Aralarında ünlü futbolcular Arda Turan, Emre Belözoğlu, Fernando Muslera ve Selçuk İnan’ın da olduğu 21 kişiyi "yüksek karlı gizli fon" vaadiyle dolandırdığı suçlamasıyla Denizbank Levent Büyükdere Caddesi Şubesi Müdürü Seçil Erzan'ın da aralarında bulunduğu 2'si tutuklu 7 sanığın yargılanmasına İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Tutuklu sanıklar Seçil Erzan ve Ali Yörük'ün hazır edildiği duruşmada, Arda Turan, Emre Belözoğlu ve Fernando Muslera ile sanık ve müşteki avukatları da katıldı.

Muslera: Hiçbir zaman kazancım olmadı

Fernando Muslera'nın ifadesi tercüman aracılığıyla alındı. Muslera, verdiği ifadede şunları söyledi:

"Seçil Erzan'ı 2011 yılında tanıdım. Beni 2022 Aralık ayında arayıp teklifte bulundular. Parayla ilgili beni Finans İşleri Müdürü gibi kişiler arıyordu. Denizbank'ın fon hesabıyla ilgilenen Seçil arıyordu. Bana 1,5 ayda yüzde 35'lik kazanç teklifinde bulundular. Seçil Erzan bana 'Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu bu hesabı idare ediyor, bu hesabın başında ve bu Denizbank tarafından yapılan bir şey' diyordu. Denizbank hesabından 700 bin doları çekip Musa Mert Çetin'e verdim. Ziraat Bankası'ndan 500 bin doları çekip yine Musa Mert Çetin'e verdim. Ziraat'ten çektiğim parayı Mert'e bankanın şube kapısının önünde elden teslim ettim. Seçil Erzan bana paranın geri ödeneceğine dair resmi evrak verdi. Mart'ın sonuna doğru 1.2'lik yatırıma karşı 700 bin dolarım bana geri verildi ama bu para zaten benim paramdı. Bu para verildiğinde bana belge verilmedi. Benim herhangi bir kazancım olmadı. Seçil hanım Türkiye'deki olayları öne sürerek para konusunda beni oyalayarak zaman uzattı. Erzan'a para vermem hususunu bana Mert söyledi. Kendisini 2011'den beri tanırım, arkadaşımdı. Kendisine güvenirdim. Erzan'la aramızdaki bağlantıyı o kurardı. Seçil ve Mert dışında kimse bana aracı olmadı. Bana ne kadar yatırım yaparsan yap yüzde 35 kazanacaksın dediler. Zamanında kar elde edemediğim için de sonraki aramaları kabul etmedim. Benim asıl güvendiğim banka ve Seçil Erzan'ın oranın müdürü olmasıydı. Paramı almakta zorlandığım için Mert'e eğer parayı alamazsak bankanın üst düzey yetkililerine şikayette bulunacağımı söyledim."

Parayı zamanında ödemiyordu

İfadesinin ardından savcının, Seçil Erzan'la arasındaki ilişkiyi sorması üzerine Muslera, "Aramızda sadece banka ve Galatasaray ilişkisi vardı." dedi. Mahkeme başkanının da kendisine fonda başka birileri de var denilip denilmediği sorusuna ise Muslera, "Yatırımdan önce bana isim vermedi. Yatırımdan sonra benim de tanıdığım ünlü isimleri beni rahat ettirmek için söylüyordu. Çünkü vaat ettiği parayı zamanında ödemiyordu.

Fonda Fatih Terim'in de parası var

Emre Belözoğlu ise ifadesinde şunlara değindi:

"Süreç savcılığa verdiğimiz beyanlarda olduğu gibidir. Her şey bir sabah Volkan'ın beni aramasıyla başladı. Denizbank'ın fonu olduğunu söyledi. Paraları parça parça Volkan'a verdim. Volkan da bu paraları Seçil'e teslim ettiğini söyledi. Seçil, ilk parayı teslim etmeden önce fonla alakalı bilgilendirmeyi bana yaptı. Bankada Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu'nun yönettiği fon var ve yüksek kar olduğunu Seçil söyledi. Paraların teslim alınmasıyla alakalı zamanlama sürdüğü için parça parça teslim edildi. Paranın belli bölümünü toplamayla geçti o süreç. 4 milyon 290 milyona ulaştıktan sonra daha fazla yatırım yapmamı söyledi. Hedef rakamın 5-10 milyon olduğunu söyledi. Para için bazı arkadaşlarımdan da borç aldım. Toplamda ne kadar verirsek fazla kazanacaksınız dendi. Seçil'le yüz yüze 1 kere birkaç defa da telefonla görüştük. Tüm parayı verdikten sonra görüştük. Seçil'e ulaşamayınca paraları teslim ettikten sonra bana verilen kağıtlarla bankaya gittim. Hiç para alamadım. Süreç son verdiğim 1 milyonun dekontunun da gecikmesiyle başladı. Aşırı şüphe duyduğum bir durum olmamıştı. Şikayetçiyim. Ne zaman çağırırsanız gelirim. Seçil de Fatih Terim'in burada parası var dedi. Ama ben Fatih Terim'le bu konuyla ilgili hiç görüşmedim. Fatih Terim fonu diye ilk defa duyuyorum. Ben parayı bankaya ve Seçil Erzan'ın bulunduğu mevkiye güvenerek verdim. Olaydan sonra bankaya Terim ve Arda ile gitmemizin sebebi Terim'in büyüğümüz olmasıydı."

