Her geçen gün toplumun alım gücü düşüyor. Temel ihtiyaç maddelerine gelen zamlar yoksul halkın yaşam standartlarını diplere çekti.

Temel gıda maddeleri, temizlik ürünleri anlık zamlar ile zirve yaptı.

Temizlik malzemeleri üçer beşer kat zamlanıyor. Bazı temizlik ürünlerine ulaşmak kolay olmuyor. Pandemi koşullarında insanların temizlik ve beslenme ürünlerini temin edememesinin yarattığı tehlike toplumun her kesimine omıcron virüsünden daha hızlı yayılıyor.

İktidar çevreleri: Ulus, milliyet, inanç üzerinden sabır çağırısı yapıyor. Bakara Suresi 155'inci ayeti, "Muhakkak ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle deneriz. Sabredenleri müjdele!" hatırlatıldı. Sabır ile bekleme nasihatleri yapılıyor. Çözüm vaat ediliyor.

MUHALEFETİN UMURSAMAZLIĞI

Ekonominin iyice dibe vurması ile iktidarın çökeceği söylemlerini geliştiriyor. Toplumda çatışma yaratılacağının korkusunu yayıyor. Darbe olabilir imasında bulunuyor…

Kargaşa, çatışma ortamı, ekonominin dibe vurması ile ülkenin iflasını mı bekliyor? Biz : muhalefet “bilge kadroları” ile neden hemen şimdi olarak çözüm üretmiyor?

İşçilerin örgütlü gücü: Sendikalar, Sivil Toplum Kuruluşları, Meslek Örgütleri ile birlikte acil eylem planları hazırlayıp devreye sokmuyor?

MEMLEKET DEĞİL İKTİDAR KAVGASI

Biri diğerini, FETÖ’cü, terör… destekçisi olarak suçluyor. Diğeri, diktatör, tek adam… suçlamalarını sürdürerek Türkiye şartlarında üst düzey maaşlarını alıp, ceylan derisi koltuklarda tuzları kuru muhabbetlerine devam ediyorlar.

AHALİ!

İşsizler, beslenme, barınma şansları kalmayan vatandaşlara bir tarafın verdiği umut, diğer tarafın umursamazca yaydığı korku arasında “bilinmezliğini” yaşıyor.

SONUÇ!

Birilerinin umut yayması diğerinin umursamazca korku yayıp ortamın olgunlaşmasını beklemesi arasında çaresizlik algısını kırmalı. Türkiye’nin ekonomik siyasi belirsizliği içinde insanlara dayatılan açlığı, yoksulluğu kader saymaktan kurtulmalı.

İşçiler, emekçiler, yoksul halklar iş-aş, sağlıklı yaşanılabilecek gelir, iş güvencesi talebi ile birleşmelidir. Eşit sosyal-siyasal haklar ve gelir dağılımının olduğu sosyal devlet güvencesi içinde yaşamdan yana tutum almalıdır.

EKONOMİK -SİYASAL BAĞIMSIZ TÜRKİYE İÇİN: SANAYİ, TARIM VE HAYVANCILIK MİLLİLEŞTİRİLMELİDİR.

Hadi hayırlısı…