TUGAY CAN / İZGAZETE - Tuncay Özkan ve İsmail Saymaz ile birlikte Halk Arenası'na katılmak için geldiği İzmir’de, öncesinde Can Radyo’da Ümit Kartal’ın sunduğu Hayatın İzi programına konuk olan ve gündemi değerlendiren Böke, halefi, CHP Parti Sözcüsü Bülent Tezcan'ın ‘Erdoğan faşist diktatör’ söylemine yüzde yüz katıldığını söyledi. Böke, “Bu söylem hakkında İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı. Bu ancak faşizan rejimlerde olur. İktidarın verdiği reaksiyon ne kadar faşizan bir yönetim olduğunu gösterdi.” dedi.

AKP iktidarının bir çöküş içerisinde olduğunu vurgulayan Böke, “Sanki bir yenilenmeymiş gibi AKP Genel Başkanı,Belediye Başkanlarını istifaya çağırıyor. Ahmet Edip Uğur’un istifası ve bugün birçok örnek faşist bir diktatörlük içinde yaşadığımızın kanıtı. Yüz ellinin üzerinde gazeteci haber yaptığı için hapisteler. Saray rejimi bunları ülkenin bekası için değil, kendi bekası için yapıyor.” ifadelerini kullandı.

Çöküşün hukuk düzeninde de mevcut olduğunu belirten Selin Sayek Böke sözlerini şöyle sürdürdü: “Hukukun üstünlüğü ortadan kalkmış durumda. Bir kişi ben bu lafı sevmedim, soruşturma açılsın diyor ve oluyor. CHP doğruları net bir şekilde söylemek zorunda. Sorun çözmek için teşhisi ortaya koymalısınız. Bu siyasetde böyle. Ana muhalefet olarak teşhisi doğru yapmamız lazım. Başka bir Türkiye’nin mümkün olduğunu insanlara ancak bu şekilde anlatabiliriz.”

“BAZI ADIMLAR HİÇ ATILMAMIŞ OLMASINDAN İYİDİR”

"Saray rejimini sandıkla değiştireceğiz" diyen Böke, “Bizler buna inanamadan başarmak mümkün değil. 16 Nisan referandumunda oy pusulaları çalındı, YSK buna ortak oldu. Bunun karşısına bir şey koyabilmek önemli. Toplumun sadece sesi olmak değil aynı zamanda eylemeliği öncüsü olmak zorundayız. Biz gene o sandığa gideceğiz, oyumuzu koruyup, eylemlilik ve söylemle onları değiştirene kadar mücadele edeceğiz ki yeni bir Türkiye’yi birlikte kuralım.” ifadelerini kullandı.

Adalet Yürüşü'nü değerlendiren Selin Sayek Böke; hak, hukuk ve adalet talebi olan insanların çoğunlukta olduğuna vurgu yaparak “Bizim kalabalık olduğumuz aşikardı.Geç atılmış olsa da bazı adımlar, hiç atılmamış olmasından daha iyidir.” dedi.

“BİZ ORTAKLAŞAMADIĞIMIZ TAKTİRDE GÜÇLÜ DEĞİLİZ”

Adalet Yürüyüşü'nde atılan her bir adımın çok değerli olduğunu ifade eden Böke, “Yürüyüşün ilerleyen günlerinde insanlar pencerelerden hak, hukuk ve adalet talebine ortak oldu. Hatırlarsanız zeytinliklerimizi böyle kurtardık. Önce meclistekiler, sonra STK’lar... Yine cinsel taciz yasasında aynı şey oldu. Türkiye’de kadınların ‘Çocuklarımıza dokunmayın’ dediğine şahit olduk. Önce toplum ve toplumsal muhalefet siyasetin içine dahil edilmezse bugünkü yaşadığımız ortamı yaşamaya devam ederiz. Ortaklaşamadığımız taktirde güçlü değiliz.” dedi.

“BEN SİYASETE KOLTUK HAYALİ İLE DEĞİL TÜRKİYE HAYALİ İLE GİRDİM”

Referandumun arkasından gelen istifasıyla ilgili olarak da “Etmiş olduğum istifa benim tabana karşı sorumluluğum.”diyen Böke, “O istifa bir koltuk için değildi. Laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti içindi... CHP’siz bir aydınlık bir Türkiye göremiyorum.” ifadelerini kullandı.

"İŞİNİ YAPAMAYAN SARAY REJİMİ BEDEL ÖDEYEN VATANDAŞ"

Türkiye’de siyasi değişimin demokratik yollarla olmasının önemli olduğunu vurgulayan Böke, AKP’nin Türkiye’de yarattığı düzene dikkat çekti.“Yolsuzlukla, devlet kapitalizmi ile parti devleti ile bir kişi ne isterse onun yaptığı bir düzen" diyen Böke “Plan Bütçe Komisyonu'nda hazine borçlanma isteniyor. Hazine ancak mecliste öngörülen bütçe açığı kadar borçlanır. Yani 52 milyar borçlanabilir. Ama 37 milyar daha borçlanmak istiyor. Ek borçlanma istiyorsanız gerekçelendirmeniz gerekir, ama hayır gerekçelendirilmiyor. Devletin bunu halka anlatması gerekir. Ben sormaya devam edeceğim. Vatandaş enflasyon altında eziliyor, bu borçlanmayı tüketici ödeyecek. İşini yapamayan saray rejimi, bedel ödeyen vatandaş.” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN SOSYAL DEMOKRASİYE İHTİYACI VAR”

Çözümün sandıkta olduğunu sık sık yineleyen Böke, “Laik, aydınlık, modern bir düzen için herkes bilmeli ki çare dışarıda değil içeride” dedi.