Arda Turan: Faiz olmadığını fon olduğunu söyledi

Arda Turan ise mahkemedeki beyanında şunlara değindi:

"Seçil Erzan, bankacılık işlemlerimi yapıyordu. Bir keresinde beni ofisine davet etmişti. Gidememiştim. Ekim 2022'de olması gerekiyor. Beni telefonla aradı, mevduat getirmemi istedi bir çok kez. Ben hayatım boyunca faiz almadığımı söyledim. Kendisi de fondan bahsetti. Bunun faiz olmadığını, fon olduğunu söyleyerek beni ikna etti. Nefsime yenik düşerek kabul ettim.

Ekim sonundan Ocak başına kadar bazen borç alarak bazen taşınmazlarımı satarak para verdim. Toplamda 13 milyon 900 bin dolar kadar para verdim. Kendisi de 6 milyon kadar geri verdi. Parayı verdiğimde bana Denizbank imzalı kağıt da verdi. Şubeye gittiğimde de bana ekranlarını gösterdi. Denizbank'ın starlarından biri gibi gösterdi kendisini. Bu paraları neden elden veriyoruz diye sorduğumda, 'Ardacım bu fon bankanın hazinesinde oluyor' dedi. Paramı istediğimde annesinin hasta olduğunu söyledi.

Denizbank bundan sorumludur

Ben Denizbank'ın şubesine, Levent'in göbeğinde evraklarla para verdim. Ben tamamiyle Denizbank'a güvenerek bu paraları verdim... Denizbank bundan sorumludur. Denizbank, şube müdürüne sahip çıkmalıydı. Seçil Erzan'a değil. Hayatım boyunca onu tehdit etmedim, hakaret etmedim. Şartları zorlamasına rağmen, sözlerini tutmamasına rağmen hakaret etmedim. 7.5 milyon dolar kaybettim. Parayı verme konusunda beni ikna etti çünkü belge vardı. Ben bankaya gidip oturduğumda da bana ekranları gösteriyordu. Benim amacım, 'Denizbank paramı yönetsin' idi. Ben Hakan Ateş'e de Mehmet Aydoğdu'ya da ulaşabilirdim. Ama tüm işlemlerimi Seçil Erzan yapıyordu, sonuna kadar güveniyordum. Devlet içinde de bazı şeyler oluyor, siz de Cumhurbaşkanına ulaşabilirsiniz ama ulaşmıyorsunuz.

Saf olmasam bu parayı verir miyim?

Emre ağabey beni arayınca öyle bir şey olduğunu anladım. Ben bu konularda biraz saf bir insanım görüldüğü gibi. Zaten saf olmasam bu kadar parayı verir miydim. Beni her aradığında Kasım'dan Ocak ayına kadar kendisiyle sürekli görüştük. 'Fon ne alemde, fon nasıl gidiyor' gibi. Muslera'yı ben çok severim, onun da fonda olduğunu öğrendim. Sırası benden sonra olunca ben de 'Ona verelim, kalanı bana verelim' diyordum. Sonlara doğru Seçil Erzan sıkışmaya başladığında bazı isimler geçti ama ben edep olarak kimseyi arayıp 'şu kadar paran varmış' demedim" dedi.

Avukatın sorusuna cevap veren Arda Turan, "Ben, kimseye tavsiyede de bulunmadım fonla ilgili. 'Ben kazanıyorum sen de kazan' diye kimseye söylemedim" dedi.
Mahkeme başkanı, Arda Turan'a, Seçil Erzan'ın etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanması hususunda bir diyeceği olup olmadığını sorması üzerine Turan, "Ben paramı alayım hiç yatmasın, beni ne ilgilenir" dedi. Arda Turan'ın bu cevabı üzerine salondakiler gülmeye başladı.

Ben, Seçil Erzan'ın şubesine ne zaman gitsem beni odasında ağırlardı. Denizbank konforlu bir yer. Paraları kardeşim de teslim etti. Ben ona 'şu parayı şuraya teslim et' derim, o da teslim eder. Ben bu parayı bankadan almayacaktım. 'Denizbank'ta kalsın, banka benim paramı yönetsin' diyordum. Her zaman sadece ihtiyacım kadar istedim. Bankacılık işlemlerimi kendisi bankadan yapardı. Benim gitmeme gerek kalmazdı. Denizbank'ın banka müdürüne bu kadar sahip çıkmamasını anlamıyorum" dedi. Avukatın, "Denizbank merkezine neden Fatih Terim ile gittiniz" sorusuna cevap veren Turan, "Fatih Hocanın da bizimle gelme sebebi büyüğümüz olması ve Hakan Ateş ile olan ilişkisi nedeniyleydi" dedi.

Kaynak: ANKA