SİNEM DALKILIÇ / İZ GAZETE - Güneydoğu da çok olumlu bir rüzgarla karşı karşıya kaldıklarını söyleyen Altıok, “Daha önce gittiğimiz de çeşitli eleştirilere maruz kalırdık ya da başka yorumlarla karşılaştığımız olurdu fakat bu defa Muharrem İnce'nin çok büyük bir karşılık ve kabul bulduğunu gördük. Bu beni çok sevindirdi. Türkiye’nin batısından doğusuna her zaman bir köprü olmayı önemseyerek çalıştık. Her zaman o eşitlik, beraberlik, birliktelik için çalıştık” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin ‘3 B’ politikasına da değinen Altıok, 3 B’nin 16 yıllık AKP iktidarında Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı sorunları özetleyen bir çözüm paketi olduğunu söyledi. Altıok, “Muharrem İnce, biliyorsunuz, özellikle mitinglerde 3 B’den söz ediyor. Barışacağız, bölüşeceğiz ve büyüyeceğiz diyor. Ötekileştiren, ayrıştıran, tek tipleştirmek isterken kendi mezhepsel siyasi ideolojisine ters olan herkesin bambaşka bir yere yaftalayarak ayrı tutan bir anlayışla karşı karşıyayız. Bunun yanısıra, ne yazık ki geçmişten bugüne çözümsüz kalan bu ayrımcı aklın ya da ideolojilerin hedefinde olan Alevilerin, Kürtlerin, kadınların çocukların, ezilenlerin emekçilerin gözünden baktığınızda o barışma çok büyük bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkıyor. Barış kelimesini kullanmaktan dahi imtina eden anlayışlara karşı şimdi öyle bir zamanda gelinmiş oldu ki çözüm önerisinin birinci maddesi olarak barışacağız diyen bir Cumhurbaşkanı adayı var ve bu çok ciddi bir karşılık buluyor. Özellikle de Güneydoğu'da en çok ötekileştirilenlerin olduğu yerde, kadınlarda çok büyük bir karşılığı var” dedi.

‘GEZİ BUGÜNE KADAR YAN YANA GELMEYEN İNSANLARIN BİRBİRLERİNİN ACILARIYLA TANIŞMA SÜRECİYDİ’

Gezi’nin bütün baskıların karşısında kendiliğinden, tabandan, dipten gelen bir dalgayla özgürlük, eşitlik ve barışın özlemiyle ortaya çıkan bir dönüşüm rüzgarı olduğunun altını çizen Altıok, Gezi’nin oluşturduğu barışçıl dilin Muharrem İnce’de karşılık bulduğunu söyledi. Altıok konuşmasını şöyle sürdürdü, “Gezi'de başka bir dil oluştu, başka bir ortaklık oluştu. Bu ortaklık, belki bugüne kadar yan yana gelmeyen insanların yan yana aynı amaç için birlikte isyan etmesiyle ve o süreçte birbirine yardım etmesiyle oluştu. Belki de birbirinin acılarıyla da yeniden karşı karşı kalma daha doğrusu birbirlerinin acılarıyla tanışma süreciydi. Daha önce hiç var olduğunu bilmedikleri, doğru olmadığını düşündükleri sorunların kendi başlarına bazı şeyler geldiğinde, deneyimlediklerinde sahiden var oldugunu gördüler. Bir de o insanların gözünden bakabilmeyi yaşadılar. Yeni bir dil oluşturduğunu görmüş olduk. Mizahıda eksenine alan, asla bugün iktidarın kullandığı katı, kesin, kötücül, ayrıştıran bir dil değil tam tersine mizahi ve ironi barındıran birleşik, kardeş bir dil. Sayın Muharrem İnce'nin siyasi dili de siyasetide işte o dönüşüm rüzgarında”.

