Konak Belediyesi ve bir grup edebiyat insanının birlikte kotardığı ve Alsancak TSKM’de icra edilen bir “edebiyat matinesi” diyebileceğimiz etkinlikten haberdar mısınız? Bekir Yurdakul ve arkadaşlarınca ayda bir kez TSKM’de düzenlenen “Vefa İstasyonu: Emek Edebiyat Buluşması”ndan söz ediyorum.

“AYRILIKLARA DOKUNAN KALEM: KEMAL ANADOL”

Geçen ay Vefa İstasyonu’na Kemal Anadol geldi. “Ayrılıklara Dokunan Kalem: Kemal Anadol” başlıklı etkinlikte Erdal Karademir, Sancar Maruflu, Hüseyin Yurttaş, Abdulah Bizden ve Osman Akbaşak farklı boyutları ve yönleriyle Anadol’u anlattılar.

Kemal Anadol, malumunuz; “eski tüfek”lerden ve yazar da olan Zihni Anadol’un oğlu. Zaten Kemal Anadol da babasının “Yaz,” vasiyetini esas almış; “Çünkü söz uçar yazı kalır.”

Evet, Anadol yakın siyasi tarihimizin son 50 yılında olan bir sima. İlk önemli misyonu, CHP Ankara İl Gençlik Kolu Başkanlığı. 1973’te CHP’nin Ecevit’le yüzde 33 küsur oy alarak birinci parti çıktığı genel seçimlerde de ilk kez milletvekili. O da o zamanın milletvekilleri gibi henüz otuzların başlarında genç bir adam. O kadro şimdi 75-80 arasında. Anadol beş dönem milletvekili olarak parlamentoda görev yapar. İki kez Zonguldak, üç kez de İzmir’den seçilerek.

Arada Barış Derneği Genel Başkan Vekilliği var. Bu yüzden tutuklanmışlığı da…( Barış Derneği’nden fakülte dekanım Prof. Dr. Melih Tümer, diplomasi hocam E. Büyükelçi Mahmut Dikerdem, bitirdiğim liseye edebiyat öğretmeni olarak getirdiğim ünlü şair Ataol Behramoğlu -daha sonra yolumuz Cumhuriyet’te kesişecek ve kitaplarının editörlüğünü yapacağım- da tutuklanmıştı o zaman) Kitaplarıyla gelen ödülleri de; Yunus Nadi Ödülü ve Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü.

O DA GAZETECİ-YAZAR SİYASETÇİ SOYUNDAN

Vefa İstasyonu’na dönelim; Anadol, yazarlığının şifresini şöyle verdi: “Bir politikacı olarak yakın geçmişle ilişkimin zayıf zayıf olduğunu fark ettim. Yakın geçmişle bugünün irtibatı benim için çok önemlidir.”

“Siyaset” için ne dedi peki üstat? “ ‘Siyasette kaybetmekten korkma! Kaybedince selam verecek adam bulamaktan kork!’ Kamil Kırıkoğlu’nun bu sözü hala kulaklarımda çınlıyor.”

Politikacı yazarların politikacı kimliğinin öne çıktığını saptayan Anadol, Mustafa Kemal Atatürk döneminde pek çok gazeteci ve yazarın da partide ve parlamentoda görev aldığını vurgularken tarihi bir gerçeğe işaret ediyordu. Hatıtrlayalım; ümlü öykücü Memduh Şevket Esendal da bir ara CHP genel sekreteri değil miydi? Falih Rıfkı Atay’lar ve daha kimler kimler…

VASİYET VE SADAKAT

Panel bölümünde Abdullah Bizden panoramik olarak kitaplarını anlattı Anadol’un. Zihni Anadol’un kitaplarına da değindi ve Kemal Anadol’un ilk kitabını 1987’de babasının 1989’da yayınladığı ilk ktabından da önce yayınladığını vurguladı. Bu da Kemal Anadol’un babasının vasiyetine ne kadar sadık olduğunu gösteriyor.

Başka neler dedi Bizden? “Anılarda gözlem gücü var. Gazeteci ve hukukçu kimliği onu romana götürüyor. Romanlarında yerel tarihten, yanı sıra sözlü tarihten yararlanıyor. Örneğin babasına ‘Babam ve arkadaşım’ diye ithaf ettiği dördüncü baskıya ulaşan Karşıyaka Memleket böyle bir roman. Anadol’un ikinci romanı da sekizinci baskıya ulaşan Büyük Ayrılık.

YAZARLIĞIN HAKKINI VERİYOR

Hüseyin Yurttaş, Büyük Ayrılık’ı basılmadan okuyan ayrıcalıklı bir dostu Anadol’un. Aslında rmanda bir bölüm adı olan “Büyük Ayrılık”ın romanın adı olmasını önermiş ve Anadol da benimsemiş. Arkadaşı için şöyle dedi o da: “

“Boş şeyler söylemediği için, söylediklerine de çok inandığı için konuşmaları da ilgi ve heyecanla dinlenirdi. Yazar olarak bir özelliği; iyi bir araştırmacıdır, bilgiye dayalı yazar, yazarlığın hakkını verir.”

EN GEÇ YATAR AMA EN ERKEN KALKAR

Politikacı arkadaşı, kendisi gibi İzmir’den milletvekili seçilen Erdal Karademir de Anadol’dan “disiplini, bilmedikleri konularda konuşmamayı, bilginin değerini” öğrendiklerini ifade etti. Onun grup çalışmalarıyla ilgili geziler sırasında “en geç yattığını fakat en erken kalktığını, otobüsün hareket ettikten sonra gecikenin otobüse binmediğini de” ekledi.  

SİNEMAYA DA UYRALANABİLİR KİTAPLAR

Sancar Maruflu, Anadol’un kitaplarının “hem araştırmaya dayalı hem de hayatın gerçekleriyle örtüştüğünü, bazı kitaplarının sinemaya da uyarlanabileceği” üzerinde durdu ve insani bir yanına da dikkat çekti; “Çok iyi yüreklidir, merhametlidir.”

SÜRDÜĞÜ HAYATTAN MEMNUN MU?

Evet, 1944 tevkifatının ünlü isimlerinden, Türk sosyalizminin simalarından Zihni Anadol ile terzi Emine Anadol’un çocuğu olarak Zonguldak’ta dünyaya gelen; Safranbolu, Ereğli’de kimliğini, kalemini bulmaya başlayan ve bu kimliği İstanbul, Ankara’da şekillendirerek olgunluğunda İzmir limanına demir atan ve uzun yıllardır İzmir’de siyaset, son sekiz yıldır da kitaplarla haşır neşir olan Kemal Anadol Karşıyaka’da yazmaya arada bir de konferanslara, panellere katılarak görüşlerini, deneyimini anlatmaya devam ediyor. Hukukçuluğu ise ister istemez siyasetçiliğinin ve yazarlığının iyice gölgesinde kaldı. İlk kitabı “Kartal Maltepe’den Sağmalcılar’a İnsan Manzaraları”ydı… Son olarak “Filmi Geriye Sarınca” ve “Kasırga” geldi belleğim yanıltmıyorsa. Tezgahta başka bir roman olduğunu biliyorum ama o da sürpriz olsun…

Peki o bu hayattan memnun mu? İyi ki siyasetçi ve yazar Kemal Anadol mu oldu? Sanırım memnun… Anadol’a bize daha başka kitaplar sunacağı esenlik içinde bir yaşam diliyorum.