Batuhan KAYA/İz Gazete- Kıyı Ege Belediyeler Birliği (KEBB) Genel Kurulu İzmir’de gerçekleştirildi. Toplantıda afet yönetimi, iklim krizi, nüfus artışı ve belediyelerin karşı karşıya kaldığı mali kriz ve AKP hükümetinin baskılarına dikkat çekildi. Genel Kurulun açılış konuşmasını gerçekleştiren KEBB Başkanı Ahmet Aras, “14 bin TL emekli maaşı, 22 bin TL asgari ücretle derinleşen bir yoksullukla karşı karşıyayız” diyen Aras, konuşmasının devamında, Kreşten yaşlı bakım evine, sağlıktan eğitime kadar merkezi hükümetin yeterince ulaşamadığı birçok alanda biz varız. Ama bizim de desteğe ihtiyacımız var. Merkezi hükümete diyoruz ki: Biz birlikte yapalım, birlikte üretelim” ifadelerini kullandı.
Aras konuşmasının devamında, belediyelerin “şeffaf ve hesap verebilir” şekilde yönetildiğini söyleyerek, “Bugün belediyelerimiz şeffaf, hesap verebilir, katılımcı bir anlayışla hizmet üretirken ekonomik baskılarla boğuşuyor. Belediyeleri zayıflatarak bir başarı elde edemezsiniz. Bizim önerimiz çok net: Bizi dışlamayın, birlikte çalışalım. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi demek, halkın ihtiyaçlarının daha hızlı ve etkili bir şekilde karşılanması demektir. Siyasette insana dokunmak var. Yurttaşın derdi neyse onu çözmeliyiz" diye konuştu.
“Belediye Gelirleri Kanunu acilen değişmeli”
Belediye gelirlerinin yetersiz olduğunu ve ilgili kanunun acilen değişmesi gerektiğini vurgulayan Aras, “Hâlâ belediye gelirleri yasasında hava gazı geçiyor, doğalgazdan bahseden tek bir madde yok. Bugün milyonlarca liraya satılan konutlardan alınan emlak vergileri çok düşük kalıyor. Bu durum sürdürülebilir değil. Belediye gelirleri kanunu acilen güncellenmeli. İdare dediğimiz şey görünüşte merkezi ama yerelden gelen iradenin dikkate alınması gerekiyor. Belediyelerin getirdiği projeler, öneriler görmezden gelinemez. Halkın seçtiği yerel yöneticilerin karar alma süreçlerine dahil edilmesi kaçınılmazdır” şeklinde konuştu.
“Kayyım kabul edilemez”
Seçilmiş belediye başkanlarına kayyım atandığını ve bunun kabul edilemez olduğunu söyleyen Aras, "Seçim kurulları, Yüksek Seçim Kurulu bu adayların seçime katılmasına onay verdi. Peki ne oldu da seçimden sadece iki ay sonra bu başkanlar hakkında davalar birdenbire hızla açılmaya başlandı? Bu hukuksuzluk artık herkesin gözleri önünde gerçekleşiyor. Herkes biliyor, bu işlerin arkasında siyasi baskılar olduğunu. Bu davalar yıllarca rafta tutuldu, sonra bir anda açıldı. İnsanlar gerçekten merak ediyor: Acaba neden şimdi?” dedi.
“Evrak imzalayan personelin elleri titriyor”
Aras, belediyede evrak imzalayan personellerin ellerinin titrediğini söyleyerek, “Yargı görevini yapmalı ama bu şekilde bir siyasi baskı aracı olarak kullanılmamalı. Artık belediyelerimizde çalışan personel bile bir evrak imzalarken elleri titriyor. Vatandaş hizmet bekliyor ama içeride bir korku ortamı yaratılmış durumda. Sanki tüm belediyeler suç örgütüymüş gibi bir algı yaratılıyor. Bu uygulamalar ne demokrasiyle ne de insan haklarıyla bağdaşır” diye konuşan Aras, seçilmiş kişilerin halkın iradesini temsil ettiğini vurgulayarak, “Bu insanlar ne teröristtir ne de yurtdışına kaçacak suçlulardır. Yıllardır görevde olan belediye başkanlarımız bir anda hedef haline getirildi. Bu süreçler halk tarafından da kabul görmüyor” diye konuştu.