EGE HABERLERİ

Belediye Başkanından Akbelen’e destek ziyareti: Bu şirketlerin önünü açanlar kim?

Muğla’nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı’nda zeytin ağaçlarının sökülmesine tepki gösteren Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, köylüleri ziyaret etti. Aras, “Bu şirketlere bu gücü kim veriyor? Bu yasaları çıkaran, el kaldıran, altına imza atanlar, bu şirketlerin önünü açanlar kim? Hesabın bunlardan sorulması gerekiyor” dedi.

Abone Ol

Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy Mahallesi’nde bulunan Akbelen Ormanı’nda, 15 Eylül sabah saatlerinde kesim ekipleri tarafından jandarma eşliğinde zeytin ağaçlarının sökülmesi büyük tepki topladı. Zeytinliklerin sökülmesine karşı çıkan İkizköy Mahalle Muhtarı Nejla Işık ve üç köylü, jandarma tarafından gözaltına alındı. Gözaltına alınan vatandaşlar, ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Bugün bölgede herhangi bir çalışma yapılmazken, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras köylüleri ziyaret ederek destek mesajı verdi. Aras’a CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, CHP Muğla İl Başkanı Zekican Balcı, Milas Belediye Başkanı Fevzi Topuz ve partililer de eşlik etti.

Asıl sorgulamamız gereken bu

Burada konuşma yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, “Bu ağaçlarımızın, bu toprağın, bu havanın, bu suyun, bu ormanın burada yaşayan bitkilerin, böceklerin, insanların hayvanların hepsinin en az bizim kadar bu toprakta, bu ortamda, bu dünyada yaşamaya hakkı var. Aynı Gazze'de yapılan katliam, Gazze'de yapılan soykırım bugün burada zeytine uygulanıyor. Akbelen'de uygulanıyor, Muğla da uygulanıyor. Türkiye'nin her yerinde uygulanıyor. Sadece ve sadece bu alanda değil. Bugün kaz dağlarımız da çok büyük tehdit altında. Bugün Karadeniz'in güzel yaylaları da çok büyük tehdit altında. Erzincan'ımız, Maraş'ımız, Hakkari'miz, Diyarbakır'ımız, Tekirdağ'ımız şu anda özellikle büyük şirketlerin tehdidi altında. Ama bu büyük şirketlere bu yolu açan kim? Asıl sorgulamamız gereken de biraz da bu. Bu şirketlere bu gücü kim veriyor? Bu yasaları çıkaran, el kaldıran, altına imza atanlar, bu şirketlerin önünü açanlar kim? Hesabın bunlardan sorulması gerekiyor” dedi.

Mevcut siyasi iktidar, Anadolu'nun her yerini talan ve tarumar politikasına açmış durumda

Aras, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bugün maalesef çok üzülerek söylüyoruz ki bu rant politikaları yüzünden mevcut siyasi iktidar, Anadolu'nun her yerini talan ve tarumar politikasına açmış durumda. Hiçbir köylünün, hiçbir üretimin, tarımın, hayvanın, bitkinin, hiç kimsenin bir garantisi yok. Bugün sokak hayvanlarını katleden, katletmek isteyen yasayı çıkaranlar ona verdikleri önemin yüzde birini, binde birini bu zeytinler için vermiyorlar. Veya şirketlere açılan yolun taşlarını döşeyenler buradaki yaşamı hiçbir şekilde düşünmüyorlar. Gazze benzetmen bu yüzdendir. Buradaki zeytinler de topraklarından koparılıyor ve sözde taşınabilir raporlarıyla ki onları verenlerin vicdanlarına da aslında bir bakmak lazım. Taşınabilir raporlarıyla bu zeytinler buradan başka yerlere götürülüyor. Bunlara destek veren, yol açan insanları herkesin sorgulaması lazım. Bugün ziraat odaları, bu kentte sivil toplum kuruluşları, ticaret odaları, esnaf odaları neredeler? Herkesin ayağa kalkması lazım. Biz bugün hiçbirini göremiyoruz. Maalesef göremiyoruz. Bu kentin sahibi olduğunu düşünüp o koltuklara oturmuş ama hiç ağzını açmayan korkan ‘Aman bizim de başımıza bir şey gelir. Aman bize de bir şey olur. Aman çocuğumu işe almazlar’ diye korkanlar inanın kendilerini bekleyen sondan kurtulamayacaklar. Çok pişman olacak. Herkes burada bu köylerdeki herkes çok pişman olacak. Buralar çölleştiğinde artık yaşanmaz hale geldiğinde ‘Eyvah biz ne yaptık’ diyecekler.

Bunlar ülkeyi tarumar etmeye yemin etmişler

Milletvekillerin seslenen Aras, “Bu kararı alanlar, bu kararı alan oraya imza atanlar, sizin de köyünüz var be kardeşim. Milletvekilleri sizin de köyünüz var kardeşim. O kararı alıp bu kararı geçiren komisyon üyeleri sizin de köyünüz var, aileniz var. Köyünüzden mezarınızı kaldırsalar, atanızın babanızın evini yıkıp taşısalar, tarlanızı, sapanızı yok etseler siz buna eyvallah eder misiniz ya? Ne uğruna soruyorum. Ayıptır ya. Ayıptır vicdanınıza sesleniyoruz biz sizin. Yeter artık ya. Bunu yapan şirketler değil, buna yol açan o vicdansızlar bunu yapan. Bugün Türkiye'nin her yerinde bu işe yol açan vicdansızlar bunlar, bu şirketin de önünü açıyorlar. Kaz Dağları'nda başka bir şirketin de önünü açıyorlar. İliç’te yabancı altın şirketlerin de önünü açan yine bunlar. Bunlar ülkeyi tarumar etmeye yemin etmişler. Buradaki mücadeleyi görüyoruz. İlk günden beri destekliyoruz, desteklemeye devam edeceğiz. Tek amacımız topraklarımızı korumak, havamızı, suyumuzu korumak, kimsenin işiyle, gücüyle, parasıyla, puluyla, kazancıyla bol bol zenginleşsinler. Ama bizim topraklarımıza dokunamazsınız” diye konuştu.

