Mertcan Titiz’in sunduğu Söz, Müzik ve Dahası programının konuğu müzisyen Rahmi Can Gür oldu. Hem Ankara’da hem İzmir’de sahne yapan biri olarak Ankara’da müzik kültürünün daha ileri seviyede olduğunu dile getiren Gür, “Ankara kültürel olarak birçok yenden kendini çok iyi beslemiş” diye konuştu.
Pandemi sürecini özel ders vererek geçirdiğini söyleyen Gür, “Bağlama dersleri vererek hayatımı idame ettiriyordum. Pandemi süreci de bunun pekişmesine neden oldu. İnsanlar evde durdukları süre zarfında çeşitli kurslara yazılarak geçirdi. Ben de bu durağan süreci bu şekilde dersler vererek geçirdim. Hayat bir şekilde akıp gidiyor. Ben de bir ucundan tutmak istedim. Bu şekilde yüksek lisansa başladı. Ama pandemi her şeyi etkilediği gibi tez sürecimi de etkiledi. İnsanlarla görüşme konusunda çeşitli sıkıntılar da oldu” dedi.
‘BAŞKA BİR DÜNYA VAR’
Ankara’da ve İzmir’de sahne yapan biri olarak Ankara’da müzik kültürünün daha ileri seviyede olduğunu söyleyen Gür, “Ankara’da müzik yapmanın daha iyi olması, sadece müzik piyasası açısından geçerli değil. Onun dışında kültürel atmosfer olarak baktığımızdan Ankara’da başka bir dünya var. Kültürel olarak birçok yenden kendini çok iyi beslemiş. Çok iyi okulları var. Anadolu’nun birçok kentindeki gibi gariban ama okumaya meyilli kitlesi var. İzmir bu noktada biraz daha farklı kaçıyor. Bu da hem müzik yapana hem de dinleyene yansıyor” diye konuştu.
‘SANATTA KABUL GÖRMÜYOR’
Sanatla siyasetin, muhalefetin kurduğu ilişkiye dair de konuşan Gür, “Geleceğe dönük bir kesişim planında bulunmak anlamsız. Çünkü içerisindeyiz. Hayat nasıl akıyorsa müzisyensek müzisyen, işçiysek işçi kimliğimizle o tavrın içerisinde kendimizi yaratmaya devam edeceğiz. Sanat muhalif midir değil midir kısmına baktığımızda şu bir gerçek; bugün AKP kendisine ait sanatsal bir kalem yaratmaya çalışıyor. Şu benim hoşuma gidiyor; her şeyi alabiliyorlar, yapabiliyorlar ama bunu yapamıyorlar. Sanat camiasında yapmaya çalıştıklarının o kadar iğreti durması, kabul görmüyor oluşu sanatı daha değerli noktaya taşıyacak gibi duruyor” dedi.
‘YÜKSEK LİSANSTA İCRA YOK’
Müzik eğitimlerinde icraya önem verilmemesinin müzik camiasının kanayan yaralarından biri olduğunu söyleyen Gür, “Müzisyenler genel olarak icraya çok önem veriyorlar. Özellikle güzel sanatlar liselerinden ve bu işe ilkokul seviyelerinden başlayan kişiler kendileri ayrıca entelektüel gelişim çabasında değilse orası o şekilde kalıyor. Ege yüksek lisanın da bir kısmı bu şekilde. Entelektüel olarak bir çaba yok ama artık yüksek lisans ve doktora seviyelerinde müziğin derinliğine inmeye başlıyoruz. İcraya dair bir şey kalmıyor. Bu da açıkçası sığlaşmaya neden oluyor ve sıkıntılı bir durum” şeklinde konuştu.