‘SENİ BAŞKAN YAPTIRMAYACAĞIZ SÖYLEMİ YENİ SİYASİ DİLİN TÜREVİYDİ’

Muharrem İnce’nin samimi bir siyaset yürüttüğünü ve bunun karşılığını aldığını belirten Altıok, “Muharrem İnce, deneyimli bir siyasetçi ama takım elbiseli kalıp siyaset jargonuyla hareket etmiyor, hem seçmene, kulak veriyor hemde kendisi gibi davranıyor ve bu inandırıcılığını artırdığı gibi kabulünü de arttırıyor. Bugüne kadar mimiksiz, takım elbiseli bir siyasetle karşı karşıyaydık. Bir tek Selahattin Demirtaş, bunun dışında tutulabilir ama o şuanda eşit propaganda gücüne sahip değil. Farklı bir koşulda bulunuyor zaten 'Seni başkan yaptırmayacağız' söylemi de bu söyledigim yeni siyaset dilinin dışavurumunun bir türeviydi. Bir siyasi okuma yaptığımızda, kendi gibi olanını fark yarattığını fark açtığını görüyoruz” şeklinde konuştu.

‘RECEP TAYYİP ERDOĞAN, MUHARREM İNCE KARŞISINDA BOCALIYOR’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’nın Muharrem İnce karşısında bocaladığını söyleyen Altıok, “Ağzını her açtığında, kötülük saçan, ağzı köpükler saçarak kükreyen bir liderin dayattığı Türkiye'nin karşısında, özlem duyduğumuz, özgürlükler Türkiye’sini samimiyetle, gülümseyerek, mitinglerde bile interaktif diyalog sağlayarak, kendisine uzatılan eli geri çevirmeyerek bisiklet getiriliyorsa bir mesaj için bisiklete binerek sürdüren bir lider var. Seçim taktiklerine karşı alabildiğine kendi gibi alabildiğine siyaseti de doğru yerden okuyarak oyun kuran bir kişi ile karşı karşıya, bu kez Recep Tayyip Erdoğan. İlk defa böyle bir rakiple bu kadar yakın karşı karşıya kalıyor. Oda bundan dolayı bocalıyor, aynı dili kullanayım derken de sürekli olmadık gaflar yapıyor. Böyle bir sürecin içindeyiz” dedi.

‘BİZ GEZİDEN BERİ KAZANIYORUZ’

Dip dalgasının fazlasiyla olduğunu aktaran Altıok, “Herkes Gezi bir dışavurum ve bardağın taşıran son damlaydı diye yorumluyor, ben hiçbir zaman öyle görmedim hep bir başlangıç olarak gördüm. Bu da bir kazanımdır, dolayısıyla biz geziden beri kazanıyoruz aslında. Kazandıklarımızı bir şekilde bertaraf eden bir güç var, bu kez onun da bertaraf edemeyeceği kadar şiddetlenerek, çoğalarak gelen bir dip dalga var” diye konuştu.

İstanbul CHP il başkanı Canan Kaftancıoğlu ve Muharrem İnce'nin İstanbul mitingi hakkındaki düşünceleri sorulan Altıok Muharrem İnce ve sol görüşlü bir kadın olarak Canan Kaftancıoğlu’nun statükoyu yıktığını söyledi. Altıok şöyle konuştu, “Her ikisi de sahici, kendisi gibi ve o sahicilik karşıya geçiyor. Her ikiside mevcut statükonun dışında bir şey yapan insanlar. Canan Kaftancıoğlu İstanbul İl Başkanı olduğu zaman süregelen bir statükoyu değiştirdi. Bir çok karalama kampanyası, haksızlığa uğramasına rağmen bunu başarmış birisi. Muharrem İnce her şeyden önce alışılageldiği gibi bir partinin genel başkanı olmayan bir aday. Oda bir statüko kırdı.Statükoların kırıldığı yerlerde umut tesisi yeniden mümkün oluyor”.

Siyasi hayatındaki en güzel şeyin İzmir milletvekili olmak olduğunu söyleyen Altıok İzmirlileri başka bir statükoyu yıkmaya davet etti. Altıok, “Cumhuriyetimizin simgesi, kent kültürünün bugün belki de Türkiye genelinde iki elin parmakları kadar yaşatılabildiği kentlerden biri. Kültürün sanatın, kentin içinde olduğunu, herkesin yan yana durabildiği haklarını birlikte talep ettiği işte o 3 b’yi birlikte burada yaşadığımız şehir. Yaşamın içinde kadının en aktif olduğu kent olan İzmir'de siyasetin içinde aktif kadınları çoğaltmanın yanı sıra burada artık başka bir statükoyuda İzmir’den bizim kırmamız gerekiyor. Bu en çok İzmir'e yakışacaktır. Kadının siyasette var oluşunun önüne gelen engelleri de buradan birlikte kıracağımız bir çalışma yürüteceğiz” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi