21 Ocak 2016’da Bornova’da, tek oda bir ofiste, fotoğraf makinamız dahi olmadan başladık yayın hayatımıza.

O zaman dedik ki, “İzmirli olacağız, İzmir gibi olacağız, İzmir değerlerinin altını kalın çizgilerle çizeceğiz. Bunu yaparsak, İzmir bu gazeteyi sever.”

Çok kısa süre içerisinde tanınırlığı artmaya, sözü kıymetlenmeye başladı İz Gazete’nin… İnternet üzerinden milyonlarca kişiye eriştiğimiz dönemler oldu.

Elimize geçen tüm olanakları, gazeteyi büyütmek için değerlendirdik ve ‘İzmir’e layık gazete olalım’ istedik.

Bu 3 buçuk yılda kervanımıza, İz Dergi, Biz Kitap Yayınları ve Biz Ajans da dâhil oldu.

Bugün ise, günlük olarak yayınımıza başlayışımızın ilk günü…

***

Mevzuatlarda yapılan siyasi hesaplı değişiklikler ile neredeyse 5-6 yıldır tüm Türkiye’de yandaş olmayan yeni hiçbir günlük gazete kurulamıyor. Yandaş olmayan gazeteciler internete sıkıştırılırken, halkın vergileri yandaş gazetelere aktarılıyor. Bir taraftan halk, yalanlarla boğulurken; diğer taraftan gazetecilik mesleği, gerçek bilginin kitleselleşmesini istemeyenler tarafından her geçen gün itibarsızlaştırılıyor. Bu durum hepimizin de doğrudan yaşadığı üzere sadece gazeteleri ve gazetecileri değil, toplumun geniş kesimlerini yani doğrudan okurların yaşamlarını etkiliyor.

Ve bence iddia edilenin aksine, hala kitlelerle buluşmanın en etkin yolu kâğıttan geçiyor.

İzmir gazeteleri bu bakımdan karpuz gibi ikiye ayrılmış durumda. Bir kısmı tüm olanaklarını internete odaklamış ve oradan yayın yaparken, bayilerde olan gazetelerin tamamına yakını ise interneti boşlamış halde.

İşte bu tablo içerisinde İz Gazete, hem dijital alanda güçlü hem de bayilerde olması hasebiyle önemli bir boşluğu doldurmuş olacak.

Sadece bu değil tabii ki…

‘Kimse gazete okumaz, herkes sosyal medyadan takip ediyor’ şeklindeki eksik bilgi, siyasi baskılarla içi boşaltılmış gazeteciliğin bir sonucu maalesef… İzmir, gazete okunma oranlarının en yüksek olduğu şehirlerden biri. İzmir’in genlerinde gazete okumak, hatta yerel gazete okumak var. Buradaki esas ihtiyaç, yeniden İzmirlilerin gönlünü kazanabilecek bir yayın çıkarmak.

Bizden bir beklenti olduğunun farkındayız.

Tüm gayretimiz İzmirlilerin seveceği bir gazete olmak olacak.

***

Zor ve uzun bir yola çıkıyoruz. Mevzuatı bilen herkes bize ‘3 yıl nasıl bekleyeceksiniz?’ diyor. Buradan net söylüyorum. Beklemeyeceğiz ve bu kısır döngüyü değiştirmek için tırnaklarımızla direneceğiz. Bize yine ‘neye güveniyorsunuz?’ diyorlar. Öncelikle kendimize güveniyoruz. Sonra 17 yıllık karanlık fetret dönemi dışında başka hiçbir dönemi yaşamamış genç kadromuzun değişim özlemine güveniyoruz. İzmir Gazeteciler Cemiyeti’ne, Türkiye Gazeteciler Sendikası’na, yazarlarımıza, okurlarımıza yani sizlere güveniyoruz. ‘Arkanızda kim var?’ diyorlar ‘Yangınlar sonrasında İzmir’in dağlarında yeniden çiçekler açacak’ diyen on binler var arkamızda. ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz’ diyen yüz binler var arkamızda. Louis Aragon’un dediği gibi, “İnsanın insanca sözüne ve onun bülbülleri bile susturabilecek orkestrasına katılma yürekliliğini gösterecek hayli insan var.” Biliyoruz.

‘Bu cesaret nereden geliyor’ diyorlar mesela, mesela bu cesaret her şey çok güzel olacak diyen Berkay’ın gözlerindeki ışıktan; Hasan Tahsin’den, Uğur Mumcu’dan, Abdi İpekçi’den, Sabahattin Ali’den, Metin Göktepe’den, Hrant Dink’ten, Ape Musa’dan geliyor.

***

Mümkün değil denilen şeylerin başarıldığı hayal denilenlerin gerçeğe dönüştüğü dönemde sadece seyredemezdik.

Tarihe geçen o sözlerle ‘Yolumuz uzun, heyecanımız yüksek, gençliğimiz var! Asla vazgeçmeyeceğiz!“

Kararlı, inatçı ama mütevazı olacağız.

Ve İzmir’e, İzmirlilere layık bir yayın organını hep birlikte ayağa kaldıracağız.