'Kaybedecek bir şeyi olmayanlardan korkmalısın.'

Son bir yılda yaşadıklarımızla; Kolombiyalı yazar Gabriel García Márquez’in bahsettiği kaybedecek bir şeyi olmayanlar hızla çoğalıyor.

Ankara’da hastane önünde yaralı oğlunu beklerken ‘O koltuklar onlara haram. Eğer oğluma bir şey olduysa, yıkarım bu memleketi. Bilal oğlanlarla kara paralarla gezemeyecekler. Koltuklarında rahat oturamayacaklar.’ diye boğazı yırtılırcasına bağıran anne mesela…

Ya da yine hastane önünde 'Hepinizin iktidarı da hırsızlığınız da başkanlığınız da yerin dibine batsın! Hiç birisi bir genç kız hayatı etmez' diyen yaralı yakını…

Son bir yılda, altı bombalı saldırıda 225 kişi ölüp, binlercesi yaralanmışken ve bombalar peşi sıra ülkenin başkentinde patlıyorken, ‘endişelenmeyin’ açıklaması yapanlar endişelenmek bir kenara, tir tir titriyorlar korkularından. Bu kesin!

Hiçbir korkuya benzemez çünkü...’ işte o kaybedecek son şey olarak oğlunu bilen anadan duyulan korku.

Biliyor ve korkuyorlar da, biz bilmiyoruz milyonlarca olduğumuzu…

Biz bilmiyoruz milyonlarca oluşumuzla korkuttuğumuzu. Oysa tam da buradan başlamanın zamanı gelmedi mi?

**

Olmaz dediğimiz her şey olmadı mı?

Ülkenin batısından doğusuna, kuzeyinden güneyine…

Bu kadar da olmaz. O kadarını da yapmazlar’ diyeceğimiz ne kaldı? 

Aman kalabalığa girme, bomba patlar’ telkinleriyle ömür geçmez hiçbirimize. Ne kadar yalnızlaşırsak o kadar yaklaşıyor ölüm hepimize, hala anlamadık mı?

Tam da şimdi, ‘kalabalığa gel, daha da kalabalığa’ demenin vakti değil mi?

Bu yazıyı dün ölmediğiniz için okuyorsunuz. 13.03.2016' yazmışlar duvara.

‘Otobüs durağında ne işi vardı?’ diye de soramayacaklarına göre, ölüme hepimiz çok yakın değil miyiz?

Ölüm diyorum, ne kadar daha yaklaşırsa boğazımızı yırtacağız?

**

Kaybedecek neyimiz kaldı?

Bir hatırlasak ‘kalabalığa karışınca’ ne kadar güçlü olduğumuzu, hepsi geçecek.

Bitecek bu zifiri karanlık!

**

'Kaybedecek bir şeyi olmayanlardan korkmalısın' diyor ya usta yazar, biz unutsak da onlar biliyor.  

Márquez sözünü 'Çünkü onlar, kazanmak için her şeyi yaparlar.' diye tamamlıyor.