Türkiye'nin balıkçılık politikasının sürdürülebilir olmadığını belirten Dervişoğlu, Sektördeki devamlılığın olabilmesi için stokların doğru yönetilmesi ile birlikte ekolojik ve sosyal içeriğingöz önünde bulundurularak yapılmasını önerdi. Dervişoğlu, “Kanun ve değişiklik getiren taslak, balıkçılık yönetimi için ülkemizin de kabul ettiği ekosistem temelli yaklaşım esasından uzaktır. Yararlandığımız türlerin içinde bulunduğu ortamın yönetimine, ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik bir düzenleme de getirmemektedir” eleştirisinde bulundu.

'RANT ODAKLI KANUNU KABUL ETMİYORUZ'

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminden kaynaklı düzenlemenin yanlış olacağı uyarısında bulunan Dervişoğlu, “ Ekosistem dengesini öngören, uzmanların denetim ve gözetiminde işlenmesi anlayışının  yerine, kanun teklifinin 2'nci maddesinde gördüğümüz gibi, doğayı, çevreyi, kültürel yapıları tahrip edecek, rant odaklı projelerin önünü açan kanun maddelerini kabul etmiyoruz” dedi.

'ART NİYETLİ BİR DEĞİŞİKLİK'

Düzenlemenin art niyet taşıyan bir değişiklik talebi olduğunun altını çizen Dervişoğlu eleştirilerini şöyle sürdürdü: “2'nci maddede deniz ve iç sularda veya bu yerlerden su alınarak karadaki su ürünleri yetiştiricilik bölgelerinin belirlenmesinde, tahsis edilecek ticari yapılarda Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ve Kültür ve Turizm Bakanlığının altmış gün içinde görüş bildirmemesi durumunda olumlu görüş alındığını varsaymak ve projeyi onaylamak art niyetli bir değişiklik talebidir. Bu teklif onaylanırsa ülkemizde kültür ve doğaya zarar verecek her proje bakanlıklarda altmış gün sümen altı edildiği takdirde onaylanmış sayılacaktır.”

Editör: Haber Merkezi