“Muammer Sun beni müziğe başlatan ilk hocamdı ve benim için çok önemlidir. Muammer Sun kitaptaki şarkıları beğenmekle birlikte çok önemli bir şey söyledi. “Bu çocuk şarkıları, sadece çocukların söyleyeceği değil, büyüklerin de çocuklara söyleyeceği şarkılar olmuş” dedi. Cem İdiz çocuklar için çıkardığı Yıldız Tozu Şarkıları kitabının hocası Muammer Sun tarafından beğenilmesinden dolayı mutluluk duyuyor. Şarkıları sadece hocası değil yazdığı çocuklar da beğenmiş hatta ona unutulmaz bir sürpriz de hazırlamışlar. Cem İdiz çocuklarla yaşadığı anıyı paylaşırken gözleri parlıyor. “Çiğli’de özel bir okula davetliydim. Kitabımı almışlar, beni söyleşiye davet ettiler. Önce söyleştik, sonra kitabımı imzaladım. Yıldız Tozu Şarkıları kitabında yer alan üç şarkıyı ‘Selam’, ‘Bahar Şarkısı’ ve ‘Bilemedim’ isimli şarkıları solistle birlikte topluca söylediler. Çok güzel hazırlanarak bana minik bir konser verdiler. Müzik öğretmenleri çok güzel öğretmiş, çocukların şarkıları çok keyifli söylediklerini gördüm. Konservatuardaki hocalık deneyimlerimden söyleyebilirim ki çocuklara güzel şeyler verdiğinizde çok güzel geri dönüşler alıyorsunuz. Çocuklar işlenmeye hazır ham maddeler,  kötü işlerseniz en büyük ihaneti yapmış olursunuz. Bu adam öldürmekten daha kötü çünkü bir nesli öldürüyorsunuz. Çünkü o çocuklar bizim geleceğimiz. İyi işlerseniz çok güzel geri dönüşler alıyorsunuz. Çocuklar saf ve temiz duygularla, açık kalpli, henüz kirlenmemiş bir algıyla iyi işlere hazır bir şekilde, doğru ellerde çalışmayı bekliyorlar. Ben bunları Ankara Hacettepe Konservatuarı, İstanbul Mimar Sinan Konservatuarı ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi Konservatuarında hocalık yaptığım dönemlerde bizzat yaşayarak gördüm.” “Çocuklara inanmak lazım” diyor. “Neden?” deyince bizzat başından geçen sıra dışı bir hikayeyi bizimle paylaşıyor. “Bundan yıllar önce, Ankara Konservatuarında yetenek giriş sınavı yapıyoruz. Küçük bir kız geldi. Sınav iki aşamalı olarak yapılıyor. ‘Müzik kulağı nasıl’, ‘ritim duygusu var mı’ diye bakıyoruz. İlk aşamada çocukların müzik yeteneğine bakıyoruz. İkinci aşamada fiziksel yapılarına göre değerlendirip ona göre bir enstrümana yönlendiriyoruz. Gelen kız çocuğu 10-11 yaşlarında bir köy kızı, bir hastalığı var ve hastalığından dolayı doğru dürüst konuşamıyor, sesler peltek çıkıyor, ağız yapısı nedeniyle dilinde pelteklik var. Müzik kulağı var, ritim duygusu var, yetenek sınavından geçti hatta çokseslilik var, ses bile var. İçeride tam 1.5 saat kıyasıya kavga ettik. Kızı konservatuara kabul etmek istemiyorlar. Ben de girsin istiyorum. En nihayet ben kefil oldum. ‘Her türlü sorumluluğu alıyorum’ dedim. Çocuğa sınavı kazandırdık. 1. Aşama sınavı üç ay sonra, Şubat’taki eleme sınavını geçemezse okuldan atılıyor ama o çalıştı, azmetti sınavı geçti. Şu anda konservatuara kabul etmek istemedikleri bu çocuk başarılı bir müzisyen oldu. Cenevre Senfoni Orkestrasında 1. Obuacı oldu. Şu anda Cenevre’de yaşıyor. Obua üzerine CD’leri çıktı, çok önemli bir solist sanatçı oldu. Eğer bir çocuğa inanır ve yatırım yaparsanız geri dönüşü böyle güzel oluyor. Sınavı kazandığında ‘Sen obuayı kazandın dediğimizde, o ne zurna mı?’ diye soruyordu. Obuayı hayatında hiç görmemiş. Şimdi hiçbir yaş günümü ya da yıl dönümlerini atlamadan mutlaka beni Cenevre’den arar ya da bana kart gönderir.” Çocuklara inanmak, yatırım yapmak ve Yıldız Tozuna bulanmış şarkılar söylemek lazım. Pan Yayınlarından çıkan Yıldız Tozu Şarkıları çocukların büyüklerle birlikte söyleyeceği, hayaller kurabileceği şarkılar içeriyor. Bu yıl üzerimize bir tutam Yıldız Tozu serpelim geleceğin güzel günler getireceğine inanalım. Sonuç olarak, her şey inanmakla başlıyor…