu yapan ilk belediyeyiz. Biz bunun çalışmasını aslında Karşıyaka’da yaptık ama nihayetlendiremedik, şimdi İzBB’de nihayetlendiriyoruz. Uluslararası Sürdürülebilirlik Raporunu yazan ilk belediye, Türkiye’de İzBB’dir. Bizim sürdürülebilirlik konusunda çok hassas olmasını beklediğimiz pek çok şirketimiz var. Ama maalesef ülke genelinde en büyük 250 şirketin şu anda yüzde 57’si bunun için çalışıyor” dedi.