BATUHAN KAYA/İZ GAZETE- İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, 68 kuşağı önderlerinden Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ı anmak için Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir araya geldi.

Yapılan basın açıklamasına bileşenlerin yanı sıra Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu ve DEM Parti İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk katıldı.

Celladın öldüğü gün…

Türk Mimarlar ve Mühendisler Odası İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Aykut Akdemir basın açıklaması öncesinde yaptığı konuşmasında, "Denizlerden bugüne gelen tüm mücadelelerde, hakkın, emeğin, tüm Anadolu halklarının mücadelesinde bir adım geriye düşmeden, bu mücadelede yitirdiğimiz tüm İzmir halkına selam söylüyoruz… Yitirdiğimiz dostları acıyla anmaktan ve bugüne kadar bir kere bile özür dilemeyen, yine bir mayıs sabahında, bir celladın öldüğü günde anıyoruz dostlarımızı, yoldaşlarımızı… Deniz’in Yusuf’un Hüseyin’in dostlarına bir kez daha selam söylemek için buradayız!” dedi.

Devletin eliyle işlenen cinayetler

Basın açıklamasını okuyan KESK Dönem Sözcüsü Nihat Filiz, “6 Mayıs 1972'de asılarak idam edilen Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ı anıyoruz.  12 Mart askeri darbesi koşullarında, emir-komuta zinciriyle gerçekleşen yargılamada, Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi tarafından hukuk adeta katledilerek, "Tam Bağımsız Türkiye" mücadelesinin yiğit evlatları, üç fidanımız hakkında idam cezaları verildi. Emperyalizme ve faşizme karşı mücadele eden öğrenci gençliğe, işçi ve emekçilere, ezilen halklara gözdağı verilmek istendi. Bu idamlar, devlet eliyle işlenen siyasi cinayetlerdir. Sinan Cemgil ve arkadaşları Nurhak'ta, Mahir Çayan ve arkadaşları Kızıldere'de, İbrahim Kaypakkaya işkencede, Deniz Gezmiş ve arkadaşları Ankara Ulucanlar Cezaevinde öldürülmüş; bir dönemin devrimci gençlik önderleri fiziken ortadan kaldırılarak mücadele ettikleri değerler yok edilmek istenmiştir” dedi.             

68 gençlik önderleri emperyalizmin karşısında durdu

Deniz Gezmiş ve 68 kuşağı gençlik önderlerinin o dönemde emperyalizme karşı verdikleri mücadeleyi hatırlatan Filiz, “1968 gençlik hareketi akademik özgürlükler için, bilimsel ve demokratik eğitim için Üniversitelerde boykotlar, işgaller, yürüyüşler, forumlar gerçekleştirmiştir. İşçilerin grev ve direnişlerine, sendikal örgütlenme mücadelesine, köylülerin emperyalist sömürüye karşı mücadelelerine destek vermişlerdir. Emperyalizme karşı ezilen halkların bağımsızlık mücadelesini desteklemiş, Türkiye'nin ABD ve NATO'nun ileri karakolu haline getirilmesine karşı çıkarak, Amerikan 6. filosunu ve askeri üslerini protesto etmişlerdir. Filistin halkının özgürlük mücadelesine katılmış, İsrail devletini koruyan Kürecik radar üssüne dikkat çekmişlerdir.  Zap köprüsünü inşa ederek Kürt ve Türk halkının kardeşliği, eşitliği, ortak geleceği için hem fiziki hem de simgesel anlamda çok önemli bir temel inşa etmişlerdir” diye konuştu.

Halk düşmanları

Filiz, açıklamasının devamında Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idamı için meclisteki oylamada “evet” oyu verenleri halk düşmanı diye niteleyerek şöyle konuştu:

“1790 aydın, yazar, sanatçı, akademisyen, hukukçu Meclis'in, idam kararlarının uygulamamasını ve idam cezasının yasalardan kaldırmasını istedi. Fransa Sendikalar Konfederasyonu, birçok ülkeden işçi sendikaları, siyasi partiler, insan hakları örgütleri idamlara karşı harekete geçtiler. Ancak, Meclis'te 273 kabul oyuyla idam cezaları kabul edildi. Adlarına şiirler yazılan, türküler, ağıtlar yakılan üç devrimci gencin idam edilmesi için el kaldıranlar, halk düşmanları olarak tarihteki yerlerini almışlardır. Deniz Gezmiş 'in, Hüseyin İnan 'ın, Yusuf Aslan'ın, 6 Mayıs 1972 günü sabaha karşı Ankara Ulucanlar Cezaevi avlusunda, idam sehpasında tereddüt göstermeden ölüme yürürken haykırdıkları son sözleri, "Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye, Yaşasın İşçiler, Köylüler, Yaşasın Devrimciler! Kahrolsun Faşizm, Kahrolsun emperyalizm." olmuş, bu sözler, ulaştığı yüreklerde yankılanarak, kuşaklar boyunca aktarılarak bugüne taşınmıştır”

İzmir Emek ve Demokrasi güçleri, basın açıklamasının ardından Gündoğdu Meydanı'ndan denize karanfiller bırakarak anmayı sonlandırdı.

Editör: Duygu Kaya