Amaç zeytin taşımak değil köylüleri buradan sürgün etmek

İkizköy Muhtarı Nejla Işık, bölgede 72 vatandaşla birlikte zeytinliklerin korunması için dava açtıklarını hatırlatarak, şu açıklamayı yaptı:

“72 vatandaş dava açtık zeytinlerimizi korumak için. Ne yaptılar? Dün girdiler sabahın erken saatlerinde. Üzerinde meyvesine rağmen. Bu sıcakta bu sıcakta meyve taşınır mı? Amaç zeytin taşımak değil. Amaç köylüleri buradan sürgün etmek. Adım adım gidip önce Akbelen'i yutmak, Akbelen içindeki zeytinlikler bitti mi zaten, İkizköy'de bitti demek. Çamköy, Karacahisar, Hasanlar, Balcılar, Çiftlik, Fesleğen, geri de madene giden köyler de bitti demek. O yüzden tüm isyanımız buradaki yerel halka öncelikle. Bizler burada 15-20 KİŞİ olabiliriz altı yıldır. Ama güçleniyoruz. Ne olur buna ses verin ve bundan sonra tek bir zeytin ağacına dokundurtmayalım dedi. Gözaltına alındık dün. Dört kişiydik. Onlarca askeri, şu gördüğünüz tepeye yığdılar. Şirket işini rahatça yapsın diye. Şirket o zeytinleri talan etsin diye. Ha bizim kolumuzu kesmiş, ha çam ağaçlarımızı, ha zeytin ağaçlarımızı kesmiş. Ama biz dediğimiz gibi bırakmadık. Girdik ve o katliamı gösterdik.”

CHP Muğla İl Başkanı Zekican Balcı, “Ne yazık ki bütün ısrarlara rağmen, bütün karşı çıkmalara rağmen iktidar partisi ve iktidar partisinin milletvekilleri bu yanlışta ısrar ediyorlar. Biz de sonuna kadar bu mücadeleye devam edeceğiz. Direnerek kazanacağımızı ümit ediyoruz. Bu imzayı atanların bu yanlıştan döneceğine inanmak istiyoruz. Yarın da Anayasa Mahkemesi'ne bir başvuru olacak. Hukuki, siyasi ve sosyal mücadelemiz bu süreçte sonuna kadar devam edecek. Toprağımızı korumaya, suyumuzu, zeytinimizi korumaya hep birlikte devam edeceğiz” dedi.

İptal başvurusunda bulunacağız

CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, “Yarın Anayasa Mahkemesi'ne yürütmeyi durdurma istemli, çıkan zeytin yasasını da baypas eden bu yasayla ilgili iptal başvurusu yapacağız. Daha kapsamlı bir yasa ama bugünün önemine binaen zeytin yasasında bugün zeytinlerin kesilmesine olanak veren hükümlerin özellikle yürütmesini durdurmasını isteyeceğiz. Yarın bu yapılmadan önce dün adeta ne yapacaklarının provasını gösterir şekilde üzerinde zeytin taneleri bulunan canlı bitkileri sökerek yok ettiler. Bu gelen tehlikenin bir başka işaretiydi. O nedenle köylüler, yarın bu yerleşim yerinin ve zeytinlerin ortadan kaldırılması durumunun, kendi topraklarına ve kendi evlerine geleceğinin çok farkında olarak buna itiraz ediyorlar. Haklı itiraz ediyorlar. Çünkü yaşamı yok etmek isteyen girdilerine karşı itiraz ediyorlar. Biz de onların bu itirazlarına güç vermeye devam ediyoruz.”

Buna müsaade etmeyeceğiz

Milas Belediye Başkanı Fevzi Topuz da 48 köyün daha tehlike altında olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Akbelen’in veya diğer ormanlık alanların birçoğunun, hatta İkizköy'ün bir mahallesinin tamamen yok olduğunu görüyoruz. Demek ki bu sermaye dediğimiz Emperyalist güçler tarafından bu bölgenin talan edilmesi söz konusudur. Ama yerel yöneticiler olarak bizlerin bu toprakların korunması, bu toprakların savunması, burada yaşayan vatandaşların sonuna kadar desteklenmesi amacıyla biz varız. Geçmişte bu derelerden böyle yaz aylarında dahi su akan bir noktadaydık. Benim 1970’li yıllarda termik santralde bir mühendis olarak çalıştığım dönemlerde bu bölge, hem verimli hem de inanılmaz bir şekilde doğal güzelliği vardı. Ama her geçen gün bir tahribatıyla beraber yok olduğunu görmek istiyoruz. Bizler, burada yaşayan vatandaşlarımızın hem toprağı hem doğayı hem de geleceğe koruma açısından köylerimizin bu direnişini ve savunmasını sonuna kadar destekliyoruz. Biz de sahip çıkıyoruz. Yalnız bu köyle bitmiyor iş. Kömür iştahı veya enerji sağlanması için burada aşağı yukarı bir 48-50 köyün yok olması gerekiyor. Biz buna müsaade etmeyeceğiz. Bir yerel yönetici olarak vatandaşlarımızın o haklı taleprini sonuna kadar hem destekliyoruz hem de korumayı savunuyoruz.”