Gaziemir Belediye Başkanımız sayın Halil Arda’yı eleştirdiğimi anımsarsınız. Ne demekti nükleer çöplüğü kamulaştırmak? Mülkiyet kamu zararına kullanılamazdı. Nükleerden daha fazla ne zarar verebilirdi ki halka, doğaya; tüm yaşama? Tüm nükleer çöplüğe derhal Anayasa ve yasalar gereği el konulmalıydı! Nükleer çöplük de bu yıkıma neden olanların bütçesinden, mal varlıklarından karşılanarak arıtılmalı, güvenli hale getirilmeliydi. Görüşüm ve tepkim bu yönde olmuştu.

Sayın Halil Arda “Duran Adam” eylemine başladı geçtiğimiz cuma günü. Bu eyleminde “Atıkların temizlenmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yaptığı çağrıların sonuç vermemesi üzerine 3 ay boyunca her hafta cuma günü atık alanında eylem yapacağını...” duyurdu. Gaziemir Belediye Başkanımız sayın Halil Arda, “İzmir Valisi ile bu konuyla ilgili görüşmeler yaptım. İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürüyle bu konuda çalışmalar yaptım. Ama geldiğimiz noktada maalesef bir adım atıldığını görmüyoruz.” diyerek de yakınıyor.

Gaziemir Belediye Başkanımız sayın Arda,  “Tehlike çok büyük. Türkiye nükleer atık çöplüğü haline getirilmeye çalışılan bir ülke. Bu ülkede bulunmayan atıkların nasıl ve kimler tarafından getirildiğini biz bilmiyoruz. Ancak fabrika sahipleri bunu çok iyi biliyor. Tehlikenin ne kadar büyük olduğunu onlar biliyor. İki yıldır buraya devletin el koyması gerektiğini ifade ediyorum. Devlet buraya el koyacak, koruma altına alacak sonra da bilimsel yöntemlere göre burasını temizleyecek.” diye haykırıyor.

Saygıdeğer Başkanımız devam ediyor: “Buraya el koyun, burayı temizleyin. Bunun bilimsel yöntemlerle mümkün olduğunu biliyoruz. Türkiye’de bu işi yapan bir firma yok. Çünkü Türkiye’de daha önce tespit edilmiş bir nükleer atık yok. Dünyada bu konuda uzman firmalar var. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bu firmalarla anlaşıp, buraya el koyup halkımızın sağlığını tehdit eden bu tehlikeyi ortadan kaldırmasını talep ediyorum...”

Evet, Başkanımız kararlı bir şekilde bu nükleer çöplüğe el konulmasını dile getiriyor. Takdir etmemek olası değil.

Gaziemir’in sayın Belediye Başkanı’ na şunu da öneriyorum: Buraya el konulduğu gibi nükleerden arıtılma masraflarının da halkın parasıyla değil fabrika sahiplerinin bütçelerinden karşılanmasını talep etmelidir. Halkın canını, sağlığını nasıl tehlikeye attıklarını, bu nükleer gömü işinin nelere mal olduğunu yaşayarak görüyor ve biliyoruz. Sayın Başkanımız da biliyor: “...Bu bölgede yaşayan vatandaşlarımızın sağlık sorunlarının neler olduğunu ben biliyorum. Burada aramızda olan bir kadın var, üç çocuğu var. İki çocuğu engelli. Üçüncü çocuğunun ikizini ise doğduğu gibi kaybetmiş. Hemen kıyımızda oturuyor. Bu insanlar, buradaki tehlikeyi yaşıyorlar...”

Başkana haksızlık yaptığımı kabul ediyorum. Yiğidin hakkını vermeliyim. Doğrusu budur.

Nükleer çöplüğe el konulmalıdır. Nükleerden arındırma masrafları kurşun fabrikası sahiplerince karşılanmalıdır. Bu suçu işledikleri için mutlaka yargılanmalıdırlar. İdari para cezasıyla ki, onu da ödeyip ödemedikleri bilinmiyor, geçiştirilecek bir suç değil bu!

Ülkemizin dünyanın nükleer ve tehlikeli atık çöplüğü olmasını istemiyorsak bu isteklerimizde ısrarcı olmalıyız; en başta suçluların tespiti ve yargılanmasını sağlamalıyız.

Her hafta cuma günleri saat 11.00’ de DURAN ADAM eyleminde Başkan Halil Arda’nın yanında, ülkemiz için, halkımız için, gelecek nesillerimiz için yerimizi almalıyız!