İzmir’in Çeşme ilçesi uzunca bir süredir kuşatma altında. Hem de ağır bir kuşatma... Örneğin geçtiğimiz yıl, Kültür ve Turizm Bakanlığı bölgede Çeşme Turizm Projesi gerçekleştireceğini ilan etmişti. Bunun için o dönem bölgede, devlet eli ile –sadece savaş durumunda uygulamaya konulabilecek olan- acele kamulaştırmalar gerçekleşmişti. Çevreciler ve bölge sakinleri, hem acele kamulaştımalara hem de projeye sert şekilde tepki vermiş, acele kamulaştırmalardan geri adımlar atılmış olsa da Çeşme Projesi ve Çeşme’nin geleceğine ilişkin belirsizlik sürüyor.

Çeşme’ye yönelik kuşatma bu kadarla sınırlı değil. Şimdilerde de Çeşme’nin gündemi RES’lerle sıkça meşgul oluyor. Rüzgar Elektrik Santralleri’ne dair tartışma devam ededursun; İzmir 4. İdare Mahkemesi’nin 2016 yılında Germiyan Mahallesi’nde yapılacağı öngörülen RES’ler için ÇED raporunun gerekli olduğuna dair kararını hatırlatmakta fayda var. Ancak şirket ve çevreciler arasında da ÇED raporu belirsizliği sürüyor. Şirket, ellerinde ÇED raporu bulunduğunu öne sürerken; çevreciler bölgeye ilişkin bir ÇED raporunun bulunmadığı konusunda ısrarcı.  

BELEDİYE KAPATTI, VALİLİK AÇTI!

Tüm bu tartışmaların gölgesinde, 16 Ağustos 2020 tarihinde Çeşme Belediyesi’ne bağlı Yapı Kontrol Müdürlüğü,  RES yapılmak istenen alanı mühürledi. Güral Porselen şirketi de burada yürüttüğü çalışmayı sonlandırmak zorunda kaldı. Fakat, aradan dört gün geçtikten sonra ise İzmir Valiliği’ne bağlı İl Kültür ve Turizm Bakanlığı, Güral Porselen Turizm ve Vitrifiye San. A.Ş. ‘nin dilekçesi üzerine bölgede çalışma yapılmasında herhangi bir sakınca bulunmadığına ilişkin bir yazı yayınladı.  Valilik, Çeşme Belediyesi’nin mührünün kaldırılmasını söz konusu projede kamu yararı bulunduğu gerekçesiyle gerçekleştirdiğini açıklıyordu.

150 TON BETON DÖKÜLDÜ

İzmir Valiliği’nin, Çeşme Belediyesi’nin kararını bozmasının ardından alana iş makineleri girdi ve çalışmalar yeniden başladı. Edindiğim bilgiye göre; şu ana dek alana 150 ton beton döküldü. Ben bu yazının satırlarını kaleme alırken ya da siz bu satırları okurken bu rakam daha da artabilir. Projenin gerçekleşmesi halinde alana rüzgar tirbünlerinin girebilmesi için 8 metre genişliğinde yollar açılacağı konuşulanlar arasında.

Birinci dalga sona erdi mi?

İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, geçtiğimiz gün stüdyo konuğum oldu. Pandemi sürecinin başından bu yana; tabip odaları, doğru bilgiyi almak konusunda doğru adresler oldu. Şeffaflık konusunda Sağlık Bakanlığı’na itici güç durumunda oldular. Salı günü gerçekleştirdiğimiz yayında da İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı’ya ikinci dalga tartışmalarını sordum. Lütfi Çamlı’nın yanıtı çarpıcıydı. Çamlı, birinci dalganın henüz bitmediğini, dolayısıyla ikinci dalganın henüz başlamadığını aktardı.Çamlı, ayrıca İzmir’de her gün ortalama 450 vakanın bulunduğunu söyledi. O halde ben de  Lütfi Çamlı’nın söyledikleri üzerinden şunları sormak istiyorum:  Sadece İzmir’de vaka sayılarının bu düzeyde olduğunu göz önünde bulundursak Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı günlük veriler gerçeği yansıtıyor mu? 1 Haziran’da birinci dalga gerçekten sona ermiş miydi?