Böke, yeni kurulan İyi Parti ile ilgili soruya cevaben Türkiye’de Siyasal İslam’ın karşısına sosyal demokrasiyi devlet kapitalizminin karşısına ise eğitim sağlık alanında hakiki bir sol sosyal devlet konulması gerektiğini vurgulayan Böke, "Başka partilerin siyasi çeşitlilik açısından bulunması önemli, kendilerine başarılar diliyorum. Türkiye’nin sosyal demokrasiye ihtiyacı var. Türkiye'de bunu sağlayacak tek adres Cumhuriyet Halk Partisi'dir.” şeklinde konuştu.

“İZMİR HEM BANA HEM DE TÜRKİYE’NİN SORUNLARINA YARDIMCI OLUYOR”

Ümit Kartal’ın İzmir’le ilgili sorusuna, “İzmir hayatı dışa dönük yaşayan bir şehir. Hayatın içinde insanlar birinci aktör olduklarını çok iyi biliyor.” şeklinde cevap veren Böke,“Laik, demokratik, modern, kadın erkek eşitliğini savunan bir Türkiye hayalim var ve İzmir'de bunların hepsi var. Diliyorum ki, İzmir bir Türkiye gerçeği olacak.” dedi.

AKP BELEDİYELERİ RANT PEŞİNDE

AKP’li Belediye Başkanlarının istifa sürecini de değerlendiren Selin Sayek Böke, “Bu AKP’nin faşist diktatörlüğünün belediyecilikteki çöküşüdür.” dedi. Rant peşinde olan, halkı yok sayan AKP belediyeciliğinin karşısında İzmir başta olmak üzere CHP’nin sosyal belediyecilik örnekleri olduğunun altını çizen Böke ”Bizlerin bu örnekleri çoğaltmamız, öne çıkarmamız lazım. Çünkü bunu yapabilecek tek adres CHP. Tire Süt Kooperatifi hepimiz için örnek. Her mahallede ücretsiz kreş… Bunlar İzmir de gördüğümüz sosyal belediyecilik örnekleri.” dedi.

İzmir’de iki kadın Milletvekili ve iki kadın Belediye Başkanı olduğuna dikkat çeken Böke,“Türkiye kadın ve erkeğin en eşitsiz olduğu 16 ülkeden biri. Siyasette kadın ve erkeğin eşitliğine baktığımız zaman 144 ülke arasında sondan 16. sıradayız. bunu da değiştirecek olan sosyal demokrat bir parti olarak CHP’dir.” dedi.

“BARIŞ DEMEKTEN KORKMAMALIYIZ”

Böke 2019'a dair ise şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye 2019’a giderken hangi değerler üzerinden siyaset yapması gerektiğini tartışmalı. Biz eğer ortak değerler yaratabilirsek bambaşka bir siyaset alanı açılacak. Adalet Yürüyüşü'nün de, Adalet Kurultayı'nın da kıymeti neydi? Yeni bir Türkiye hayalini hak, hukuk değerleri üzerinden ortaklaştırmasıydı. Şimdi bize düşen görev bu ortaklaşmayı bir yürüyüşle bir kurultayla sınırlandırmayıp o toplumsal muhalefeti siyasete taşıyacak açılımları da yapmaktır. Ortak değerlere dönük bir siyasi mücadelenin ortaya koymasını talep etmeliyiz ve bunu siyasi netlikle yapmalıyız. Biz esasında 16 Nisan Referandumu süreci ile başlayan ortak değerler yakalamıştık. Parlamenter demokrasiyi savunduk. Dolayısıyla bundan sonraki mücadelemiz parti içinde de dışında da demokratik olmak zorunda. Çünkü bu değerleri yaşatırsak 2019 o kadar mümkün olur. Farklı kimliklerin bir arada yaşadığı bir düzen bundan sonraki aydınlık yarınlar için elzemdir. Bu yüzden biz barış demekten de korkmamalıyız. Türkiye’nin toplumsal barışa da ihtiyacı var.” dedi.

“SORUMLULUKLARIMIN GEREKLERİNİ YAPMAYA DEVAM EDECEĞİM”

Ümit Kartal’ın "Olur da yeniden kontenjan adayı gösterilemezseniz ön seçime girer misiniz?" sorusuna “Ortaya koyduğum adımlar bu sorunun yanıtını belirliyor. Zamanı geldiğinde gereğini elbette yaparım. Bana verilmiş olan sorumluluğu çok ciddiye aldım. Seçilince bir yetki değil bir sorumluluk alıyorsunuz.” şeklinde cevap veren Böke “Ben bu sorumluluğun ve yetkinin gereklerini yapamaya devam edeceğim.” dedi.

Editör: Haber Merkezi