İzTV’de Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel’in konuğu Sosyal Güvenlik Uzmanı ve İzmir Emekli Emekçiler Derneği Başkanı Dilek Ete oldu. Ekonomik krizden en çok etkilenen kesimlerin başında gelen emeklilere bir kötü haberin de bankalardan geldiğini söyleyen Ete, “Emekli 10 yıldır geçinecek maaşı alamadığı için bankaların kapısını çalıyordu fakat artık, tüketici kredisini ödeyemiyorsa maaşına haciz konulabilecek” dedi.
Emeklilerin son 10 yıldır aldığı aylığın maaş değil sosyal yardım olduğunu ifade eden Ete, “16 bin 881 TL ile emekli birinin evi olduğunu varsayalım; pazara mı gidecek, elektriğini, suyunu, doğalgazını mı ödeyecek, tatile mi gidecek? Tatil yöreleri artık 86 milyonunun yüzde 5’ine tatil yaptırıyor” dedi.
Yeni davaların yolunu açtı
Geçinemeyen emeklinin gidebileceği tek yerin bankalar olduğunu belirten Ete, “Devlet, son 10 yıldır emeklinin geçineceği aylığı vermeyince emekliler, adeta bir tefeci gibi hareket eden bankaların kapısını çaldı. Kanunda ‘Emeklinin aylığı, Sosyal Sigortalar Kurumu’na bir prim borcu yoksa ve nafaka yoksa hiçbir şekilde haczedilemez’ maddesi var. Fakat bloke ve haciz koyma yetkisini alan bankalar, eğer emekli tüketici kredisini ödeyemiyorsa bununla ilgili dava açıyorlardı. Mahkemelerde Yargıtay’ın birden fazla farklı görüşü vardı. Bir tanesi ‘evet, haciz koyabilir’ diyor; diğeri ‘koyamaz’ diyordu. Geçtiğimiz hafta Yargıtay, bunları tek bir maddede birleştirdi: ‘Eğer bankadan bir tüketici kredisi aldıysanız ve ödemede zorluk çekiyorsanız, ona bloke konulabilir’ diyor maddede. SGK’ya bir borcunuz varsa ya da nafaka borcunuz varsa, yüzde 25’ini alabiliyorsunuz. Şimdi burada ‘yüzde 25’ini mi alacaklar, yoksa sözleşmeyle yüzde 30-35’ini mi alacaklar?’ gibi soru işaretleri var. Aslında Yargıtay bu kararıyla yeni davaların yolunu açtı. Umarım emekliyi koruyan yeni yasalar gelir, çünkü bu içtihat kararıyla bankaları koruyorlar ve emekliyi görmezden geliyorlar” açıklamasını yaptı.
Toplum adınaydı
Emekli Yargıtay Üyesi Seyfettin Çilesiz’in, madde sepetini açıklamayı bıraktığı için TÜİK’e açtığı davaya da değinen Ete, dernek olarak benzer bir davayı kendilerinin de açtığını söyledi. Ete, “Bu dava yalnızca Seyfettin Çilesiz’in davası değil, tüm topluma ait. Böyle insanların sayısı artsın; çünkü TÜİK bir şekilde bize bunu açıklamak zorunda. Sokaktan herhangi birine mikrofon uzatsanız, herkes pahalılıktan şikâyet ediyor. Hepimiz yanılıyoruz da bir tek TÜİK mi haklı? Toplumda birisi açsa, siz tok bile olsanız onun açlığı bir süre sonra sizi de yakar. ‘Herkes yapsın, ben bundan yarar sağlayayım’ düşüncesi çok kötü bir bakış açısı. Çünkü bir gün senin de kapını çalacak. Bugün herkes 16 bin 881 TL almıyor ama 4,5 milyon emekli alıyor. Bu, diğerlerinin de o aylığa düşmeyeceğini göstermiyor. Bugün 20-25 bin TL alan da eğer düzeltme olmazsa bir süre sonra aynı rakamla birleşecek” dedi.
Gündemde tutmalıyız
Emeklilerin yaşadığı sorunların daha çok gündeme getirilmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Ete, “Açlık, sofuluğu bozar; en önemli şey ekonomi. Emekli olup hâlâ çalışmaya devam edenler var. Bunu gündemde tutup, bir an önce iktidarın seçimi beklemeden emekli ve emekçi için bir düzenleme yapmasını sağlamamız lazım. Ne asgari ücretle geçinilir ne emekli aylığıyla. Milli gelirden emekli ve emekçinin daha fazla pay almasına gayret göstermemiz gerekiyor” ifadelerine yer verdi.