Geçtiğimiz hafta sonu Marmaris’te yapılan Yerel Medya Çalıştayı, bana göre bir konuyu öne çıkardı. Yok, sorunlar anlamında değil, o fasılda dert küpüyüz, zaten iki gün boyunca konuşmacılar hepsini anlattı. Çözümü, siyasal iklimin değişiminde yatan sorunlar hemen hepsi. Muhalefet notlarını aldı,  seçimlerden sonra ne yapacaklarını göreceğiz.

Ben diyorum ki gelin biraz da çuvaldızı kendimize batıralım!.. Bu sektörün mensupları olarak kendi hallerimiz nedir bir bakalım. Önce şunu bilmek zorundayız, bu kadar sorunla boğuşan bir sektör birlik olmasını beceremezse, hiç bir işin üstesinden gelemez. 

Evet basın rekabetçi bir sektördür, haber atlatma, daha iyi gazetecilik yapma, daha çok ilan alma, en güzel sayfayı çizme… Bunlar mesleğin hoş ve geliştirici rekabet alanlarıdır. Ama birbirinin önüne geçmeye çalışan yerel medya kurumları, ‘ben yaptım o yapamadı’ veya tersi ‘ona niye öyle de bana böyle’ diyen bir anlayışla hareket ederse ne BİK’le olan sorunlar çözülür ne iktidarın baskıcı politikaları bertaraf edilir, ne yerel yönetimlerden daha fazla destek sağlanır. Mesleki rekabet sonuna kadar olmalı, daha iyisi, en iyisi için gazetecilik yarıştırılmalı; ama sorunların çözümünde birlik olunmalı. Ayak kaydırma çabası, mesleki rekabet etmek yerine aşağıya çekmeye çalışmak sektörü zayıflatır, itibarsızlaştırır ve gazetecilik etiğine de yakışmayan davranışlardır.

Çalıştayda, çeşitli illerden gelen meslektaşlarla konuşmaya, Anadolu’nun durumunu anlamaya çalıştım. Aralarındaki ilişkileri sordum, kimisi rakip medya kuruluşuyla ‘konuşmadığını’ söyledi, kimisi dayanışmanın zayıf olduğunu itiraf etti… Bazı illerde birden fazla cemiyet, dernek var, gazeteciler, yayın organları ikiye üçe bölünmüş halde.

Oysa her ilde yerel medyanın sorunları farklı değil. Birlik olunursa çözümler için gücümüz de artacaktır, zaten çalıştayın da amacı bu değil mi?

Örneğin İzmir, yerel yönetimlerin Meclis kararlarını gazetelerde yayınlanması modelini dile getirdi, çok da etkili oldu. CHP’li 11 şehre yaygınlaştırılması sonuç bildirgesine de girdi. Bu, birliğin gücü değil de nedir? Her gazete bu uygulamadan yarar sağlayacak; istenen de bu değil mi? Başarıyı kıskanmadan, kişisel egolara yenik düşmeden, ‘bunu ben yaptım başkasının payı yok’ benciliğine kapılmadan yol alacağız. Dayanışma anlamında da İzmir’i yerel medyada model yapacağız, isteğim ve umudum budur!

Metro’da nefesler tutuldu…

Bu satırlar yazıldığı sırada, İzmir Metro ve tramvayda grevin başlama tarihine sadece bir gün vardı. Son hafta, Yönetim Kurulu üyesi Aytekin Sözer devreye girmiş şirket yönetimi, sendika ve Başkanlık arasında mekik dokumaya başlamıştı. Taraflar Çarşamba akşamı Başkan’ın Kültürpark’taki çalışma ofisinde tekrar bir araya geldi. Görüşme gece geç vakte kadar sürdü, yönetim biraz çıktı ama sendikanın istediği miktara yine ulaşılamadı. Anlaşma olmadan masa dağıldı!

Bugün raylı sistem ya hizmete devam ediyor olacak veya kontak kapanacak. Böyle durumlarda son ana kadar umut vardır, çözüm bulunabilir. Beklentim, yüz binlerce İzmirlinin bugün de metro ve tramvayı kullanarak günlük hayatlarına devam ediyor olması, aksi çok kötü olacaktır.